'MSN tüm kötülüklerin anasıdır'

Bugün Milliyet Blog'da bir yazı okudum tüylerim diken diken oldu. Ben de bu başlık ile yazıya girmeye karar verdim. Önce aşağıdaki yazıyı bir okuyun. Bu yazıyı Milliyet blog yazarı Hakan Duran yazmış. Önce aşağıdaki yazıya bir tıklayın okuyun sonra bu yazıya devam edin.

http: //teknoloji.milliyet.com.tr/detay.asp?id=2229

Özgeçmişine bakıldığında Hakan Duran'ın yazılımcı olduğunu görüyoruz. Demek ki öncelikle yaptığı işe inanmıyor diye geçiriyorum içimden. Nasıl bir yazılımcı kalkar ve Internet kötüdür, MSN faciadır, aileleri parçalar, çocukları kötü yola düşürür ve Türk aile yapısını yok eder diye yazar?

Belki bilenler biliyordur; Anne babalar için Internet Rehberi isimli kitabın yazarıyım. Bu kitaptaki ailelere çocuklarını Internet'in tehlikelerinden nasıl korumaları gerektiğini belirten bir kitap. Ama ben bu kitapta buna rağmen Internet'i veya belli bir yazılımı asla karalamadım. Hakan beye şunu sormak istiyorum. Örneğin Gölcük depreminde telefon hatları kesildiğinden insanlar cep telefonlarından internete bağlanıp MSN ile kan aradıklarında bunun için ne diyeceksiniz? Yazınızda Internet'teki araçların önce iyi olduğundan bahsedip sonra evinde Internet bağlantısı olan tüm aileler tehdit altında diye yazmışsınız.

Yok böyle birşey, kimse tehdit altında filan değil. Evet bir tehlike var ama bunu genele yaymak çok mümkün değil. Bu şuna benziyor. O zaman tüm Türkiye'nin yollarda otomobiller dolaştığı için hayati bir tehlikede olduğunu söylememiz lazım. Öyle ya, aniden bazı kullanıcılar arabalarını kaldırımdaki yayaların üstlerine sürebilirler. Aynı şekilde tüm döner tezgahları da Türkiye'yi tehdit ediyor. Aniden tüm döner tezgahlarında çalışanlar döner bıçakları ile halkı kesmeye başlayabilirler.

Bu şekilde yaklaşırsanız, ki bu yasaklamacı bir yaklaşımdır; bu bir çözüm önerisi değildir. Zaten Internet hakkında yalan yanlış bilgiler ile dolu olan halkımız bir de sizin yazdığınız tarzda yazıları okuyunca evlerine Internet almıyorlar, çocuklarının sadece bilimsel çalışmalar yapmalarını bekliyorlar. Böyle birşey olmayacağını siz de biliyorsunuz. Bu yazıyı gerçekten hangi ruh hali ile yazdığınızı bilmiyorum; belki tanıdığınız birinin başına yakın zamanda birşey geldi ve o heyecanla yazmış olabilirsiniz. Ama lütfen olan bitenden Internet'i veya yazılımları sorumlu tutmayınız. Yoksa dediğim gibi tüm otomobil kazalarından da otomobilleri sorumlu tutmanızla aynı şeydir bu. O zaman at arabası kullanalım daha az trafik kazası olsun, öneriniz bu mu yani?

Yemeklerini Internetten sipariş veren, MSN kullanan insanlar var ya şunu söylemem lazım. TTNET'in elindeki toplam ADSL portu 3-3.5 milyon. Hadi hala dial up kullanan da bir 500 bin kişi olsun; toplasak toplasak 5 milyon adet bilgisayara ya varıyoruz ya varmıyoruz. 80 milyon nüfus olduğunu hesap edersek sanırım şimdilik korkacak birşey yok. Aksine bu 5 milyonu 10-15 milyona, 20 milyona yükseltmemiz gerekiyor. Internet'i öcü yapacağımıza Internet'i övmemiz ama tehlikelerinden bahsedip nasıl korunmak gerektiğini belirtmemiz gerekiyor.

Sorunların çözümü insanların eğitimidir. Bu sebeple kitaplar yazıyoruz, web siteleri kuruyoruz, çalışma grupları oluşturuyoruz. Milliyet blog gibi bir yerde yazı yazma ayrıcalığınız var, bunu populist panikler yaratmak için değil, sorunlara eğer bir çözüm üretebiliyorsanız bunları sunmak için kullanın. Elbette benim dediğimi yapmak zorunda değilsiniz, zaten bakın Internet'in güzel tarafı da bu değil mi? Herkes fikrini özgürce paylaşabiliyor. Lütfen Internet'i artık daha fazla kötülemeyin.