Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '16

     
    Kategori
    Dünya
     

    Açlık oyunları

    Açlık oyunları
     

    Son zamanlarda adını sıkça duyduğumuz Myanmar'ın Rakhine(Arakan) eyaleti, müslümanların açlıkla ve türlü işkencelerle eziyet gördüğü yer olarak karşımıza çıkıyor.

    Arakan, Myanmar'ın(Burma) Bangladeş sınırında 800 bin müslümanın yaşadığı bir eyalet. Burada müslümanlara yapılan zulmün nedeni olarak üç müslüman gencin Myanmarlı bir kadına tecavüz etmesi olarak gösteriliyor. Myanmar hükümeti ve halkı üç müslüman gencin hatasını(olmayan bir hata-iftira)800 bin müslümana mal edecek kadar harekete geçtiyse bunun altında çok önemli başka bir neden vardır. Bu sadece göstermelik bir bahanedir. Bu şuna benzetilebilir: Bir ülkede birisi hırsızlık yapıyor ve ülke yönetimi sadece hırsızlığı yapanı cezalandırmak yerine, hırsızlık yapan kişiyle aynı kökenden gelenleri de cezanlandırıyor. Burada amacın hırsızı cezalandırmak olmadığı, bunun sadece o kökenden gelen insanlara zarar vermek için kullanılan çok basit bir bahane olduğu görülebiliyor. Şimdi Myanmar yönetiminin Arakanlı müslümanlara işkence etmesinin nedeni azınlıkta olan Arakan halkını ülkesinde barındırmak istememesinden kaynaklanıyor.

    BM'e göre, Myanmar'ın Bangladeş sınırında ki Rakhine(Arakan)eyaletinde yaşayan 800 bin Arakanlı müslüman dünyanın en çok zulüm gören topluluklarından. Peki buraya müdahelede neden yetersiz kalınıyor? İstenilen düzeyde karlı görülmediği için mi?

    Myanmar halkı ağırlıklı olarak Budist. Budist ağırlıklı Myanmar halkından dilleriyle, dinleriyle, etnik kökenleriyle ayrılan ve azınlıkta kalan Arakanlılar, yüzyıllardır buranın vatanları olduğunda ısrar ediyorlar. Hükümet ise onların Hindistan alt kıtasından yakın zamanda göç ettiğini öne sürüyor. Yangon yönetimi de bu görüşe dayanarak Rohingyalıları yerli saymayarak vatandaşlık hakkı tanımıyor. Burada yapılan işkencenin bir başka nedeninin etnik sebeplerden kaydaklandığı karşımıza çıkıyor. Zaten hiç bir hükümet yıllar önce topraklarına yerleşmiş bir topluluğu, sırf azınlıkta oldukları için, sırf dilleri-dinleri farklı olduğu için işkenceye tabi tuttuğunu söyleyemez. Bunun için basit bir bahaneye-nedene ihtiyaç vardı.

    Arakanda yaşayan halk yasaklarla iç içe. Seyahat etmeleri ve evlenmeleri yasak. Burada ise soyun devamının engellenmek istendiği açık. Kur'an okumak demek, intiharın başkası elinden yapılmasına izin vermek gibi bir şey. Her yönden kısıtlanan Arakan halkı, elektrik yönünden de zora sokuluyor. Myanmarlılar 24 saat elektrik kullanabilirken, Arakan halkı sadece 4 saat kullanabiliyor. Zaten vatandaşlık hakkın yoksa her türlü kötü muameleye terk edilmişsin demektir.

    Arakan halkını alt etme düşüncesi sadece Myanmar içiyle sınırlı kalmıyor. Bir çok radikal rahip, Myanmar içinde ve dışında Arakanlılara karşı bir antipropaganda başlattılar. Kullandıkları slogan ise:''Rohingya Burma'nıın bir vilayeti değil, onlar Bangladeş'ten gelen, illegal göçmenlerdir.''

    Bu kadar zulmün ardından müslüman halk, Bangladeş devletine kendilerine yardım edileceğini umarak sığındı. Sığınma şekilleri ise(yalın ayak, açyürüyerek,..)işkenceden farksız.

    Katliamı birebir görmediğimiz için şiddetin boyutunu anlayamıyoruz belki de. Ancak katliamın merkezine giden gazeteci şunları söylüyor:''haberi yazarken ağladım.''

    Bir başka gazeteci:''bir şehri dolduracak kadar ceset gördüm.''

    Myanmar yönetiminin oynadığı bu oyunun birer parçası olan bu müslüman halk, bizim halkımız. Yönetimin, müslüman halkı ülkesinde yok etme girişimlerinin başarılı olduğu görülüyor. Bu sadece işkenceyle değil, Bangladeş'e püskürtmeyle, vatandaşlık hakkı verilmemesiyle, her türlü haktan(yaşama hakkı dahil)eksik bırakmayla vs.sağlanmaya çalışılıyor.

    BETÜL DÖŞER

     
    Toplam blog
    : 1
    : 359
    Kayıt tarihi
    : 28.01.16
     
     

    1995 Eskişehir doğumlu Betül DÖŞER, Atatürk Üniversitesi Uluslararası İlişkiler 2. sınıf lisans ö..