Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Eylül '10

 
Kategori
Psikoloji
 

Çöz(eme)mek

Çöz(eme)mek
 

Artist: Alexa Meade


Düğümlerden birkaçı çözülse hayatım da değişir belki. Neler, ne zaman ve nasıl düğüm olur kalır bilmiyorum; ama ne zaman ki düğüm olur, işte o zaman hissettirir kendini. Yok etme isteği o zaman doğar insanın içinde. Biliyorum çok düğüm var. En azından birkaçı çözülse… Çocukluğum, yanlış arkadaşlıklarım, dost olarak kazanamadıklarım, hayatımın her dönemindeki kararsızlıklarım, alay edenlerim, hayal kırıklıklarım, kâbuslarım, arada kalmışlıklarım, güvensizlik yaratanlarım, anlamayanlarım, anlatamadıklarım, fazla irdelediklerim, nereye gideceğini tahmin edemeden söylediklerim, söyleyemediklerim… En büyük düğüm hangisidir ya da en karmaşık olanı? Hangisinden başlamak gerekir acaba, en kolayından mı en düğümünden mi? Hangisini çözerken içim yeniden acır ya da söner yangınım?

Unutmak çözmek değildir. Unutarak üstünü örttüğüm, gün gelir gün yüzüne çıkıverir. Yalnızca bir süre yaşarım, “çözdüm” sanarak… O ise elindeki koca düğümü yeniden boğazıma yerleştirmekle, şakağıma dayamakla tehdit eder beni.

Hatırlarım… Unutulanlar hatırlanma ihtimaline her zaman sahiptir. İşte bu yüzden hatırlayarak, farkında olarak çözmek gerekir akıldakini, kalptekini. Hatırımda, çözülmüş olarak kalma ihtimalini severek… “Çözdüm” diyerek…

Bazen konuşmaktır çözüm. O da bazen. Eğer düğüm karşılıklı atılmışsa tek taraflı çözmek yetmez tamamen çözülmeye. Konuşunca nice çözümsüzlüklerden olumlu sonuçlar doğar. Konuşabilmek kadar insanı rahatlatan bilmem başka ne vardır. Derdini anlatabildiğin sürece en etkili yöntemdir. Anlatabildiğin ve doğru anlaşıldığın sürece…

Bazen çözüm uzaklaşmaktır insandan. Düğümün sebebinden ayrılma zamanı gelmiştir belki de. Her ne kadar o kırmış da olsa, kırmadan vitrine kaldırmak gerekir onu, güzel anıların hatırına.

Ya düğümü kendi ellerimle atmışsam? Ya düğümün sebebi, çözmesi gereken bir düğüm olduğunu dahi bilmiyorsa? Ya bilmesi imkânsızsa, ya söylenemeyecek kadar karmaşık bir düğümse? Ya söylediğimde vitrine konmadan kırılma korkusu yaşıyorsam? İstersem bin kişiye anlatayım, onlarca kâğıtla paylaşayım, kendisi duymadıkça bir santim bile oynamaz kördüğümüm. Takılır boğazıma, yutkunamam. Unutamam, sadece bazen unuttuğumu sanırım. O da bazen. Yaşayamadıklarım da en az yaşadıklarım kadar incitir. Hep iyi bilmek için onu veya iyi bilinmek için bir başkası tarafından, susarım. Sustukça büyür düğüm. Konuşmanın çözüm olamamasına hayıflanırım.

Ya ben çeşitli düğümler attıysam başkalarının boğazına? Bilmeden veya zarar vereceğini düşünemeden veyahut farkında olarak hatamın. Eğer varsa bir düğümde parmağım, çözülmesi için elimden geleni yapabilmeliyim. Kalmasın kimsenin içinde benimle ilgili sıkıntılar. Kimse yutmasın sözcükleri, tutmasın, serbest bıraksın içindeki “ben”i. Çünkü hissettikçe başkalarındaki kördüğümleri, daha da zor oluyor çözmek kendimdekileri.

En büyük düğüm hangisidir ya da en karmaşık olanı? Hangisinden başlamak gerekir acaba, en kolayından mı en düğümünden mi? Hangisini çözerken içim yeniden acır ya da söner yangınım?

 
Toplam blog
: 17
: 499
Kayıt tarihi
: 31.03.07
 
 

Çocukluğumdan bu yana hayal kurmak en büyük zevkim, vazgeçilmez uğraşım oldu. Onlarla büyüdüm, ke..