ABD - ÇİN Ticaret Savaşı

ABD yerine Dünya’nın yeni efendisi olacak Çin’in elinde ABD’yi bu denli korkutacak ne olabilir? Başta ABD olmak üzere Batı’yı paniğe sokan şey Nadir Toprak Elementleri’dir.

Akıllı telefonlardan Dünya yörüngesinde dönen uydulara, yüksek teknolojili uçaklardan elektrikli arabalara, nükleer pillerden cerrahi ve askeri lazerlere, teleskoplardan adını sayamayacağımız daha birçok hayati öneme sahip teknolojik ürünlerin üretimi ve işlenmesinde kullanılan Nadir Toprak Elementleri’nin (NTE) dünyada 121 milyon ton olarak bilinen rezervlerinin %36’sı Çin’dedir. %18’i Vietnam ve Brezilya’da, %15’i de Rusya’dadır. Kalan %13 ise başka ülkelere dağılmış durumdadır.

NTE’nin dünyadaki yıllık üretimi ise sadece 125.000 ton olup bunun %80’inden fazlasını Çin tek başına üretmektedir. Kalanı ise ABD, Avustralya, Brezilya, Hindistan ve Rusya’da üretilmektedir. ABD’de sadece 1 tesiste NTE işlenmekte olup çıkarılan NTE’nin büyük miktarı işlenmesi için Çin’e gönderilmektedir.

Dünyada en fazla NTE tüketen ülkeler ise Çin, ABD, Japonya, Almanya ve Fransa’dır. Yani başta batı dünyası olmak üzere bütün dünya Çin’e muhtaç durumdadır.

Dünya’da 17 adet nadir toprak elementi vardır. Aslında nadir denmesinin sebebi rezervlerin azlığı değil işlenme maliyetlerinin çok yüksek olmasındandır. Ayrıca bu esnada ciddi çevre kirliliğine de yol açmaktadırlar. Bu elementler; Disprosyum, Erbiyum, Evropiyum, Gadolinyum, Holmiyum, İterbiyum, İtriyum, Lantanyum, Lutesyum, Neodimyum, Praseodimyum, Prometyum, Samaryum, Seryum, Skandiyum, Terbiyum ve Tulyum’dur.

2019 yılının mayıs ayında Çin Komünist Partisi’nin resmi yayın organı Halkın Günlüğü Gazetesi Nadir Toprak Elementleri’nin ticaret savaşında bir koz olarak kullanılabileceğini ve ABD’nin Çin’i hafife almaması gerektiğini yazdı.

Hemen arkasından ABD Ticaret Bakanlığı da; ABD’nin NTE’deki dışa bağımlılığının azaltılması için acil önlemler alınması gerektiğini, Çin ve Rusya’nın üretimi durdurması haline bunun ABD ekonomisi üzerinde bir şok etkisi yaratabileceğini açıkladı.

Başta F-35 üretimini yapan ve dünyanın 56 ülkesinde yaklaşık 140.000 çalışanı olan Lockheed Martin ile 100.000 çalışanı ve 1 trilyon USD borsa değeri olan Apple olmak üzere pek çok sektörün önde gelen firmalarının üretim yapamaz hale gelebileceğinden korkulmaktadır.

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın 3.8.2018 tarihinde açıkladığı ilk 100 günlük icraat programında NTE için bir yol haritası oluşturulması da vardı. Türkiye’de Eskişehir-Beylikova, Malatya-Kuluncak, Burdur ve Sivas-Karaçayır’da NTE rezervlerine rastlanmıştır.

NTE ve Toryum Çalıştayı 11-12 haziran 2019 tarihlerinde Eskişehir’de ve 20-21 haziran 2019 tarihlerinde Tunceli’nde yapılmıştır.

Toryum da nereden çıktı diyenlere çok ilginç bulacakları bir hikaye anlatmak istiyorum. 30 Kasım 2007 tarihinde Atlasjet’in İstanbul-Isparta seferini yapan yolcu uçağı içindeki 50 yolcu ve 7 mürettebatı ile düştü. Kazadan kurtulan olmadığı açıklandı. Ne yazık ki uçakta Türkiye’de Toryum madeni ile ilgili çok önemli araştırmalar yapan Fizikçi Prof.Dr. Engin Arık ve 5 bilim insanı da vardı.

Toryum; nükleer reaktörlerde uranyuma alternatif olarak geleceğin yeşil yakıtı olarak adlandırılan, nükleer patlama tehlikesi olmayan, atıkları ise radyoaktif olmayan enerjiye dönüştürülebilen sonsuz enerji kaynağı olarak nitelendirilen bir madendir. En önemlisi Türkiye’de 120 trilyon USD değerinde rezerv olduğu iddia edilmektedir.

Cenazeler kaldırıldı. Konu kamuoyunda unutuldu. Daha doğrusu unutturuldu. Yıllar sonra FETÖ’den tutuklu Koza Altın İşletmeleri Isparta temsilcisi Muammer Görgeç’in cep telefonunun incelenmesi sonucunda 5 dakikalık bir konuşma kaydı bulundu. Konuşmada adı geçen kişi ile görüşenler Toryum üzerine çalışan akademisyenlerin ortadan kaldırılması için Atlasjet Uçağı’nı İsraillilerin düşürdüğünü, ancak uçakta olması gereken 7. akademisyenin o gün uçağa binmediği ve bulunup konuşturulması gerektiğini söylemişlerdir.

Hakikaten ailevi nedenlerden dolayı o gün uçağa binmeyip 2 gün sonrasına bilet alan 7. akademisyenin Prof. Dr. Serkant Ali Çetin olduğu ortaya çıkmıştır.

Görüldüğü üzere dünyanın geleceğinde kimin efendi kimin uşak olacağına son noktayı koyacak olan şey Nadir Toprak Elementleri’ne hangi devletlerin hükmedeceğidir. Saçma sapan konular ile Türk Milleti’nin vaktini ve enerjisini harcamak yerine Atatürk’ün dediği gibi ‘Hayatta en gerçek kılavuz bilimdir’ sözünü kendimize örnek almalıyız. Yazıma yine Atatürk’ün bir sözü ile son vermek istiyorum: ‘’Eğer bir gün benim sözlerim bilimle çelişirse bilimi seçin.’’

Sevgi ve Saygılarımla,

Mehmet Ulusal SAĞ