13 Nisan 2006

“Şimdi bu başlık ne alaka?” diye soranlar olacak muhakkak.

Valla içimden geldi işte!

İsterseniz kendi yazı maceramla başlayayım anlatmaya.

Bu ara sıra karalayan blog komşunuz nam-ı diğer “Yorum Dükkânı”

Milliyet Blog’un 5 Nisan 2008’de “Üç Tıkla Üye Ol” sloganının sihrine kapılıp, üye olduktan sonra uzun bir süre blogları okudu, durdu.

Onca zaman okuduktan sonra, 21 Nisan 2009’da ilk bloğunu yazmış. Tabii o da kesmemiş. Yorum yazıp fikir beyan etmeyi de elzem görmüş ve şimdilerde yazmayan Ali (Ali Açıkgöz) beyin “Yüz başı hakkımı kullanıyorum” isimli bloğuna, tüm cesaretini toplayıp bir yorum yazdığında ise takvimler henüz 28 Ağustos 2009’u göstermişti.

Nasıl ama yaklaşık on üç ay sonra ilk blog, on altı ay sonrada ilk yorum.

Yani bu bloğu gözden geçirirken amma da çok beklemişim diye de düşünmedim değil!

21 Nisan 2009’dan, 23 Mayıs 2011 tarihine kadar (3’ü Editörler tarafından geri çekilmesi istenen, 4’ü de kendi inisiyatifimle) geri çektiğim 7 blogla birlikte 91’i hala yayında olmak üzere toplamda 98 blog yazmışım. Kendi adıma büyük bir adım…

Sonra ne mi oldu?

Zaruri teneffüs…

Zaruri teneffüs dedik de!

13 Nisan 2006’yı açıklamayı unuttuk anlaşılan efendim.

Yıllar önce 2009’un Nisan ayının 11’in de taslaklara kaydettiğim bir yazıydı bu!

Başlığı bulmuş biraz da bir şeyler karalamıştım ki bir Usta yazanın (biz ona Blog Ustası da derdik) bu içerikte bir bloğunu okuyunca vazgeçmiş, taslaklara kaydetmiştim.

Nasip bugüneymiş de neden bugüne?

Eskilerden, nam-ı diğer Kaptan, kimine göre Herr Culduz, kimine göre Ümit Culduz, bana göre ise burada yazı uğraşısını hak ettiği gibi çok ciddiye alan ve hakkını veren bir yazar olan Ümit Culduz’un, bu gece Kerim (Kerim Korkut) arkadaşımızın sayfasında bir yorumuna rastlamam sebep oldu. Buradan ikisine de selam olsun...

Neyse efendim biz yine başlığa dönelim isterseniz zira mevzu iyice uzadı…

Neydi efendim bu başlığı önemli kılan?
Şimdi cevabı geliyor işte.

13 Nisan 2006: Milliyet Bloğ’un doğum tarihi efendim (Her ne kadar o tarihte Usta yazdığı blogta, 16 Nisan 2006 dese de!)

Tamı tamına, dolu dolu 13 sene, dile kolay…

Hatırlarım ilk üye olduğum da Blog Ustası Ümit Culduz’un bir yazısını okumuş ve onun ikazıyla yazılan blogları teker teker okumaya gayret edip, Milliyet Bloğu tanımaya çalışmıştım. O zamanlardan hatırladığım üç aşağı beş yukarı günde yaklaşık 200 yazı yayına giriyordu.

Bu arada meraklısına faydalı bir not daha Milliyet Bloğun ilk blog yazanı Beşir Tayfur’dur ve ilk yazılan blogta Teknoloji kategorisinde “LCD ve Plazma Üretimi Hızla Artıyor” isimli bloğudur :))

Ağustos 2019 tarihli dönüşüme müteakip Milliyet Bloğu epey bi gözlemledim ve ayrı kaldığım 8 yılda “Milliyet Blog nerelere evrildi ve neler değişti?” sorularımın cevaplarını bulmak için eski ve yeni sayfalar olmak üzere vakit buldukça bol bol blog okudum ve okumaya da devam ediyorum.

Malum, Milliyet Blog, blog yazanlarına sunulmuş bir platformdur. Yazan olduğu müddetçe ya da patron fişi çekinceye kadar da var olacaktır. Yazdıklarımı da pek ciddiye almayın zaten…

Geçmişten günümüze burada var olup (isimlerini tek tek zikretmeyeceğim zira sayfalar almayacak) an itibariyle ahirete göç eden dostlara Rabbimden rahmet, hala bu dünyada var olup ta burada var olmayan dostlara da selam ve huzur temennilerimi gönderiyorum.

Selametle…

Bir Not: Dönüşüme müteakip bununla birlikte Eylül ve Ekim aylarında 5’er blog yazmış olacağım yani anlayacağınız aylık istiap hadimi doldurdum. Bu ay benden başka blog yok. Yorumlarda görüşmek üzere…

Ud Virtüözü Dassi Elad sesleniyor "Sen Kimsin?" Dinlemek isteyen bi zahmet tıklasın :))

Ve ekliyor; "Kimi zaman görmek aldatıcıdır, hayal kurmak ise inanmaktır."