Hayat ve Oscar'lık oyuncuları

Hayat dediğin nedir ki? Hani o hep acı çektiren şeyden mi bahsediyorsun? Hani hep ağlatan, hiç güldürmeyen? Hayat bunları tek başına yapmıyor bence. Yapamaz da zaten! Mutlaka bir yardımcısı olmalı, ona bu gücü veren… Kimilerine göre o yardımcı yok, insanın ta kendisi, kimilerine göre aşk, kimilerine göre ise dostlar!... Bana sorarsanız hepsinin bir payı var diyebilirim, ama dostlar başka tabii…

Aşk kalpten vurur, dost sırttan. Belki kalbin iyileşir, ama sırtın hep kambur kalır… Düşmanından ya da aşktan değil, dostundan kork bu hayatta. Çünkü düşman da aşk da kör nişancıdır ama dost bilir nereden vuracağını… Önüne gelen herkese “dost” deme bence. Çünkü çok acır canın sonra. Bende yaşadım aynı şeyleri. Tamam, belki yaşım biraz küçük ama yaşadıklarım benim boyumu aşacak şeyler… .hayatımda 100’lerce insan tanıdım, çoğuna da “Dostum” dedim. Ama bu insanların arasından sadece 3 tane gerçek dostum var. Ben ağladığımda asla gülmeyen ve bana bıçak sokmayan… Bunlardan biri aynaya bakınca gördüğüm kadim dostum, diğer ikisi ise 3-5 yaşından beri CANım… Peki ya diğer dost dediklerim? Onlar beni çok şaşırttı, hepsi mükemmel birer oyuncu, hem de Oscar ödülüne layık!.. Hani bazıları kaptan olur ya, söz konusu dümen çevirmek olunca! İşte bunlar da o başarılı kaptanlardan. Hepsi birer Oscar’lık oyuncu. Yüzüme öyle gerçekçi gülüyorlar ki… Hadi simit satanı anlıyorum, kestane satanı da. Mendil satanlarda da problem yok; peki ya bu dost satanlar, o da mı ekmek parası?

Dost dediğin matematiksel olmalı biraz; sevinci çarpmalı, üzüntüyü bölmeli, geçmişi çıkarmalı, yarınları toplamalı… Kalbindeki ihtiyacı hesaplamalı yani!..

Ama onların da bir suçu yok aslında. Sırtından vurana kızma yani, ona güvenip arkanı dönen sensin!

Sana bir tavsiye vereyim mi, sen sakın onlar gibi olma! Sen affet, yine güven ona, ne kadar zor olursa olsun yine sev. Bırak yine taksın bıçağı sırtına, sen yine affet ama! Elbette intikamını al ama en büyük intikam affetmektir, unutma! Ha gidişini unutmak istemiyorsan, bir isim bulmak istiyorsan terkedişine; “Mal Kaybı” de geç :D

iyi geceler…

B. Hakan Tohumcu