Güzellikleri farkında mıyız?

İğde çiçeğini bilir misiniz? Yazın geldiğinin işaretlerinden biridir. Kokusu tüm sokağı kaplar. İçiniz mutlulukla dolar. Bu bahar da doğanın güzelliklerini daha fazla görüp farkına varsaydık bu ne yaratırdı? 

Çevremizdeki ve kendimizdeki güzellikleri görmeye, alıp kabul etmeye, ortaya çıkarmaya ne kadar izinliyiz? 

Güzellik öncelikle kendimizdeki güzel tarafımızı alıp,  kabul edip, farkına varıp içselleştirmekle başlar. Kendi iç güzelliğimizin ne kadarını farkındayız? 

Joe Vitale Zero Limit adlı kitabında ho’oponopono tekniğinden bahseder. Bu teknikte olan ne varsa, iyi kötü, güzel çirkin her şeyde bizim de bir sorumluğumuz olduğunu ve biz kendimizi arındırıp dönüştürdükçe muhtemel sonuçların da dönüşüp daha iyiye gittiği gözlemlenmiştir. Bu teknikten kısaca bahsetmek gerekirse: 

Seni seviyorum

Özür dilerim. 

Lütfen beni affet. 

Teşekkür ederim. 

Bu sihirli dört cümleyi sık sık tekrarlamak, yaşadığınız olaylardaki sorumluluğunuzu almak istediğinizde hayatınıza sihirli bir değnek gibi dokunacaktır. 

Buraya nereden mi geldik? Öncelikle iç güzelliğimizi alıp kabul etmemizin farkındalığında olmaktan geldik. 

Haydi gelin bir örnekle kendi güzelliğimizi farkına varmaya başlayalım. 

İç güzelliğimi görmeyi her nerede  bıraktıysam özür dilerim. Lütfen beni affet. Şimdi kendimi farkına varmayı seçiyorum. Seni seviyorum. Teşekkür ederim. 

Burada açığa çıkan, buna engel olan ne varsa hepsini iptal edelim mi? 

Evet iç güzelliğimizi görmeye başladıysak kendi güzelliklerimizi bir yere not almaya başlayabiliriz. Bunlar bizim kendimize olan bakışımızı dıştan içe doğru derinleştirmeye başlayacaktır. 

Ben yardımseverim. 

Ben mutlu bir insanım...

Sevdiklerim yanımda... 

Benim şu şu şu özelliklerim var. 

Ben çok güzel gitar çalarım. 

Ben çok iyi yemek yaparım vs. 

Gibi siz de kendinizde olan güzelliklerinizi farkına varabilirsiniz. 

Şimdi gelelim aynanın karşısında gördüklerimize. Hayatınıza çektiğiniz insanlar da sizdeki özellikleri bire bir yansıtan insanlar olacaktır. 

Karşınızdaki insanlar eşiniz, çocuklarınız, anneniz, babanız, arkadaşlarınız, akrabalarınız ve diğerleri olacaktır. 

Onlarda en çok neyi görüyorsunuz? Güzellikleri mi yoksa yine sizi yansıtan diğer karanlık yönlerinizi mi? 

Bugün güzellikleri görmeyi seçiyoruz kötü yansımalarımız başka bir yazı konusu. 

Onlarda olan parçamızın ne kadarını alıp kabul edebiliyoruz? 

Mesela yakın bir arkadaşınız çok güzel yemek yaparken onun yaptığı yemeği onurlandırabiliyor muyuz? Çok güzel resim yapabiliyorken onu ne kadarıyla alıp kabul edebiliyoruz? 

Ya muhteşem sesli bir yakınınız varsa onun güzel sesini çevrenizle ne kadarıyla alıp kabul edebiliyorsunuz, paylaşabiliyorsunuz? 

Yoksa başkasında gördüğünüz sizde kıskançlık, hasetlik, alıp kabul edememeyi mi yaratıyor? 

Ya sizde bu güzellikleri alıp kabul edebilmeyi bilseydiniz bu sizin evreninizde ne yaratırdı? İçimizde ne varsa dışımıza da bunu yansıtırız! O zaman burada güzellikleri farkına varmanıza engel olan ne varsa hepsini iptal edelim mi? #accessbars 

Kendi güzelliğinizi ortaya çıkarmanın nasıl bir his olduğunu bilmek ister misiniz? 

Güzellikleri görmenin mümkün ve güvenli olduğunu bilmek ister misiniz? 

Güzellikleri hayatınıza çekmenin nasıl bir his olduğunu bilmek ister misiniz? 

Hayatın güzelliklerini alıp kabul etmenin nasıl bir his olduğunu bilmek ister misiniz? 

Hayatınızın her anını güzelliklerin farkında olarak yaşamayı bilmek ister misiniz? 

Yakın çevrenizde gördüğünüz güzellikleri de onurlandırmanın nasıl bir his olduğunu bilmek ister misiniz? 

Çevrenizdeki insanlara da kendi güzelliklerini açığa çıkarabilmeleri için ilham olmayı bilmek ister misiniz? 

Birlikte güzel bir dünya yaratmanın nasıl bir his olduğunu bilmek ister misiniz?

Evet yazanlara #thetahealing ile yüklenecektir?

Güzelliklerin hayatınızda yeşermeye başladığı mutlu bir hafta sonu dilerim.