İkisi bir yerdeler!!!

Reha Muhtar, Mehmet Ali Erbil, Beyaz, Okan Bayülgen, Hıncal Uluç, Haşmet Babaoğlu, Armağan Çağlayan ve diğerleri…

Sayılan bu isimlerin ortak özellikleri, “ikisi bir yerde” takmaları. Hani eskinin varlıklı aile yıldızı olan beşibiryerdeler, günümüzde deha (!) belirtisi olarak boyunlarda olmasa bile, ekranlarda tescillenmiş durumu yani.

Farklı kanallarda iki programı başarılı bir şekilde yürüten isimler başka nasıl tanımlanabilir!?

Bu memleket yıllarca; “doğduğumuz günden bu yana aynı politikacılar görmekten bıktık” diye feryat edenlerin sesleriyle çınladı. ( Haklıydık…)

Sonunda kimi seçimle (!) kimi malulen emekli olup, çıktılar hayatımızdan. En azından her gün gözümüzün önünde değiller.

Bu zamanlarda ise politikacıların yerini televizyoncular aldı…

Yıllardır aynı yüzler, durmadan kendilerini tekrarlayıp dururken, o da yetmedi bir de iki programla arzı-ı endam etmezler mi!..

Ee, pes artık!!!

Bu memlekette hiç mi yeni yüz yeni ses yok acaba?

Baş aktör Reha Muhtar… Pişşti derken başımıza bir de Reha Muhtar televizyonunu çıkardılar.

Mehmet Ali Erbil… Çarkı Felek yetmezmiş gibi Pişşti’de de var. (Memlekette don indirene bir program yetmez tabi!)

Okan Bayülgen. Şu günlerde henüz tatili bitmemiş olsa bile, çok yakında hem Televizyon Makinesi hem de koluna Saba Türel’i takıp haber yorum köşesindeki koltuğunu kimselere bırakmayacak elbet.

Ee, Okan iki programlı olurda beyaz tekli kalır mı! O da hem Beyaz Şov da, hem de Biri Bana Anlatsın diyecek. ( Esasında Beyaz’ı severim ama madem biri bana anlatsın demiş, anlatıyoruz işte!)

İbrahim Tatlıses Allahtan tek şovlu derken, çok yakında dizisiyle boy gösterecekmiş!

Keza Hülya Avşar da yarışma programı dışında dizisiyle geliyormuş… Aman da aman ne güzel değil mi?

Yetişmiyor canım bu memlekette programcı!

Sonra Armağan Çağlayan… Yarışma programlarıyla tanıdık tam kurtulduk derken tam gaz devam… Nihayetinde Son Ütücü oldu…

Hıncal Uluç- Haşmet Babaoğlu 90 Dakika ve Yaşamdan Dakikalar ile ekran dakikalarını doldurmaktalar.

İkisi bir yerdelere uymak lazım! Yeni moda bu…

Yakında Safiye ile Faik’e de ikisi bir yerde takarlar artık.

Ebru Gündeş… Hem jüri üyesi hem dizi aktristi. Fırsat kaldığında şarkı da söylüyor… ( Hâlbuki sadece şarkı söylese da bizlerde o muhteşem sesi dinlesek hep.)

Seray Sever… O başlı başına bir olay. Hem Stüdyo Dörtlü hem de dizili. Allahtan mikrofonu eline alıp şarkı söylemiyor. Buna da şükür diyoruz doğal olarak…

Deniz Feneri ise tam teşekküllü… Yardım programı, şiir kaseti ( ki yanlış bilmiyorsam solist de olmuş) bir de dizi patlattı şimdi. O Karagümrük Yanıyor diyor ama tv izleyenlerinin bağrı yanıyor, bağrı!... Haberi yok!

Eskiden gelinlere beşibiryerde takılırdı, şimdi ikisi bir yerdelerle idare ediyor tv yüzleri…

Ya Kibariye’ye ne demeli… O da ikisi bir yerdeli…

Bunca isim arasına Deniz Akkaya’yı almamak olmaz tabii. Çok değil birkaç ay önce “iki üniversite bitirdim beni bu cahil insanlarla muhatap ediyorsunuz” diye naralar atan o değilmiş gibi, Pişşti yorumlatıyorlar. Hani ikisi bir yerdesi demeye kalkanlara cevap. Köşe verdiler ayol. Diplomalarından (!) kazanımlarını okurlarıyla paylaşacak…

Memlekette bir avuç insandan başka kimse yok. Hallerine bakınca insanın içi cızzzz ediyor valla!!!

Cızz yerine birileri çıkıp cısss etse ne iyi olacak ya nerdeee!

Reha, Okan, Beyaz, İbrahim, Hülya, Seray, Armağan, Deniz…

Bir elin parmaklarını geçmeyen televizyoncularımız iyi ki var. Ya olar da olmasaydı ne yapardık!

Ya da tersten okuyalım…

Ya bu isimler ikisi bir yerde değil de, beşibiryerde isteselerdi…

Sayın Muhtar’ın dediği gibi; üzgünüm Leyla…