Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Temmuz '06

 
Kategori
İstanbul
 

Bir memleket hikayesi: 3000 Sedir

Bir memleket hikayesi: 3000 Sedir
 

Hepimiz kopup geldik bir yerlerden şu güzel İstanbul’a. Dokuz aylık entarili bir bebek olarak ilk fotoğrafım eniştemlerin Yıldız’daki bahçesinde çekilmişti. Sanki bu yeni İstanbulluya bir hoş geldin hediyesiydi. Albümümün ilk fotoğrafıdır.

Toros dağları üzerinde toprağı olmayan göçlerle nüfusu azalmış kan kaybetmiş bir ilçe Taşkent. Annemin, babaannemin anlattığı Taşkent anıları ile büyüdük İstanbul’da. O zamanlar ebelerimiz dedelerimiz sağdı. Memlekete önceleri sık sık daha sonraları gittikçe seyrelen zaman aralıklarında Taşkent’e giderdik. Meraklıları için Taşkent fotoğraflarımı yayınlayan sitenin linkini de yazayım. www.pirlerkondu.com. Doyduğumuz toprak İstanbul’a yaşayarak aşık olduk, ellidört yılı doldurduk. Ama doğduğumuz toprakla olan duygusal bağımız kopmadı. Oralarda çocukluk anıları, atalarımızın mezarları vardı.

Dr. Oktay Aydemir de benim gibi Taşkent’te doğmuş İstanbul’da yaşıyor. Çok sevişiriz Oktay’la, gönlü zengin yüreği yufkadır. Çoook ağaç muhabbeti yaparız onunla. Onun da balkonu benimki gibi bir bahçedir. Telefon etti geçen sene başlarında bir gün. Taşkent’te mezarlıkların üstündeki kıraç ve çıplak bölgeye 3000 sedir ağacı dikeceğim dedi. Sanki Milli Piyango’dan ikramiye çıkmış kadar sevindim. 2005 yılının 18 Mart günü değişik boydaki fidanları gidip diktiler. Bir de su deposu yaptırdı, su boruları döşetti. Ağaçlar sulansın fidanlar çabuk büyüsün kökleri tutunsun diye uğraştı.

<ımg height="189" alt="Taşkentli çevre gönüllüleri" hspace="0" src="/Images/Blog/BlogResimleri/24072006140411.jpg" width="259" align="left" border="0">Beni sık sık arar “Abi hadi Taşkent’e gidelim” der. Çoğuna katılamam bu gezilerin. Ücretli çalışan için zordur çünkü. Oktay o yoğun ve stresli işini bırakıp kendini dağlara atma özgürlüğüne sahip. Bu sene ilk aradığında “Taşkent ilçesi okulları arasında bilgi yarışması düzenledik kazanan okula bilgisayar katılanlara armağanlar vereceğiz” diye anlattı. gidemedim. Gittiler yarışmayı yapıp armağanları verip döndüler. Toplanan fondan biraz para arttı üzerine biraz daha ilave edip bir etkinlik daha planlayalım diye düşündüler. Çevre temizlik günü koymuşlar adını. Bu sefer izin alıp takıma katıldım. İlköğretim okulu öğrencilerinden gönüllü 120 kadar öğrenci birkaç öğretmen ve biz İstanbuldan giden Dr.Oktay, Ahmet, Alp ve bendeniz. Ellerimizde ameliyat eldivenleri poşetlerle kasabanın dört bir yanını dolaştık. Çöp topladık. Elimden tutmak için birbirleri ile çekişen o minikleri bir görmeliydiniz. Çocuklardan bir kişiye bilgisayar, bir kişiye müzik seti, bir kişiye yarım altın beş kişiye çeyrek altın ve her katılımcıya bir belge armağan edildi. <ımg height="192" alt="Dr.Okay gençlerle" hspace="0" src="/Images/Blog/BlogResimleri/24072006140514.jpg" width="271" align="baseline" border="0">

Üçbin Sedir ağacının dikildiği yeri görmeliydiniz. Ağaçlar biraz daha büyümüşler. Beş on yıl sonra daha da belirgin bir yeşil kuşak oluşacak o bölgede. Paraları orada burada hovardaca harcayan varlıklı insanları görünce kahrolur üzülürüm. Ve Dr. Oktay gibi dostlarımın varlığına ise sevinirim. Anneanemin duasıyla bitireyim sağ olasın, var olasın, eksik olmayasın doktorum.

 
Toplam blog
: 5
: 1573
Kayıt tarihi
: 04.07.06
 
 

Milliyet'in ve teknolojinin sunduğu bu güzellikten yararlanarak huzurunuzdayım. Okumayı, yazmayı, ..