Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Haziran '16

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Hoşgeldiniz! Alkol mü istersiniz wifi şifresi mi?

Hoşgeldiniz! Alkol mü istersiniz wifi şifresi mi?
 

Bağımlılık,bireyin kendisine zarar vermesine rağmen herhangi bir nesneden,maddeden,üründen ve hatta bir kişiden vazgeçememesi,ondan kendini alamamasıdır.Yıllardan beri süregelen bugün dahi ‘bağımlılık’ kavramının sadece tütün,alkol, uyarıcı etkileri olan bazı maddeler vb. şeylerden ibaret olduğu düşünülse de içinde bulunduğumuz dijital çağda bir gerçek daha var : internet bağımlılığı !

Elde etmenin kolay olması,toplum ve çevre tarafından az yadırganıyor yahut çok normal görülüyor olması,ucuz olması gibi daha bir çok sebep kişinin bağımlılığa kolayca yakalanmasına ve giderek daha çok bağımlı hale gelmesine imkan tanıyor.Günümüz koşulları her kesimden ve yaştan insanın,saydığımız bu sebeplerden bir tanesiyle bile bağımlı bir birey olabilmesini kolay kılıyor.Özellikle internete erişebilmemiz için bütün olanaklar elimizin altında.Masaüstü bilgisayarlar,laptoplar,notebooklar,tabletler derken bugün hemen hemen her cep telefonu ile internete,özellikle sosyal medyaya ulaşabilmek çok kolay ve düşük masraflı.Ancak bu ulaşılabilirlik mantıklı ve güzel görünse de işin mutfağına göz attığımızda bizi sadece internete değil; bağımlılığa da ‘çok hızlı bağladığını’ farkedebiliyoruz…

Bireyin tam anlamıyla bir ‘bağımlı’ olduğunu hali hazırda kalıplara takılı kalıp söylemek yanlış olsa da bağımlılık türlerindeki hemen hemen bütün belirtilerin ortak olduğunu görebiliriz.Tıbbi olarakta kanıtlanmış bu belirtilerin bazılarına bakacak olursak ;

Kişinin sürekli olarak aynı davranışta bulunmayı istemesi

Zamanla gitgide maddeyi kullanım oranını veya ona ayırdığı zamanı artırması (toleransın yükselmesi)

Kullanamassa veya vakit ayıramassa kişide yoksunluk belirtilerinin görülmesi (huzursuzluk,gerginlik,stres,mutsuzluk,rahat hissetmeme,boşluk hissi gibi)

Elde edebilmek,kullanabilmek,vakit ayırabilmek için gerekirse yalana başvurması

Ailesiyle/çevresiyle iletişim kopukluğu yaşamaya başlaması (bağımlısı olduğu şeyi yapmanın arkadaşlarıyla/ailesiyle vakit geçirmekten daha önemli ve zevkli olduğunu düşünmesi)

Bir çok defa o maddeden veya cihazdan uzaklaşmayı bırakmayı denese de başaramayıp “onsuz yapamıyorum” demesi (özellikle alkol,tütün ve kumar bağımlılığında…)

İnternet bağımlılığına baktığımızda da aynı belirtilerin görüldüğü aşikar bir gerçektir. ABD ve diğer Avrupa ülkelerinde son yıllarda yapılan araştırmalar internetin,sigara ve alkol ile aynı bağımlılık etkisi olduğunu ortaya koyuyor. Ülkemizde ise Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi 2012 yılından bu yana açtığı poliklinikte internet bağımlısı olduğu düşünülen kişilere randevulu olarak hizmet veriyor.( http://bakirkoyruhsinir.gov.tr/haber-internet-bagimliligi-poliklinigi-hizmeti)

