Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Mayıs '18

 
Kategori
Psikoloji
 

Ergenlerde Madde Bağımlılığı

Ergenlerde Madde Bağımlılığı
 

Madde Bağımlılığı


Günümüzde çocuklar çok küçük yaşlardan itibaren sigara, alkol, kafein ve benzeri maddelerle tanışmakta ve ergenlik çağına girişle birlikte bu maddeleri denemeye veya düzenli olarak kullanmaya başlamaktadır. Bu maddelerin kullanılmaya başlaması maddenin kötüye kullanımı ve bunun sonucunda bağımlılık ile sonuçlanabilmektedir. Bir araştırmaya göre İstanbul lise öğrencilerinin yaşamları boyunca olmak üzere %44 oranında en az bir sigara içtikleri, %61 oranında bir kez alkollü bir içki içtikleri ve %19 oranında en az bir kez sarhoş oldukları saptanmıştır. Ergenlerde madde bağımlılığı 4 evrede gerçekleşir; deneme, sosyal kullanım, zihnin madde ile devamlı meşguliyeti ve bağımlılıktır. Madde kullanımı öncelik olarak merakla başlar ve sonradan işin içinden çıkılmaz bir hal alır. Önemli bir nokta ki çocuklar, “bir kereden birşey olmaz denesem nolacak” mantığıyla hareket ederek ilk madde kullanımlarnı gerçekleştirler. Ama bilmezler ki bu ilk deneme kişiyi geri dönülmez bir yolun içine alıp koyacaktır. Ayrıca madde eğlence amacıyla veya arkadaşlar ortamında kabul görmek ve onların ortamına ayak uydurmak için kullanılabilir. Bir sonraki aşamada ise daha önce yaşadığı duyguları tekrar yakalayabilmek ve aynı hazzı yaşayabilmek için madde kullanılmaya devam edilir ve alınan dozlar vücuda yetersiz gelerek giderek maddenin dozu arttırılmaya başlanır. Artık madde bireyin kendini normal hissetmesi ve yaşamını devam ettirebilmesi için ekmek ve su gibi gerekli bir ihtiyaç haline gelmiştir. Tabi doz arttırımı bu şekilde devam etmemektedir. Her vücudun bir tolerans aşaması ve dayanabilme gücü vardır. Artık ergenler dozlara doyumsuz olan vücuda karşı altın vuruş dediğimiz olayı gerçekleştirirler. Bu altın vuruş kişinin aşırı dozdan ölümüyle sonuçlanmaktadır. Ergenlerin madde kullanmasına neden olan çok sayıda risk faktörü vardır.

Bağımlılık nedir, nasıl gelişir?
Bağımlılık, herhangi bir maddenin tedavi amacı olmaksızın ve fizyolojik bir ihtiyaca cevap vermeden giderek artan miktarlarda kullanılmasıdır. Maddeyi sağlamak, kullanmak ya da bırakmak için büyük zaman harcama, madde kullanım nedeni ile sosyal, mesleki ve kişisel etkinliklerin azalması veya bırakılması, madde kesildiğinde veya azaltıldığında yoksunluk belirtilerinin ortaya çıkması, fiziksel veya ruhsal problemlere rağmen madde kullanımını sürdürmek madde bağımlılığının temel ögeleri arasında yer alır. Madde bağımlılığının bazı evreleri vardır. Bu evreler her madde bağımlısında aynı olmamakla beraber, madde kullanan ergenleri anlama ve müdahelelerin doğru ve yerinde yapılması açısından oldukça önemlidir. Ayrıca bağımlılık riski taşıyan ergenlerde çeşitli ruhsal evrelerin yanında biyolojik bir takım evrelerde bulunur. İlk evrede ergenin, kullanabileceği herhangi bir maddeden korkmadığı ve bu maddeyi kullanabileceğinin düşüncesinin geliştiği bir dönemdir. Bundan sonra yaşanılan duygusal dalgalanmanın tekrarının isteği, çekilen ruhsal acıların dindirilmesi gibi çeşitli sebeplerle madde tekrar tekrar denenir. Bu evrelerde ergende, kullanılan maddeyi kontrol edebileceği düşüncesi sıklıkla görülür. Bundan sonra ise artık madde çok sık kullanılmakta ve ergenin hayatına olumsuzluklar getirmeye başlamıştır. Ergen daha önce görmek istemediği bazı gerçeklerle yüzleşmeye başlamıştır, ancak maddeyi bırakacak kadar da güçlü hissetmemektedir. Hayatıyla ilgili olumsuzluklar daha ciddi düzeylere geldiğinde ise kullanılan maddeyi bırakma girişimleri başlar. Maddeyi bir süre bırakabilse de tekrar maddeye başlama ile bir kısır döngü içerisine girilmiş olur.

