Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '16

     
    Kategori
    Eğitim
     

    Eyvah! Annem babam boşandı. Ben ise matematik öğreniyorum!

    Çocukluğumu hatırlıyorum. Heyecanlı ve öğrenmeye istekli olduğum anları. Dünyanın keşfi bambaşkaydı. Okula önlüklü ve koşarak gittiğim anılar geliyor aklıma. Ortaokula geçtiğimde büyümüş olmanın verdiği gururla ilk formamı giyişimin hazzını hatırlıyorum. Derslere ve öğretmenlere olan sonsuz saygıma şu an hayret ediyorum. Çok sevdiğim matematiğe çocukken duyduğum saygıyı inanın şimdi duyamıyorum. Sebebini şimdi anlıyorum. Çocuktum, heyecanlıydım ve en önemlisi mutlu bir ailem vardı. Çok şükür ki hala var…

    Matematik bir bütündür. Bilişsel ve duygusal zekaya aynı anda seslenebilen en önemli derslerden biri. Çocuğu heyecanlandıracak, derse ilgisini artıracak, bir mücadele içerisine girebileceği bir saha olarak bakıyorum. O küçücük ama büyülü dünyalarında matematik önemli bir yerde. O yüzden matematik dersini gerilerden seyretmek bir çocuk için büyük bir kayıp olabilir. Not anlamında bahsetmiyorum. Matematiksel zekanın gelişmemesidir kastettiğim.. Peki “matematiksel zekadan ve düşünmeden kimlerin mahrum kalma olaslığı yüksektir “  sorusunu sorduğumda aklıma ilk  gelen cevap ise şudur:

    Boşanmış anne-babaların çocukları…”

     Ebeveynleri boşanmış bir çocuk kendini kanatsız hisseder. Güçsüz ve narin bir yapıya bürünür. En önemli şeyi yani sevgiyi hissedemezler. Gelip geçici bir ruh halidir. Kızmak ya da üzülmek gibi. O yüzden bu çocukların dikkatlari dağınıktır. Derslerde bir an hüzne kapıldıklarını rahatça söyleyebilirim. Çabuk sıkılmaya meyillidirler. Kimileri yerinden kıpırdamazken, kimileri epey hareketlidir. Bulundukları ruh hallerini atlatmaya yönelik anlamsız hareketlerde bulunabilirler.

    Matematik dersleri dikkat edilmediği vakit bir kabus haline dönüşebilir. Çünkü böyle çocukların akıllarının başka yerde olması doğaldır. Düşünme eğilimi göstermeyebilirler. Dört işlemleri uygularken çoğu kez hata yaparlar. Okulun penceresinden dışarı bakıp dalmaları an meselesidir. Matematiksel işlemler birer yük haline gelir. Evet, başarılı olanları vardır. Fakat başarılı olduğunun farkında değildir. Sürekli üzerinde zayıflık hisseder. Matematiksel gücünün olduğunu düşünmez. Alışılageldik şekilde matematik çözer. Oysaki matematik büyüyüp gelişen bir çocuk için hayatidir!

     Aslında yapılabilecek çok şey var. Öğretmenler olarak bu konuda  çocuğun durumuna göre çeşitli davranışlarda bulunabiliriz :

    Ø  En başta onlara özel olarak hissettirebileceğimiz bir alaka kurmalıyız

    Ø  Bu çocuklarda özgüven eksikliği sıklıkla görülür. Özgüvenlerini artırmak için takviye dersler uygulayabiliriz. Ders dışı zamanımız yoksa tenefüs ve yemek aralarında ya da dersin kendi içerisinde özel olarak ilgilnmenin bile fayda sağlayacağı bir gerçek.

    Ø  Yapmak istedikleri şeyleri kısa sürede ve mükemmel bir şekilde yapmaları için onlarla vakit geçirebiliriz. Övgüye ve  yönlendirmeye çok ihtiyaçları vardır. Güzel bir vaktin ardından saçlarından okşayıp bir “aferin” demek bile kimi zaman onlar için müthiş bir gurur verici olaydır.

    Ø   Ailedeki ebeveynlerin 10 dakika bile bir araya gelmesine vesile olabiliriz. Öğretmen rehberliğinde anne- babanın çocuğa alaka göstermesi onun ihtiyaç duyduğu sevginin bir nebze olsun giderilmesini sağlar.

