Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '13

 
Kategori
İlişkiler
 

Hoşlandığım kız- sevgilim- karım- eski karım

Bu yazıya nerden başlanır doğrusunu bende bulamadım ama en azından çıkış noktasını yazayım 2010 yılı içerisinde yapılan her iki evlilikten biri boşanma ile sonuçlanmış daha bir yılı bile doldurmadan çoğu bitmiş anlayacağınız...

Peki bizim gibi bir ülkenin en sağlam yapısı olan aileye ne oldu da böyle dağılıyor dersiniz? Sorunun temelini inceleyen bilim insanları işin film kısmına kaça dursun biz temeline inelim gördüğümüzü duyduğumuzu su yüzüne vuralım biraz, bakalım altından neler çıkacak belki okuyacak bir iki kişinin bakış açısını değiştiririzde bir mutlu evliliğe sebep oluruz...

Eski zamanlardaki evliliklere bakıyorum uzun yıllar sürenler bir haydi fazla boşanmalar yok değil ama bu kadar da önemli miktarlarda değil, peki eski zaman evlilikleri nasıl yapılırdı eskilerden duyduklarımızla biraz canlandıralım yazanları okumakla kalmayıp biz de üstüne ekleyelim. Eskiden evlilikler görücü usulü olurmuş ya da düğün bayram vs gibi etkinliklerde kız ve erkek birbirini görüp beğenir aileleri devreye sokarlarmış yani öyle sevgili hayatı filan olmazmış olsa bile camın dibinde geceler boyu beklenir kızı bir kez görüp eve dönülürmüş...

Kısacası eşlerin birbirini tanımaya vakti olmazmış önceden, parklarda bahçelerde nişanlanmadan dolaşılmazmış öyle nişanlılıkta bile bir bekçi vasıtasıyla görüşülürmüş ya kardeş ya kuzen biri olurmuş yanlarında. Derken düğün gelir ve evlenirlermiş yine birbirlerini tanımadan ama aynı evde yaşadıkça insanlar birbirlerine alışırmış. Alışkanlıklardan da kolay vazgeçilmez malumunuz çiftlerde birbirinden vazgeçemez olurlarmış. Çok çok mutlu olmasalarda huzurun asıl mutluluk olduğunu öğrenirlermiş...

Mişli geçmiş zamandan gelelim şimdiki zamana, şimdi aşklar internette, cepte bilemedin kafelerde başlıyor, insanlar serbest en sıkı ailenin oğlu kızı bile görüşebiliyor istediği zaman sevdiğiyle tabiki karşıdakini tanımak için, asıl sebepte bu zaten. Kısa süreli görüşmeler ne kadar tanıtıcı oluyor bilinmez kimisi bir bakışta tanıyabiliyor ne de olsa üstün yeteneklilerle dolu günümüz(!) zaman geçiyor bu arada nişan filan derken evleniyoruz öyle ya ne tanıdım demeye gücü yetiyor insanın ne de tanıyamadım demeye ama alışmak kimsenin umrunda değil artık ve sonra bir söz ben seni artık sevemiyorum hayallerimdeki insan sen değilsin ahada bitti güzelim evlilik güzelim ilişki ne oldu daha tanıycaktık ya birbirimizi? -Olmadı tanıdığımız kadarı yetti buraya kadar...

Annelerimizin yetiştirdiği erkekleriz biz siz kadınları da anneleriniz yetiştirdi ama siz hep babanızı sevdiniz peki durum bu iken tanıyacağınız ve ya tanıdığınız insanın sizin beklentilerini karşılaması mümkün mü? Biraz düşünün kararı siz verin tanımak mı? Alışmak mı?

 
Toplam blog
: 2
: 178
Kayıt tarihi
: 04.12.13
 
 

Seksen sekiz Amasya doğumlu, Elazığ Veteriner Fakültesi Mezunu, biraz ordan biraz burdan Dünyalı...