- Kategori
- Müzik
Arabesk
Orhan Gencebay'la birlikte başlayan müzik tarzının, arabesk adını alması 60'lı yılların başında popüler olan Suat Sayın'a dayanır. Suat Sayın bu yıllarda Ahmet Sezgin'e "Sevmek Günah mı?" adlı şarkıyı yapar. Kısa bir süre sonra bu bestenin Mısırlı Abdülvahap'ın şarkısından alınma bir ezgiye dayandığı ortaya çıkınca, Türk müzik piyasasında Arap Müziği, Arabesk kavramları tartışılmaya başlanır. Daha sonra 1966 yılında Orhan Gencebay yine Ahmet Sezgin'e "Deryada Bir Salım Yok" şarkısını yapar.
Bu şarkı arap ezgileri kullanılmamış olmasına rağmen, orkestrasyon açısından yaylı partüsyonların çokluğu düyek ritmin kullanılması "sevmek günah mı?"ya benzemektedir.
Bu benzerlikle Orhan Gencebay'ın, müziği de arabesk adını almaya başlar Orhan Gencebay asıl çıkışını 1968'de "Bir Teselli Ver" ile yapar.
Orhan Gencebay müziği özeliyle belirlenen arabesk denilen müzik türüdür.Ferdi Tayfur'un 1976 yılında çıkardığı Çeşme şarkısıyla arabesk serüvenine oda katılmıştır. Bu sanatçıların yanı sıra Gönül akkor, Kamuran akkor Neşe karaböcek, Gülden karaböcek, Hakkı bulut, Esengül ve Müslüm Gürsesi'de arabesk söyleyen, sanatçılar içinde sayabiliriz. bu sanatçıların, bir çok şarkısına filmler yapılmış gişe rekorları kırmıştır. O yıllarda bu ''zafer haftası" olarak anılıyordu.
Yabancı hit şarkıların, Türkçeye çevrildiği ve yine Türk bestecilerin, çok güzel şarkılar yaptığı bir dönemde bile arabesk, kendine yer bulabilmiştir. Genel olarak Türk müziği kuralları içinde çeşitli, etki ve kaynakları harmanlayan Türkiye'de arabeskin kaderci ya da yoz olduğu uyumsuzluğun, yabancılaşmanın müziği olduğuna dair geniş bir mutabakat vardır. Bu mutabakatı sağlayan, anti arabeskçi bakış açısı sistemin Türkiye solunun geniş bir kısmının ve 1980 sonrası üst sınıfı oluşturan aydınların, bir kısmının tanımlamalarını içerir yinede arabesk dinleyen azda olsa entellektülel, bir topluluğun olduğunu göz ardı etmemek lazım.
Arabesk müziği Ben de Varım! diyerek toplulumun azımsanmayacak, kesiminin yıllar yılı sesi olmuştur.
Halk bu şarkılarda kendinden bir şeyler bulmuştur. Çeşitli sanatçılar tarafından bugünlerde bile yeniden söylenen bu şarkılar arabesk müziğinin, bu yıllarda bile ikincil bir müzik olmadığını göstermektedir.