     Gelelim en önemli maddeye…

     

    Ø  Sevilen öğretmenler çocuklar için birer süper kahramandır. Ebeveynleri ayrı yaşayan çocuklar için ise birer kaledir. Yaşama sevinci ve azmidir. Çocuk büyüyünce öğretmeni gibi olacağına dair and içer. Eğer böyle çocukların yüreğine dokunmayı başarabilirseniz hayatlarını tamamiyle değiştirirsiniz…

     

    Çocuğun gözündeki suçlular olan ebeveynlere gelirsek…

     

                        Çocukları olan bir anne babanın boşanmak istemeyeceğini biliyoruz. Yürekleri sızlaya sızlaya bu kararı verdiklerini tahmin edebiliyoruz. Ama unutulmaması gereken şey çocukların hala bir anne-baba’ ya ihtiyaç duyduklarıdır. Velilerinin boşanmalarına anlam veremezler. Kabullenmezler. Belli bir olgunluğa gelene kadar anne ve babasının tekrar birleşeceği ümidini kaybetmezler. O yüzden sürekli bir beklenti içerisindedirler.

              Ebeveynlere düşen en önemli görev çocuklarının bu beklentilerini azami derecede karşılamaktır. Beklentileri boşvermek, ertelemek, yapmamak çocuğu anında buhrana sürükler.

                        Bakınız, çocukken geçirilen sıkıntılar kalıcı izli sıkıntılardır. Hayatlarının her safhasında bu sıkıntıların etkilerini hissedecekler. Sevgisizlik alın yazılarına dönüşecek. Reaksiyon gösterebilecek anlık potansiyelleri olacak. Naçizane bu konuda birkaç öneri sunacak olursak:

    -Çocuğunuzla haftada, ayda, yılda bir neyse bir araya gelmeyikesinlikle ihmal etmeyin.

    - “Evet biz ayrıldık ve ayrı yaşıyoruz ama bu seni sevmediğimiz anlamına geliyor. Biz ne olursa olsun hep senin yanındayız. Büyüyünce neden anlaşamadığımızı daha iyi anlayacaksın.” mesajı vermek zorundasınız. Size kırılır, küser , konuşmak istemez ve ağlayabilir. Unutmayın bu tip tepkiler çocuksu tepkilerdir. Maruz kaldığı dünyaya alışmak istemediğindendir. Eğer sevgisizliğini bir ölçüde gidermeyi başarır, çocuklarınızın iyi ve kötü gününde yanında olursanız büyüyünce boşanmanızı sorun etmeyi bırakacaktır.

    - Matematik dersinde çocuğunuzun başarı durumu ve dersteki ruh halleri hakkında mutlaka bilgi sahibi olun. Onları derste aktif olamaları ve dersi öğrenmeleri için yüreklendirin. Matematiğin keyifli bulduğu yanları hakkında çocuğunuzla konuşabilirsiniz. Aynı zamanda neden sevmediği hakkında da konuşabilirsiniz. Her ne olursa olsun başarabileceği hissini verebilirsiniz.  Öğretmeni düzeltmek istiyorsa onla işbirliği yapabilirsiniz.

    -Kaç yaşında olursa olsun çocuğunuzu zaman zaman okuldan alın.

    - Çocuğunuzun arkadaşlarıyla olan ilişkilerini bir şekilde öğrenin. Hırçınlık, anlaşamamazlık ve asabilik gösteriyorsa onunla konuşun. Dertleşin ve neden böyle davranığına, nasıl düzeltebileceğine dair sohbetler yapın.

    - Unutmadan söyleyelim. Boşandığınız eşinizi asla kötülemeyin. Bu nefret etmesine neden olur ve büyüyünce affetmesi gereken ve ihtiyaç duyduğu bir zamanda bile yanında olmasını istemeyecektir.

                Çocukluğumdaki gördüğüm sevigiyi hiçbir şeye değişmem. Bugün bu satırları yazabilmemin bile tek sebebi odur. O güzel annem ve babamdır. Bana verdikleri cesareti hayatım boyunca unutmayacağım. Kaç yaşında olursam olayım onların hala küçük çocukları olarak kalacağım. Sizler de çocuğunuza böyle bir miras bırakabilirsiniz. Onlara karşı gösterdiğiniz sevgi girişimlerini, ilgi ve alakayı unutmaları mümkün değildir. Boşanmış olsanız bile…

     
    Toplam blog
    : 1
    : 57
    Kayıt tarihi
    : 15.04.16
     
     

    Matematiğin özünden geliyorum. Babadan oğula geçmiş bir matematik saltanatının sahibiyim. Yeni me..