Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Kasım '13

 
Kategori
İzmir
 

Başarılar İzmir

Başarılar İzmir
 

Sözün bittiği yerdeyiz…Uzun uğraşlar sonucu bir adaylık sürecini daha tamamladık. İzmir, 27 Kasım’da EXPO 2020 oylamasına katılıyor ve yarış içinde olduğu üç kent ile kıyasıya mücadelesini sona erdiriyor. Ancak işimiz hiç de kolay değil. İzmir gibi aday olan diğer üç kentte de hazırlıklar tamamlandı ve artık son kulis çalışmaları son sürat devam ediyor.

Peki, şimdi ne olacak? Dilerseniz oylamanın nasıl yapılacağından biraz bahsedeyim. Ülkeler öncelikle kendilerine ayrılmış süreler dâhilinde son sunumlarını yapacaklar. Burada daha çok görsel öğelere yönelik çalışmalar görmek mümkündür. Sunumların ardından yaklaşık bir saatlik ara verilir ve ardından oylamaya geçilir. BIE’nin 167 üye ülkesinin delegesi elektronik keypad sistemiyle kapalı olarak oy kullanacak. BIE delegelerinin basına ve umuma kapalı bir salonda elektronik keypad ile yapacakları kapalı oylama ekrandan takip edilecek. Bu arada oylama öncesi keypad sisteminin kontrol edilmesi amacıyla bir deneme oylaması yapılacağını asla unutmayalım. En çok söylentiler bu deneme oylaması sırasında çıkabilmektedir.

Hatırlayınız, EXPO 2015 oylamasında İzmir’in kazandığına dair söylentiler keypad denemesi sırasında oluşmuş bir yanılgıdan ibaretti. Salonun lobiye bakan küçük penceresi haber ajanslarımızın uyanık muhabirlerinin halkımızı yanıltmasına neden olmuştu. Ama bu sefer yanılmak için daha az nedenimiz ve daha çok rakibimiz var. Geçen dönemdeki oylama bir final niteliğindeydi. En çok oyu alan ülke ve kent EXPO’yu kazanmış sayılıyordu. Bu sefer durum biraz farklı...

EXPO ipini göğüslemek isteyen dört aday ülke ve kent bulunduğundan oylama üç turlu eleme usulü ile yapılacak. Bu da demek oluyor ki, her turdan en az oyu alan ülke elenecek. İki turda en yüksek oyu alan iki ülke finalde yarışacak. Üçüncü turun sonunda da delegelerin çoğunluğunun oyunu alan kent EXPO’yu 2020 yılında ülkesinde gerçekleştirmeye hak kazanacak. Son derece zorlu bir yarış bizi bekliyor. İlk turda elenmek de var son tura kalmak da…

Şayet İzmir son tura kalma hesapları yapıyorsa son gün stratejisini de iyi belirlemiş olmalı. Çünkü sadece oy veren delegeler değil, oylama sırasında elenen ülkeler de elemede tur atlayan ülkeler için önemli rol oynayacak. Bir basit hesapla ilk turda Brezilya’nın elenmesi halinde Rusya ile ciddi bir yarışa gireceğiz demektir. Rusya’nın son görüşmelerde elenmesi halinde Türkiye’den yana tavır alacağı konuşuluyorsa da BRICS ittifakını bozmak istemeyecek olan Rusya’nın önceliğinin Brezilya olacağının unutulmaması gerekir. Özellikle İzmir ve Brezilya’nın veya Rusya’nın finale kalması halinde bu iki ülkenin tek tercihleri birbirleri olacaktır.

İşte bu noktada Dubai devreye giriyor. Dubai’nin elenmesi İzmir için bir bakıma iyi olduğu kadar bir bakıma da kötü olabilir. Güçlü bir lobi dayanışması olduğu düşünüldüğünde Dubai’nin ilk turda elenmesi işimize yarayacaktır. Ortadoğu’nun büyük bir bölümünün, Kafkaslar ve Asya ülkelerinin bir kısmının oyunu alacağı düşünüldüğünde Dubai’nin ivmesinin kırılması durumu lehimize çevirebilir. Tabi ki ilk turda Dubai’nin elenmesi çok kolay değil ancak final için umut vadedecektir.

