Bırakın Mesleğimizi Yapalım

Öncelikle size halkla ilişkiler mesleğinin tanımını yapmak istiyorum kısa ve net bir şekilde tanımlayıp genişleteceğim.Halkla ilişkiler bir iletişim yönetimidir.Peki nedir bu iletişimden kastımız.İnsanlarının %50'den fazlasının birbirini anlayamadığı bir ülkede iletişimi yönetmekten anlayan veya bunun anlamını bilen insan sayısı çok az iken üstelik.Günlük hayatta birbiri ile sohbet edip merhabalaşan insanların yaptığı iletişim biçimi ile halkla ilişkilercilerin yaptığı iletişim şekli aynı değildir.Bu ayrımı yapamayanlar genelde halkla ilişkilercilerin telefonlara bakan masa başında bacak bacak üstüne atıp tüm gün gelenle geçenle konuşan kişi sanıyorlar.Evet telefonlarla oldukça haşinleşir olabilirsiniz bu meslek dalında çünkü işletmenin çok fazla görünmeyen fakat sesi duyulan kişisisinizdir çoğu zaman.Kendi içinde de bir çok farklı bölüme ayrıldığı içinde açıklaması zordur aslında pazarlama halkla ilişkileri, kurumsal halkla ilişkiler pazarlama halkla ilişkilerinin altında ki diğer alanlar gibi..Fakat en komik olanı bir halkla ilişkilercinin büro yönetimi ve sekreterlik mesleğini yapan kişiler olduğunun düşünülmesi.Yahu bırakında işimizi yapalım diye bağırmak gelmiyor değil içimden..Hele ki bazı işletmelerde o kadar acaip durumlarla karşılaşabilir ki halkla ilişkiler mezunu mağdur meslektaşlarım mesela kurumun pazarlama bölümünde bir işletme mezununun oturduğunu ve hatta pazarlama müdürünün bilgisayar mühendisi olduğunu görebilir açıkçası ben gördüm ufak bir sevinçle halkla ilişkiler mezunu musunuz? diye sorup oh be derdimi anlayacak bir insan buldum derken yok ben işletme mezunuyum müdürümüzde bilgisayara mühendisi cevabını alıp kafamda beliren soru işaretleri ve kırgınlığım cabası.Hemşirenin işini ziraat mühendisi yapabilir mi ya da avukat yerine bilgisayar mühendisi falan alın aynı işi görebilecek mi? Peki neden halkla ilişkilercilerin çalışması gereken yerlerde onları göremiyoruz..Gerçekten birini ikna etmek birine bir düşünceyi satmak bir sorun çıktığında en kısa şekilde en az zararla bu sorunu çözmek bir imaj oluşturmak bir organizasyon düzenleyip herkesin anlayacağı dilde basın bültenleri yazmak herkesin yapabileceği bir şey midir? Eğer öyleyse ki öyle olduğuna inanmıyorum çünkü durumun vahametini gördükçe daha da bilenip daha da haykırmak istiyorum ne olduğunu bu meslek dalının.Tabi suçu sadece dışarı da aramamak gerekir halkla ilişkiler okuyanlar kağıt üzerinde ezberledikleri bazı iletişim teorileri ve biraz kopya ile mezun olabilecek kadar sığ bir eğitimden geçiyor mezun olanların %40'lık bir bölümüde elimde diplomam olsun düşüncesinde olduklarından dolayı pratikte asla yapamayacağı bu mesleği sağda solda "işte dayı insanlar geliyor bizde konuşuyoruz" falan beş kavanoz bal alana 10 kavanoz bedava reklamları misali pazar ağzıyla anlatığı için ne çalıştığı iş yeri ne yaptığını anlıyor ne kendisi ne de dışarıdan görenler..Bu bölümden mezun olmadan da gayet yapabiliyorsunuz bu mesleği çoğu insana göre bu yüzden hatta pardon yaptığınızı sanıyorsunuz! Bugün Türkiyede kaç marka dünya çapında büyük bir itibara sahip? Bir elin parmaklarını geçmez.. Diğerleri de kurumsal imajın, doğru iletişimin önemini anlamadıkça anca küçük esnaf misali aşağılarda nal toplarlar.. Dilerim ki yakınmamı ve sebebini biraz olsun anlamışsınızdır. Siyasette sağlık sektöründe kamuda özelde her yerde biz varız yüzümüzü göstermesekte gördüğünüz bizim zihnimizin yaratıcılığının yansımadır lütfen engel olmayın "Bırakın işimizi yapalım, bırakın bilmiyorsanız ne yaptığımızı biz size anlatalım.."