Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ekim '15

 
Kategori
Kitap
 

Gözyaşları ve Azizler - Emil Michel Cioran

İNANÇ KRİZİNDE BİR AZİZ CİORAN

"Ben hiç ağlamadım çünkü gözyaşlarım düşüncelere dönüştü. Ve düşünceler gözyaşları kadar acı vermez mi?" diye soruyor Cioran. Ortodoks bir papazın oğlu Cioran. Müziğe düşkün. 22 yaşına gelinceye kadar her şeyi okumuş, intihar düşünceleriyle bezeli ve ölüme karşı her şeyi bildiği duygusuna kapılan heyecanlı bir genç. İnançla, inançsızlık, azizlikle, serkeşlik arasında gidip gelen arayış içindeki bir seyyah.

Bu kitap Cioran Paris'e gittiği yıl, yani bambaşka bir kimlik kazandığı, bambaşka bir insan olduğu zamanlarda yayınlanır. Artık Cioran için tek dil, söz söyleyeceği, bir şeyler yapacağı tek dil Fransızcadır. Fransızca'yı o kadar benimser ki kitabın Romence baskısını bastırmaz bir daha ve hayatı boyunca - çok samimi olduğu dostları hariç - kimseyle Fransızca konuşmaz. Fransızca yazmaz. Ve adını da Fransızca'ya  uygun olan E. M. Cioran şeklinde kullanmaya başlar ve öldükten sonra da adı böyle kalır.

Cioran düşüncelerini aforizmalar şeklinde ifade ediyor. Bütünlüklü tam bir metin yok önümüzde. Parça parça, bütünlüğü olmayan paragraflarla karşı karşıyayız. Ama bu herhangi bir olumsuzluk değil şüphesiz. Düşünceleri net bir şekilde iletiyor bize. Cioran'ın içinde bulunduğu bunalım, arayış, buluş, müzik, metafizik net bir şekilde yansıyor metne.

Cioran bir bölümde "Her Tanrı otobiyografiktir. Bizden gelmekle kalmaz, aynı zamanda bizim kendi yorumumuzdur. Tanrı'yı düşünmeyen, kendisine yabancı kalır. Çünkü kendini tanımanın tek yolu Tanrı'dan geçer ve dünya tarihi onun aldığı biçimlerin tamamlamasından başka bir şey değildir(55)."   der. Tanrı'nın varoluşu aslında insanın hayat tecrübesiyle eşdeğerdi. Tanrı'nın özellikleri de insanın yaşamıyla birlikte bir şekle girer. İnsanın hayatına dokunuşuyla insandaki yorumu ve yeri anlam ve önem kazanır. Yani Tanrı'nın merhametli olma özelliği birisinde baskınken bir diğerinde Tanrı'nın duaları kabul edici özelliği daha baskındır. Tanrı insanın şahdamarından daha yakındır insana. Yani insandan, insanı oluşturan unsurlardan daha yakındır. İnsanın kendi içsel yolculuğu aynı zamanda Tanrı'ya giden yolun ta kendisidir. İçeriye girdiğimizde Tanrı'yı görecek ve bulacağızdır. Cioran ekler  "Tanrı olmayınca her şey karanlıktır ve onunla birlikte ışık bile gereksiz olur(43)." .

Cioran için müzik her şeydir. Müziksiz bir kalp der, hüzünsüz bir güzelliktir. Hüznü diri tutan şey çünkü müziktir çünkü "Müzik olan her şey hatırlamadır. Henüz bir adımız yokken her şeyi dinlemiş olmalıyız." (sayfa 31) der. Sesten önce sessizlik vardı çünkü insandan önce yeryüzü sessizdi. "Sessizliği dinliyorum ve sesini boğamıyorum. Her şeyin sonu vardır. Dünyanın düzenine bu sözler son vermiştir; çünkü öncesinde sessizlik vardı..." (63)

"Acı, bilincin biricik nedenidir." Dostoyevski. İnsanlar ikiye ayrılır: Bunu anlamış olanlar ve ötekiler. (68)

"Kederli olma fırsatını tek bir kere bile kaçırdığımı sanmıyorum.( Benim insan olma eğilimim)" (70)

İki farklı yerde Cioran böyle diyor. Biliyoruz ki acı insanı olgunlaştırır. Aslında karanlık insanı büyütür. Yusuf'un kuyuya düşmesi onun büyümesindeki ilk adımdı. Yine azizlerin kendilerine acı çektirmesi, Yahudilerin ağlama duvarları önünde ağlaması, peygamberlerin imtihanları ve insanların hayatları boyunca farklı acılarla denenmesi bunun en net örneği. Acı bilinci diri tutar. İnsanın öğretmenidir. Mutluluk zamanlarında sanatçılar büyük eserlerini veremezler ama buhran dönemlerinde büyük eserler meydana gelir. Batı edebiyatının örneğin en önemli metinleri 2. dünya savaşı sonrası ve o dönemde ortaya çıkmıştır. Dostoyevski ruhsal acıları hep diri olan bir sanatçıdır. Cioran da - kendi de bunu der- acıyı öğretmen bilmiştir ve ne zaman kapısını çalsa rahlesinde ayrılmamıştır acının. Orada eğitmiştir kendini.

Kitabın ikinci bölümündeyse Cioran'ın Rumence baskıda olup da Fransızca baskı için törpülediği düşünceleri vardır. İlk bölümle benzer ama daha düzensiz şeylerdir bunlar.

"İçinde ölecek hiçbir şeyi kalmamış insana Tanrı acısın!" diye bitirir kitabı Cioran. Bu cümle aslında bir resttir modern insana. İçinde sevgisi, nefreti kalmamış modern insana ve yapay şeylerle kurulu hayatı olan bana, sert bir tokattır.

Kaynakça

Cioran, Emil Michel. Gözyaşları ve Azizler. İstanbul: Jaguar Kitap, 2015.

 
Toplam blog
: 2
: 438
Kayıt tarihi
: 24.04.15
 
 

Bilkent Üniversitesi İşletme Bölümü ..