Hindistan'dan sevgilerle: Slumdog Millionaire

Eve giderken hedefim buklaşıkları yıkamaktı. Zaten Fazla olmayan tabak, çatal, bıçaklarımı, bardaklarımı ne varsa kullanmıştım. Ama eve girdiğimde aklıma o gün indirdiğim bir film girdi. Bir kaç arkadaşımın tavsiye ettiği, seyretmek için can attığım Slumdog Millionaire.

Filmin Hindistan'da geçtiğini biliyordum o kadar. Bir de güvendiğim bir arkadaşımın "Çok iyi" sözüne güvendim. İyi ki güvenmişim.

Filmin konusu kısaca şöyle - merak etmeyin spoiler yok - Hindistan'da yayımlanan "Who wants to be a millionaire" yani bizdeki "Kim 500 Milyar İster" isimli yarışmaya katılan bir genç var. Bu genç soruları tek tek cevaplıyor. Nasıl mı? O da filmde gizli.

Son zamanlarda islediğim en orjinal senaryolardan birisi. Benim yazdıklarım sizi ikna etmezse işte size filmi seyrettirecek bir isim, Danny Boyle. Hatırladını mı? Trainspotting filminin yönetmeni. Başka filmleri de var Trainspotting'den önce ve sonra ama, onun yanında adı geçmez diğerlerinin. Bence Danny Boyle'un ikinci başyapıtı olmuş.

Filmin IMDB notuna bakarsak, Top 250 listesine 42. sıradan girmiş, yaklaşık 15.000 kullanıcınn verdiği oy ortalaması 8.7 sahip. tabii Hintlilerin de bizim gibi oylamalara meraklı olduğunu varsayarsak ve ne kadar çok Hintli olduğunu düşünürsek bu rakam normal.

Filmi izlediğinizde Hindistan'daki genel çoğunluğun yaşamını, çocukluklarından itibaren gözünüzde canlanıyor. Bazı konularda ne kadar benzediğimizi üzülerek görüyorsunuz. Ama genel olarak otantik bir heyecan duygusu veriyor size. İzlediğinizde ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Tabii büyük bir filmde mutlaka büyük bir aşk vardır.

Filmden bir alıntı ile yazıyı kapatayım.

"Para ve kadınlar. Hayattaki hataların çoğu nedeni bunlardır.Görünüşe göre sen ikisine de bulaşmışsın."