Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ağustos '11

 
Kategori
Deneme
 

Güneydoğuda çocuk olmak

Güneydoğuda çocuk olmak
 

Pamuk tarlasında çocuklar... Kozalardan yarına dair umut topluyorlar...


Bir başkadır Güneydoğuda çocuk olmak. Öyle bildiğiniz gibi, ellerinde şeker, ayaklarında top olan çocuklar değil… Oyun oynarken gülüşlerine acıyı ve hüznüde katık eden çocuklar. Acı ve hüzünle bütünleşmiş tebessümler görürsünüz yüzlerinde. Henüz çocuk yaştayken; itilmişliğin, inkar edilmişliğin, kimliksizleştirilmişin farkında olan, heybeleri hayal kırıklıklarıyla dolu, fizlenen umutları kopartılıp atılmış, köreltilmiş, her yerlerinden yoksulluk akan çocuklar....Ne hayalleri vardır oysa. Sonu olmayan yeşilliklerde mavi gökyüzünde renkli uçurtmalar uçurmak, okul duvarlarına geleceğin resmini çizmek gibi. Oysa duvarlarını karalayabilecek okul görmemiştir birçoğu. Okuyamıyorlar... Bir tabelada görüp merak ettiği yazıyı oradan geçen birine’ abla burada ne yazıyor?’’ sorusunu sormak yerine kendisinin okuyabilmesini ne çok isterler oysa. Yoldan geçen polis amcalarından korkmak yerine yüzlerinde muzip bir gülümseme olmasını ne çok isterler. Yazgıları da pek güzel yazılmamış. Kaderlerinde hep acı çekmek var.( Bu dizeleri okurken belki ailelerini suçlayacaksınız. Çocuğunu bu tür şeylere alet etmesinler diye. Ama siz ve çocuklarınız varlık içinde, huzur içinde evlerinizde oturuken lütfen öyle düşünmeyin, bari onlara bu haksızlığı yapmayın olur mu… ) Kimin sırtında kendisinden büyük boya sandıkları, kimin elinde mendil, kiminin de elinde bez, ölüm kusan caddelerde cam silmek için arabalar arasında mekik dokuyan çocuklar. Mutlak bir adaletsizlik yani anlayacağınız.Bitmez tükenmez çileleri onların. Biri biter öteki başlar… Çıkıp dolaşmak istersiniz. 

Mardin’den geçerken on iki yaşında on üç kurşun hissedersiniz bedeninizde, Diyarbakır’dan geçerken dokuz yaşında katledilen Enes olursunuz ya da kırsalda çoban otlatmak yerine okulda olması gereken ve asker amcaları tarafından atılan havan mermisiyle paramparça Ceylan olursunuz. Hakkari’ye uğrarken başına dipçikle vurulan Seyfi oluverirsiniz bir anda. Kendiz olmaktan çıkar birer çocuk oluverirsiniz. Olmak istemediğiniz o çocuklar… Bu çocukların suçu ne biliyor musunuz? Sadece ve sadece Doğu’da, Güneydoğuda doğmak… Eeee birde bu bölgelerde bitmez tükenmez terör musibeti… Ceremesini çocukların çektiği.Güneydoğu da terör var öğretmene gerek yoktur orada. Doğuda terörün alası vardır okula hiç ihtiyaç yoktur. Bu çocuklar okumasın hep ezilsin. Uzatmayalım elimizi, kirlenir ellerimiz… Onlar çocuk değil Kürtçe konuşan birer teröris tıpkı Uğur Kaymaz gibi… Güneydoğuda bunlar olurken biz evlerimizde oturur ahkam keseriz. Ne kadar da kolaydır değil mi…. Diyarbakırı gezekerken bir çocuk ilişiyor gözüme. Masum, elleri ayakkabı boyamaktan kararmış, arada terini silmek için yüzüne götürdüğü elinin bıraktığı izler, yüzünde kırgın bir gülümseme. Uzun uzadıya bir sohbetten sonra laf olsun diye soruyorum. Burda terör var değil mi_? Amacım bir çocuğun sessiz haykırışının dışa vurmsını istemekti. Bana;‘ abla burdaki devlet terörünü kimse görmüyor heralde ‘ diyor. Yaklaşık sekiz yaşında olan bu çocuğun kurduğu cümlelerden utanıyorum. Görmez olur muyum yavrucuğum görmez olur muyum. Ama gel gör ki milyonlarca insan sağır olmuş duymuyor, kör olmuş görmüyor. Yaklaşık sekiz yaşındaki çocuğun kurduğu bir cümleye bakar mısınız… Oysa onun kurması gereken cümleler o olmamlıydı. Buna mahal yaratacak şeyler yapılmamalıydı. 

Sıyrılmak istiyorum bütün olanlardan. Bulutların sancıyan karnından fırlayıp dünyayı vermek istiyorum masum çocukluğa/lara. Onların olsun sonsuz gökyüzü, sınırsızlaştırıp ellerine vermek istiyorum dünyayı. Hiç olmasa bir günlüğüne. Tıpkı şairin dediği gibi. Bir günlüğüne verelim dünyayı çocuklara onların olsun. Savaşın, topun, tüfeğin olmadığı bir dünya… Sevgiden kuduran bir dünya… Kursakları sevinçten dolan çocuklar olsun… Ellerinde çiçekler, uçurtmalar, renkli şekerler olan bir dünya. Alın çocuklar Güneşi fırlatın gökyüzüne KARDEŞİLİK, BARIŞ, UMUT adına. Sizin olsun bütün güzellikleriyle bezenmiş dünya. Hiç olmazsa birgünlüğüne… 

Dilara 

15.08.2011 

 

 
Toplam blog
: 7
: 728
Kayıt tarihi
: 02.09.10
 
 

Bundan tam 22 yıl önce 27 Aralık... Karanlığın hüküm , yeryüzünün beyaz giydiği bir gece yarısı,a..