Bir diğer önemli nokta şu ki; ergenlerin madde kullanmaya başlamasında temel etken ailedir. Aile içerisinde ki kopukluk ve çocuğa karşı olan ilgisizlik çocukta bir yalnızlık duygusu oluşturmaktadır. Bu yalnızlık duygusu ilk başlarda çok basit gibi görünsede ilerleyen zamanlarda daha da büyüyerek işin içinden çıkılmaz bir hal alır. İşin içinden çıkamayan ergen yalnızlığına merhem arar ve bu merhemi dışarda tanımadığı insanlardan aramaya başlar ve en tehlikeli noktada tamda burda başlar. Çünkü dışarısı bu tür yalnız kalmış ergenleri avlayacak tehlikeyle doludur. Yalnızlığına ve ilgisizliğine çare arayan ergen kendisine yakınlık gösteren ilk kişiye sıkı sıkıya bağlanır ve onun ortamına girmeye başlar. Yüksek ihtimal girdiği ortamda kendisi gibi sıkıntılı süreçlerden geçerek oluşmuş madde kullanıcıları bulunmaktadır ve bir anda kendini bu zararlı topluluğun arasında bulur. Önceleri anlam veremez ve izlemeye başlar. Ama atladığı önemli bir nokta vardır. Neden bu topluluğun arasında olduğunu sorgulamaz. Sadece kendisine yakınlık gösterildiğiyle ilgilenir. Bu gruba kendisini kabul ettirmek için ne deseler yapmaya hazırdır. Artık istesede çıkamayacağı bir grubun içindedir. Çareyi orada aramaya başlar ama yanlış yolda olduğunun farkına çok geç varacaktır. Yine aileler televizyonda çıkan madde bağımlılığı haberlerini hayretle, ayıplayarak izlerler ama benim çocuğuma bişey olmaz yada benim çocuğumun başına bişey gelmez, benim çocuğum kullanmaz diyerek kendilerini avuturlar ve vicdanlarını rahatlattıklarını sanarak bir kenara çekilirler. Yaptıkları en büyük hatalardan biride budur. Sonrasında kendi çocuklarının başına ayıpladıkları durum gelince bir şok yaşarlar ve akılları başlarına gelir. Sonra keşke derler. İşte keşke dememek için çocuklarımı kontrol etmek ve onları desteklemek, yalnız bırakmamak gerekmektedir.

Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan ergenler nasıl anlaşılabilir?
Bir ergenin madde kullanıp kullanmadığını en kesin olarak yapılan idrar ve kan testleri gösterir. Ancak ergendeki fiziksel , duygusal ve sosyal bir takım işaretler çeşitli ipuçları olabilir. İştahsızlık, kilo kaybı, uykusuzluk, kızarmış ve sulanmış gözler, bulantı kusma, ishal, aşırı terleme üzerinde alışılmadık koku ve giysilerde yanıklar, giyim tarzında belirgin değişiklikler çeşitli fiziksel belirtiler olabilir. Duygusal olarak ise; kişilik değişikliği, ani ve sık ruh hali değişiklikleri, yargılamada azalma, depresyon, genel bir ilgi kaybı tehlike işaretleri olabilir. Madde kullanan ergenler okul ve ailede de bazı sıkıntılar çekmektedir. Zaman zaman okuldaki problemlerin daha önce fark edilmesi ile öğrenci ile iyi bir iletişimden sonra aileler uyarılmakta ve hastaların tedavisi sağlanmaktadır. Okulda; derslerin düşmesi, ilgisizlik, sık sık yok yazılma, okuldan kaçma, disiplin problemleri, arkadaş grubunun değişmesi uyarıcı bazı belirtiler iken evde sık sık tartışmaya girme, evden kaçma davranışı, kurallara uyulmaması önemli belirtiler arasında sayılabilir.

 

Klinik Psikolog

Murat ARSLAN

Website: http://kozapsikoterapi.com/

 
Toplam blog
: 3
: 230
Kayıt tarihi
: 21.05.18
 
 

Doğu Akdeniz Üniversitesi Psikoloji bölümünde lisans eğitimini tamamlayan Klinik Psikolog Murat A..