Arap Baharında köşe kapmaca

Uzunca bir aradan sonra yine gündeme dair düşünebilmenin rahatlığı içerisindeyim. Düşünebilmek diyorum zira yılsonu ve yılbaşı itibariyle işlerin yoğunlaşmasıyla kendime bile zaman ayıramaz hale gelmiştim. Farkettim ki uzak kaldığım bu süreçte tüm dünyada değişmeyen tek gündem Arap Baharıydı.

Bilindiği üzere zenginlikleriyle ünlü olan Arap ülkelerinde halk ekonomik refahı görememekte ve sosyal devlet yapısından mahrum yaşamaktaydı. Neticesinde sosyal patlama olarak zuhur eden olaylar devletlerin yöneticilerine ve yönetim şekillerine kadar teshir etmeyide başardı. Coğrafi bir bütünlük ile tetiklenen olaylar geçen bunca zamana rağmen hızını kaybetmiyor. Bu süreçte muhalifler olarak adlandırılan halk komşu kıta ülkelerinin hepsinden destek görmeyi de başardı ve bu destekle birlikte baskın güç konumuna gedi.

Tüm bu olayların gerçekleşmesi sürecinde Türkiye;  ''Yurtta sulh cihanda sulh'' ilkesine bağlı olan Dış İşleri politikasını yer yer başarılı sürdürsede daha bahar bitmeden, yaz gelmeden Arap ülkelerine yaptığı şaşalı ziyaretlerle sekteye uğrattı. Dengelerini değiştiren ülkeleri yanına çekmek isteyen Avrupa ülkeleri bekledikleri teveccühü bu tarafa kaptırınca işler yolunu değiştirmeye başladı. Suriye'deki olaylara karşı Türkiye yalnız bırakıldı zannedersem ermeni meselesinin yeniden gündeme gelmesi de bunlarla ilişkili.

Arap baharından görülecek odur ki; coğrafi bütünlük taşıyan olaylar post-modern yönetim anlayışını devletin kendi başına taşıması mümkün değildir. Paylaşılan sınırlar içerisinde yükselmektedir bazı standartlar. Bu yüzdendir Türkiyenin sınır komşularına sırtını dönüp AB için çaba sarfetmesi. Kendi anlayışında ve kendi benzerleriyle bir araya gelme isteği. Yine aynı yüzdendir diye düşünüyorum Türkiyenin sınır komşularıyla arasına fitne sokulmasını.

Olayların bu safhaya gelmesinden sonra bunları dile getirmek zor değil. Benim üstünde durmak istediğim mesele dünyada meydana gelen değişim. Siyah başkan yarasını bir nebze sarsada ABD'nin hızlı düşüşü farkedilmeyecek gibi değil. Buna nazaran başlayan köşe kapma yarışında kimin önde kimin geride olduğu belli değil. Ekonomik sıkıntılarına rağmen dünyada söz sahibi olmak isteyen ülkeler psikolojik savaşı yükseklere tırmandırmaya devam edecekler. Yahudiler ABD borsalarındaki paralarını Hindistana taşıma derdindeler. Müslüman ülkeler birlik ve beraberlik çağrısı yapmakta.

Bu köşe kapmaca tahminimce 2025'e kadar devam edicektir. Yol haritası buna göre çizilip ne oyunun dışında kalınmalı nede içinde kalıp harap olmalı.