Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Ekim '17

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Cazibe Merkezimiz Televizyon

Cazibe Merkezimiz Televizyon
 

İnternetin yaşamımızın her alanına yerleşmesi ile etkisi bir nebze azalmış olsa da, günümüz insanlarının televizyon ile olan ilişkisini değerlendirdiğimiz zaman ortaya çıkan sonuçlar inanılmaz.

Nüfusun dörtte üçü, günde 4 saatini, yani haftada 1 gününü televizyon ekranı karşısında geçiriyor. Batıdaki birçok evde, televizyon odanın görsel merkezi konumunda. Peki hayatımızın merkezine oturan, konuşma biçimimizden, giyim tarzımıza, yeme alışkanlıklarımızdan, alışveriş kararlarımıza ve hatta ilişkilerimize kadar etki eden bu nesneden en doğru şekilde nasıl faydalanırız ?
 
Televizyonun hayatımıza girdiği yıllardan şu zamana kadar, insanlığa ve kültürlere olumlu ve olumsuz birçok etkisi var.  Negatif olan kısmı ile başlamam gerekirse,
Yeni sezonun başlamasıyla, kanallarda onlarca yeni dizinin başladığını izleyiciler olarak hepimiz görüyoruz. Kanallar ‘’aşk’’ temalı,  çok yakışıklı erkekler ve çok güzel kadınların rol aldığı basmakalıp diziler ile dolup taşıyor.  Ve bu dizilerde var olan, birbirlerine çok benzer karakterler, yaşam tarzlarıyla toplumda bir idol yaratıyor. Hemen hemen hepsinin havuzlu bir villası, çok saygı gördüğü bir şirketi, son model arabası ve genelde sosyo-ekonomik durumu kendisininkinden çok daha alt seviyelerde olan bir sevdiceği var... İçerikleri boşaltılmış, izleyene bilgi ve fayda sağlamayan, gerçeklerin taklit edilmesi üzerine kurulu ancak gerçeklerden çok uzak kalan görüntülerin bizi bu kadar hipnotize etmesi en büyük problemlerimizden biri.
 
Bunun dışında kalan bazı eğlence programlarının konusunu bile açmıyorum, çünkü yayınlanan bu programların topluma verdiği yara başlı başına bir tartışma konusu.
 
Televizyonu esiri olmadan kullanmak, sayesinde kendimizi geliştirmek ve sağladığı bilgileri edinmek aslında çok kolay... Bunun için sahip olmamız gereken tek yetenek, duyarsızlaşmadan kendi irademizi yönetmek... Çünkü bu kutu aslında fikri ve ilmi hayatın açılımı bakımından ilerleme olarak adlandırabilecek eşsiz bir bilgi kaynağı.
 
Bu kutu sayesinde  milyarlarca izleyici kendisinden kilometrelerce uzak,  belki de fiziksel açıdan ulaşamayacakları yerleri keşfetme şansı yakalıyor, topluma ve insanlığa faydası olan bilim, sanat insanlarını evlerine konuk ediyor, her saniyesi bilgi dolu olan söyleşilere, tartışma programlarına katılıyor. Afrika’nın bir bölgesinde yaşam süren kedigiller familyasına mensup canlıların kendi aralarındaki iletişim stillerini dinleyebiliyor. Ya da bir pedagogun o gün kurduğu etkili bir cümle, belki de binlerce annenin çocukları ile olan ilişkisini düzenliyor. Daha önce denk gelmediği bir sosyal sorumluluk projesinden haberdar olarak gücünün yettiğince katkıda bulunuyor.
 
Demem o ki bu sihirli kutudan faydalanmak ya da tam aksine bu kutuyla zaman öldürmek kendi elimizde. Toplumsal bağı kuvvetlendirmek, gerçek anlamda bir medya okur-yazarı olmak televizyonu kullanmayı öğrenmek ile başlar...
 
Dünyayı doğru anlamlandırmak isteyen herkese selam olsun :)
 
Simay Yeryaran Kaplan
simayyeryaran3@gmail.com
 
Toplam blog
: 2
: 264
Kayıt tarihi
: 27.09.17
 
 

 Simay Yeryaran Kaplan 06.06.1991 yılında İstanbul'da doğdu.  Marmara Üniversitesi İletişim Fakül..