Özellikle dikkat edilmesi gereken önemli bir konu ise, blok oyların parçalanmasının sağlanmasıdır. Örneğin Amerika kıtasında yer alan birçok ülke (Küba dışında) genellikle blok oylama ile bir veya iki ülkeye destek verebilir. Yüksek ihtimalle tercihleri Brezilya’dan yana olacaktır. Bu nedenle blok oyların parçalanması için ciddi bir diplomatik ilişki ağına ihtiyacımız var. Bunu yapabilmek ancak yüksek yetenekli diplomat seviyesindeki temsilcilerimizin beceri ve yetenekleri ile elenecek ülkelerle kurulacak diplomatik ağa bağlıdır. Blok oylama mantığı sadece Amerika için değil diğer kıta ve ülke birlikleri için de geçerlidir. Bu konuyu özellikle dile getirmek istedim.

Peki, oylamaya doğrudan etki edecek ve kazanacak ülkeyi oylarıyla belirleyecek BIE delegeleri kimlerdir? Nasıl bir tasnif yapılmalı ki, delegelerin bizden yana olması sağlanmalı?

Ülkelerin BIE için görevlendirilmiş büyükelçileri ve dış ilişkiler tarafından görevlendirilen temsilcileri BIE’nin oy verecek 167 üye ülkesinin delegelerini oluşturuyor. Bu delegeleri çok çeşitli şekilde tasnif etmek mümkündür. Örneğin krallıkla yönetilen ülke delegeleri, Müslüman delegeler, az gelişmiş ülke delegeleri, coğrafi konumlarına göre ülke delegeleri gibi bir tasnif yapabiliriz. Bir dedelegesi olmayan ülke delegeleri, ülkesi olmayan delegeler ve ülkesinin oyunun belirlenmesine katkı veren delegeler gibi bir tasnif yapılabilir. Bu tasnif şu anda hedefe ulaşmamızda bize daha fazla yardımcı olacak olan tasniftir. Çünkü ülkesinin belirlediği oyu uygulayacak olanların dışında kalan delegeler son dakikaya kadar yakın markaja alınması gereken delegelerdir ve azımsanmayacak sayıdadır. Delegelerin her halükarda kapalı oy kullanacakları da unutulmamalıdır. Bu adaylık sürecinin belirleyicisi son dakikalardır!

Sanırım bu delege yapısı ve oylama süreci ifade edildiğinde ne denli çetin bir yarışın içinde olduğumuz ortaya çıkıyor.

Adaylık sürecinin başından bu yana özellikle dile getirmeye çalıştığım bir konu, bu süreçte tecrübe ve birikimin ne denli önemli olduğuydu. Ayrıca delege sisteminin iyi tasnif edilmesi ve oylama stratejisinin belirlenmesi gerektiğini ifade etmiştim. Valilik makamının hem yönlendirme hem de yürütme kurulunun başında olmasını başından bu yana eleştiren bir uzman olarak bugüne kadar tahmin edildiği gibi tüm ilişkiler bürokratik yapıda sürdürüldü ve ne yazık ki tecrübeler ve birikimler bu süreçte değerlendirilmedi.

İşin sivil boyutunu ifade etmiyorum bile; sonuç ortada! Böyle bir organizasyonun öneminin farkında dahi olmayan ve heyecanını yitirmiş bir İzmir ortaya çıktı. Tecrübemiz gereği ifade etmiş olduğumuz birçok husus ve bazı öneriler yeterince dikkate alınmadı, birikimli olan kişiler sürecin dışında bırakıldı ve Amerika yeniden keşfedildi.

Kısacası adaylık süreci iyi yönetilemedi. Mevcut idari yapı ile başarıya ulaşmamız mümkün görünmüyor olsa da bir İzmirli ve kentini seven biri olarak İzmir’in başarıya ulaşamaması gibi bir ihtimali düşünmek dahi istemiyorum. Özellikle olası bir mağlubiyet sonrasında İzmir’in adının yerel seçim arifesinde siyasete malzeme edilmesini de şiddetle reddediyorum. Tek isteğim, üç şehirle yarıştığımız bu oylamadan İzmir’in alnının akıyla çıkması ve önümüzdeki süreçte ortak akıl kültürü ve tüm iç dinamikleri ile İzmir için daha iyisini yapabilme yarışının gerçekleştirilebilmesidir. Kazanılsa da kazanılamasa da… Dedik ya, sözün bittiği yerdeyiz…

Başarılar İzmir…

Çağrı GRUŞÇU
EXPO Dünya Sergileri Danışmanı

 
Toplam blog
: 12
: 792
Kayıt tarihi
: 20.11.11
 
 

DEÜ Kamu Yönetimi mezunu. EXPO 2015 İzmir Yürütme Komitesi Uzmanı olarak görev yaptı ve Proje Dan..