Sağlıklı internet kullanımında en önemli nokta interneti uygun zaman dilimlerinde,belirli bir amaç için kullanmaktır.Özellikle kendini ifade etmekte zorlanan,sosyal ortama uyum sağlamakta güçlük çeken,gerçek hayatta gerçekleştiremediği şeyleri sanal ortamda gerçekleştirmekten haz duyan, Ayrıca borderline (sınır), narsistik ve antisosyal kişilik özellikleri taşıyan bireylerde internet bağımlılığına daha çok rastlanmaktadır. Türkiye’de yapılan bir araştırmada genç yas? grubunda dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, sosyal fobi, hafif depresyon veya ailede bağımlılığa yatkınlık varlığının internet bağımlılığı açısından risk oluşturduğu saptanmıştır.İnternet bağımlılığının tedavisinde; altta yatan başka bir psikyatrik hastalığın belirtisi mi yoksa internet bağımlılığının gerçekten bir hastalık belirtisi mi olduğu iyi ayırt edilmelidir.Daha sonra izlenecek yol ilaç tedavisi veya psikoljik destek olacaktır.

Başlarda özellikle çocuk ve gençlerin rağbet gösterdiği sosyal medyaya (facebook,twitter,instagram vb.) artık her yaştan ve coğrafyadan,meslekten,her türlü kişilikten insanların ilgi duyduklarını gerek bizzat görerek gerekse rakamsal istatistikler ile kolayca anlayabiliyoruz.Öyle ki; Facebook yönetimi yapmış olduğu resmii açıklamada 2015 yılında Türkiye’de aylık ortalama 39 milyondan fazla kişinin facebook’u ziyaret ettiğini açıkladı.Facebook’un sadece ülkemizde ki günlük aktif kullanıcı sayısı 26 milyon.Tüm dünyadaki aylık aktif kullanıcı sayısı ise 1,49 milyar gibi devasal bir rakama ulaşmış durumda.

İlgi duymaktan öte sosyal medyada ‘yaşamaya’ başlıyoruz ki; o an neredeysek,ne yapıyorsak,ne hissediyorsak,ne yiyip içiyorsak bizi takip eden hatta hiç tanımadığımız insanlarla anlık olarak paylaşma ihtiyacı duyuyoruz…Güzel bir parka,plaja,yemyeşil olan ve aslında sırf o manzarayı görüp yaşayabilmek için gittiğimiz bir yerde güzel bir özçekim(selfie) çekmeye çalışmaktan manzarayı izlemeye zamanımız kalmıyor…çocuğumuzun 1.yaşını kutlamak için düzenlediğimiz doğum gününde ‘mumları üflemeden dilek tutalım’ heycanı artık yerini ‘masa doluyken hemen bir fotoğraf çekelim’ stresine bıraktı…evleneceğimiz insana ‘’ hayatımız ortak olsun’’ demeyi çoktan bıraktık “facebook hesabımız ortak olsun” diyoruz mesela…öyle bir hâl aldık ki ‘’yanında yemeyeyim belki canı çeker alamaz” düşüncesiyle büyümüş bir nesil yerini “baksanıza ne kadar güzel gözüküyor ve ben şu an onu yiyorum ” başlığıyla fotoğraf paylaşan bir nesile bırakmak üzere…

Tabi ki bu örneklerden yola çıkıp tüm sosyal medya ve internet kullanıcılarının aynı davranışları ve bağımlılığı gösterdiğini söylemek tamamen yanlış-kabul edilemez olacaktır ve sadece önyargıdan öteye geçemeyecektir.Öyle ki sosyal medyayı/interneti insanları uzman olduğu bir konuda bilgilendirmek,sosyal sorumluluklarda aktif görev alabilmek,tüm dünyayı ilgilendiren bir konuda elektronik imza atarak belki de ‘dünyanın kaderini’ değiştirmek için kullanan binlerce,onbinlerce ‘bilinçli kullanıcı’ var.Bunun yanısıra çocuğunun derslerini takip edebilmek için çok ileri yaştan sonra internetle tanışmaya gayret gösteren ‘ilgili’ anne-babalar var.

Bu örnekler sonu gelmeyecek şekilde çoğaltılabilir.Önemli olan en büyük nokta kimin ne için kullandığı değil;her alanda olduğu gibi ‘bilinçli’ kullanıp kullanmadığıdır.

Sağlıklı günler dilerim…

Psk.Dan.Nazmi KIRELLİ

 
Toplam blog
: 2
: 107
Kayıt tarihi
: 30.07.13
 
 

2013 yılında Kıbrıs Yakındoğu Üniversite Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik bölümünden mezun old..