Fener!!!

İsmet Arzuman Pazar akşamı Maraton Mahkemesinde savunmasını verirken Deivid'in yaptığı hareketi görmemişim itirafıyla ne kadar delikanlı olduğunu Türkiye'ye ispat peşindeydi. Vermeye çalıştığı mesaj şuydu "Bakın göremediğim pozisyonu delikanlı gibi söylüyorum ama Gökhan Gönül'e Bobo'nun faul yaptığı kanaatındayım"

Bir de düdük itirafı var ki akıllara zarar. "Herhalde düdüğü yeteri kadar iyi üfleyememişim bunun için özür dilerim." Aslında o akşam ki maçta Fenerbahçe lehine çaldığı hiçbir düdük öyle pek duyulacak cinsten değildi. Bunu hiç kimse düşünmedi. Çünkü İsmet Kardeş Fenerbahçe lehine çaldığı düdükleri istemeden çalıyor herhalde. Bunun başka açıklaması olabilir mi!

İsmet Arzuman sizce neden bu kadar kendinden emin bağlandı Maraton'a düşündünüz mü! Öyle bir tavrı var dı ki, o kadar rahatsızdı ki, Nasıl Fenerbahçe lehine düdük çaldığı iddia edilir diye. bunun sebebini düşünen oldu mu! Adam kendinden o kadar emin ki, vermeye çalıştığı mesaj şu "Ben ki Fenerbahçenin stadını bir poşetten kapattırmış adamım, kim hangi hakla bana Fenerbahçeye kıyak geçti diyebilir..." Nasıl rahatsız olmuş inanamazsınız. Konunun özeti buydu. İsmetinde esas rahatsızlığı buydu. Herkes pas geçti.

Aynı rahatsızlığı Haluk Ulusoy da duydu, Hilmi Ok da duydu. Böyle olunca da topyekün savunmaya geçtiler. Ama savundukları ne hakemleri ne de pozisyonlardı. Savundukları tek şey "Bize her türlü suçlamayı yapın ama, Fenerbahçeyi kayırıyorlar deme insafsızlığını yapmayın." İşte bütün mesele bu. Çünkü bu itham gerek Ulusoy için, gerek Hilmi Ok için gerekse Arzuman için küfür gibi bir şey.

İşin en ilginç yanı ise Beşikaş A.Ş. başkanı Sayın Demirören'in bu ithamlarda bulunması. Şöyle kısa geçmişimize bir döndüğümüzde son Federasyon başkanlığı seçiminde Ulusoy'u başkan seçildiği için hıçkıra nıçkıra ağlayarak kucakladığı resimler daha gözümüzün önündeyken, hastahaneler taşınan Federasyon Kupaları daha zihnimizden silinmemişken Demirören'den bu ithamları duymak hepimizi ciddi şekilde şaşırtıyordu.
Ya Özhan Başkana ne demeli. O ise hakemlerin hata yapabileceğini savunmaz mı? Bunların olgunlukla karşılanması gerekir demez mi? Hakem yüzünden 2 yiyorsan 3 atman lazım demez mi? "EL DEĞMEMİŞ TEMİZ BİR LİG İSTİYORUZ" ve "BARKOVİZYON" demek bile sanırım herkese herşeyi anımsattırabilir.
İşin daha da acı yanı, bundan iki sene önce kendisine bu konuda çok ciddi destek veren BJK camiasını yalnız bırakması hatta eleştirmiş olması Beşiktaş camiasını inanılmaz zavallı bir duruma sokuyordu. İki sene önce şampiyonluğunu istediği camiadan böyle bir vurgun yiyen Demirörenin kurmaylarından ise daha da ilginç bir mesaj kamuoyuna yansıyordu. "TÜRKİYE'DE İKİ BÜYÜK YARATILMAYA ÇALIŞILIYOR"..

Bu ilginç mesaja da Salı gecesi Anfield de yaşanan acı skordan sonra Menejer Sinan Engin'den destek geliyordu. Nasıl mı? "Türk futbolcusu 3 günde bir maç yapmaya müsait değil dedik daha önce" diyordu Engin. Ve bu demeciyle de bir gece sonra İstanbulda PSV zaferini yaşatacak olan Fenerbahçeli futbolcuların Türkiye standartlarının ne kadar üzerinde olduğunun itirafını yapıyordu. Bahsettiğimiz oyuncular da Gökhan Gönül, Yasin Çakmak, Colin Kazım, Semih Şentürk, Gökçek Vederson, Deniz Barış, Mehmet Marco Aurelio, Volkan Demirel. Bunların hepsi milli takımda da oynamaya müsait koç gibi oyuncular.
Bundan bir gece sonra da Sinan Engin'in mesajına destek Galatasaraylı futbolculardan geliyor ve onlar da Türk Futbolcusunun 3-4 gün arayla maç yapamayacağı mesajını veriyorlardı Helsingborg karşısında ortaya koydukları oyunla . Nitekim Avrupada başarıya giden yolda ertelenen maçların sayısı azımsanmayacak kadar çoktu.

Tüm bu veriler ışığında geriye bir takım saçma demeçlerden unutulmaması ve untturulmaması gereken doğrular kalıyor. Neler mi bunlar?
1- Ulusoy istifa etmeli (Demirören haklı)
2- Hakem yüzünden 2 yiyorsan 3 atman lazım (Canaydın haklı)
3- Türkiye'de 2 büyük yaratılmaya çalışılıyor (BJK yöneticisi haklı)
Aslında Türkiye'de 2 büyük daha yaratılmaya çalışılıyor.Birisi BJK birisi de GS.
Fenerbahçe mi? Büyüklüğünü tartışanların düştüğü durumu gördükçe ne kadar büyük bir camia olduğunu daha da iyi anlıyorum.