Bu nasıl Siyaset Meydanı?

Geçmişte bizi uykusuzluğa mahkum etmiş bu tartışma programı kişisel olarak dağarcığımıza katıkları yanında toplumsal demokratik bilincinde gelişmesine büyük katkıda bulunmuştur. Az çok gündemle ilgilenen herkesin kendisi takip etmek zorunda hissettiği bu program gündem olan birçok konuyu konun muhataplarıyla ve çok değişik kesimden halktan insanlarla tartıştırıyordu. Bu çeşitlilik bu renklilik siyaset meydanının çok büyük kesimler tarafından izlenmesi sağlıyordu. Bu yayın döneminde o renklilik o çeşitlilik nostaljik olarak sunulduğunda dahi bizleri programın başına kitlemeye yetti.

Bugünü gelindiğinde ise hangi akla hizmet ettiği anlaşılmayan bir format değişikliğine gidilmiş. Gerçi karşımıza çıkan şekli ile bakıldığında bu format değişikliğinin neye hizmet edeceğini kestirmemek pek zor değil. Programın en önemli özelliği ve büyük kitleler içinde sevilmesini sağlayan çeşitliliği gitmiş, yerine 24 kişiden oluşan içlerinden birinin de tarif ettiği gibi küçük millet meclisi oluşturmuşlar. Büyük Millet Meclisi mensuplarını televizyonlarda görmeye tahammül edemezken bu minik millet meclisini dinlemeye nasıl tahammül edeceğiz. Bu anlayış ile program büyük bir nitelik değişikliğine giderek çok seslilik yerinde sınırlı ve daha sorumlu seslilik anlayışını benimsemiş. Her programda önce den az çok ne söyleyecekleri tahmin edilen 24 kişi sürekli görmek deyim yerinde ise kabak tadı verecektir. Ama sanırım programdan istenen çatlak sesleri susturmak ve insanları belli sınırlar içinde tartıştırmak. Belki de program salahiyeti için bu gerekli. RTÜK den ceza alamadan tartışmayan ama tartışıyor gibi yaparak zaman geçiren bir program olacak gibi görünüyor.

Bize bir şey katmayacağı kesin olan program seçilmiş mi kutsanmış mı ne sebeple oraya geldiği belli olmayan o 24 kişi için BBG evleri olacak gibi görünüyor. Bir süre sonra bu kimdir evlimidir, bekarımıdır özelikleri nelerdir gibi bir çok özel konuları gündeme gelecektir. Siyaset meydanı bize yeni yeni kaynana Semra’lar yaratacak gibi görünüyor.

Gelinen bu nokta bir nevi Ali Kırca’nın geldiği noktayı gösteriyor. Belki o eski programlar kişi olarak Ali Kırca’yı rahatsız etse de, Ali Kırca’nın çok seslilik anlayışından nerelere geldiği nasıl şabloncu bir zihniyetle hareket ettiğini göstermekte.

Kişisel olarak kendi adıma bu programı yapısında gittiği bu değişiklik nedeniyle protesto ediyorum ve bir daha seyretmeyeceğimi ifade etmek istiyorum. Eminim bu zihniyeti eleştirerek aynı tavrı gösterecek bir çok kişi vardır. Onları da bu programın seyretmemeye ve eleştirmeye davet ediyorum....