Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '14

 
Kategori
Üniversitelinin Sesi
 

Bütsüz öğrenci öğrenci değildir

Bütsüz öğrenci öğrenci değildir
 

Hepimiz küçük yaşımızdan beri bir sürü sınava girdik yazılısıyla ve sözlüsüyle. Ama üniversiteyi kazandıktan sonraki sınavlarımızı görünce biz sınava görmemişiz şeklinde tabirler kullanmaktan çekinmeyeceğiz. 

Sırayla söyleyelim.

Vizeler...

Dönemin başında ''abi bu sefer kesin çalışacağım, vizem iyi olmalı yoksa finalde çok zorlanırım. Vizede gaz verip finalde rahat geçeriz ya...'' diye bir sürü söz sarfederiz. Sonra da söylemez olaydım o lafları diye geçmişe nutuklar atarız. İlk hafta konuşmaları hep böyledir. Ama ilk hafta hep şöyle olur: Gezelim, tozalım, kafamızı dağıtalım, derslere girmeyelim, ilk hafta inek miyiz de gidip ders dinleyeceğiz, ikinci hafta başlarız çalışmaya ya ne olucak gibi düşünceler planlar...İkinci haftaya gelince de daha iki hafta var. diye yine bir rahatlık dersleri asmak söz konusu olur. Üçüncü haftaya gelince etekler tutuşur. Derslere girelim iki, üç bir şey kapalım, devamsızlığım arttı girmeliyim, artık son haftaya girdik çalışmamız lazım diye en azından insanın kafasında bir düşünce oluşur. Bu düşünceleri yapmaya başlar kimi öğrenciler. Derslere katılır. Şöyle bir kitap yüzü açar. Arkadaşlardan not toplamalar, okul kırtasiyesinin bütün notlarını almalar başlar artık. Kimi öğrenciler bu kadarını bile dördüncü haftaya bırakır.Son hafta herkes çabalar çalışan çalışmayan herkes uğraşır. Çünkü artık yumurta kapıya dayanmıştır. Vizeler gelir iki hafta ölümüne sınav çalışılır. Gün içinde kaç nescafe içilir haddi hesabı olmaz. Sabahlara kadar uyumayıp artık kafa bir ton halinde okula ruh gibi gidilip sınava girilir. Sınav haftası bittiğinde kimisi mutlu kimisi mutsuz yola koyulur. Geçen geçer zaten konuşmaya gerek bile olmaz. Kalanların sohbetleri ise insanı komediye sürükler. ''bu sefer olmadı ama finalde kesin yaparız ya, umudunu kesme oğlum önümüzde finaller var daha olmadı bütler o da olmadı yaz okulu bir şekilde geçeceğiz, napak ölek mi ? '' gibi avuntu lafları...

Finaller...

Finallere herkes çok çalışmayı ister ama sadece ister. Çalışan zaten bir şekilde geçer ama tekrar kendini avutanlar var ya tıpkı vizelerde haftaları planladığımız gibi aynen uygulamaya devam ederler. Finaller gelip çattığında daha bir streslilerdir. Çünkü geçemezlerse ya büt ya yaz okulu ya da alttan ders :) Finallerde insanlar daha bir ruh gibidir. Orası ayrı mesele ama finallerde çalışan da kalır çalışmayan da çünkü bazı hocalar vardırki gözlerini para bürüyen işte onlar bile isteye bırakabilir öğrencileri kıt notları sayesinde. Finaller bir fiyaskoya dönüşebilir. Ki çoğu kez dönüşür. Sonuçlar gelir. Hiç iç açıcı değildir.Bütler öğrencini tek kurtuluş çaresi olmuştur artık.

Bütler...

Finallerle bütünlemeler arasında bir hafta olur genelde. O arada belki kalacağınız dersleri tahmin edip çalışırsınız ki bütünleme de geçesiniz ancak son anda size gelen sonuçlar çok farklı olabilir tahmin etmediğiniz derslerden de kaldığınızda vurgun yemiş gibi olursunuz. Hep aynı sonuç gelmeyebilir tahmin ettiklerinizden geçmişte olabilirsiniz.Bu ise mükemmel bir şeydir sizin için.Bütünlemeyi son çare olarak görürüz ama bütünlemeler de geçmek için bir şans değil hocaların ek sorular hazırlaması gerektiği için size bir kabus olarak döner ya da diğer bir neden yaz okuluna öğrenci toplamak için. İşte bu en kötüsüdür.Bütünlemelerde biz öğrenciler bir kısım hocalar için para gibi görünebiliriz :) Bu sefer en tembelimiz bile çok ama çok çalışır. Sarfedilen emeğin sonucunu ya alırız ya alamayız. Ya yaz okulu yolcusuyuzdur ya da memleket yolcusu :) 

Kısacası her öğrenci bir gün bütünlemeyi şu veya bu nedenle tadacaktır :)

 
Toplam blog
: 9
: 1403
Kayıt tarihi
: 25.06.12
 
 

Erciyes Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi 3. sınıf öğrencisiyim. Aynı zamanda okulumuz..