Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '15

 
Kategori
Siyaset
 

İran medyasında Türklere karşı nefret söylemi

İran medyasında Türklere karşı nefret söylemi
 

Türklere karşı ırkçılığa son


İran devleti bir totaliter devlettir. Bu devlet için demokrasinin, özgürlüğün, insan haklarının bir anlamı yoktur.  İran ana yasası tüm yetkileri bir dini lidere devir edip, devlet kurum kuruşları ve hatta özel sektörlerin hepsi bile dini liderin otoritesi altındadır, kimse onun fermanından boyun kaçıramaz. Dini lider kendisinin Allahın elçisi ve yeryüzünde tüm Müslümanların amiri olarak sanıp ve buna inanıyor. İran'da devlet yetkililerin söylediğine göre bu yetki Allah tarafından ona verilmiştir. Devlet kurumları bunu liderin inandığı şekilde topluma yansıtıyorlar ve tüm vatandaşlar bu düşünceyi kabul etmek zorundadırlar ve bu akta hiç bir eleştiriye yer yok. Çünkü buna karşı çıkan vatandaşlar sahte suçlamalarla karışlaşır ve bunun bedeli muhalifler için çok ağır olur.

İran'da günümüze kadar bağımsız medyanın yaranmasına izin verilmemiştir. İran radyo ve televizyon kanalları, haber ajansları, basın tamamen devletin özellikle dini lidere bağlı olan güvenlik güçlerinin kontrolündedir. Kimse oların izini olmadan bağımsızcasına hareket edemez. Çünkü söylediğim gibi bunun bedeli çok ağırdır, devlet kurallarına karşı çıkan ve eleştiride bulunan her kes olur olsun cezalandırılmaktadır. İran yargı sistemi bile Ali Hamaney tarafından yöneltilir ve güvenlik güçlerinin talepleri karşında hayır söyleme gücüne malik değildir ve hâkimler ve savcılar onların kurallarına uymak zorundadırlar.

İran'ın devlet yapısı iki temel ideoloji üzerinde kurulmuştur:

1. İrancılık (Fars ırkçılığı)

2. Mezhep (Şiilik faşizmi)

İran devleti İrancılık ideolojisini Almanya başkanı Adolf Hitlerden almıştır ve bu devlete göre dünyada Arya ve fars ırkından üstün bir ırk yoktur ve 20. yüzyılda Türkçülüğe ve Arap milliyetçiliğine karşı öne sürülen, fars diline ve kültürüne dayanan siyasi ideoloji olarak yaranmıştır.  Bu devletin görüş açısından Şiilik dünyada var olan dinlerin ve mezheplerin  en güzeli ve değerlisi olarak nitelendiriliyor. İran devleti Şiiciliği fars ırkçılığını yürütmek için bir araç olarak kullanıp, güvenlik ve askeri güçlerine özelikle devrim muhafızları ordusuna güvenerek ülkede istikrarı sağlaya bilmeği başara bilmiştir.   

İran devletinin insan haklarına ve vatandaşlara evrensel hukukta tanımlanmış eşitliğe ve temel özgürlüklere hiçbir saygısı yoktur. Dini ve cinsi Azınlıklar, etnik gruplar, muhalif güçler, bağımsız gazeteciler, aydınlar, müzisyenler, sanatçılar, yazarlar, kadınlar, çocuklar, işçiler, gençler vs bu devlete bağlı olan kurumlar tarafından daima ezilmekte, onlara karşı tüm sahalarda ayrım yapılmakta, hakları ihlal edilmektedir. İran devleti ile aynı düşüneceğe ve ideolojiye sahip olmayan insanlar, gruplar her an baskı altında ve zihinsel ve fiziki açıdan mahvedilmektedirler.

İran devleti ile ayni zihniyette ve düşüncede olmayanlara karşı hoşgörüsüzlük, önyargıda bulunup ve onlara karşı nefret beslemektedir. Bu yüzden kimliklerinden dolayı belirli gruplar, insanlar suç hedef haline getirilerek, devlet kurumları ve mensupları tarafından zarar verilmektedir.

Nefret söylemi belirli bir grubu veya kişiyi, ırk, cinsiyet, yaş, ulus, din ya da cinsel yönelim gibi konularda aşağılar, tehdit eder tarzda konuşmaya denilir. İran devleti bunun için medyanı bir araç olarak kullanarak ve toplumda provokatif, ırkçı ve ayrımcı dil ile insanlar arasında düşmanlık ve ayrımcı duyguları tetiklemeye, yaymağa çalışmıştır. Devlet medyasında İran'da yaşayan milletlere karşı yürütülen hakaret ve ayrımcılık bunun açık göstergesidir.

İran devlet medyasında sadece kendi vatandaşlarına değil, yabancılara karşıda nefretli ifadeleri daima kullanılmaktadır. İran devleti yetkileri her an Yahudilere, Hıristiyanlara, Sünni Müslümanlara, Arap ülkelerine, Anadolu Türklerine, Batılılara özellikle İngiltere ve Amerikalılara vb. karşı nefret söyleminde bulunmuşlardı. İran devleti ile Siyasal ve ideolojik ihtilafı olan ülkeler ve milletler ırkçılığa ve mezhep faşizmine dayalı nefret söylemi içeren hakaretten, suçlamalardan kurtula bilmemişlerdi ve halkın zihniyeti, kamuoyu devletler, dinler, milletler ve vatandaşlar arasında düşmanlık yaratma amacıyla yöneltilmiştir.

İran Kanal 2 televizyonunda yayımlanan Fitile adlı televizyon programında Türklere karşı söylenen hakaret nefret söylemi ve suçu kapsamındadır. İran devleti Türkleri ve diğer etnik grupları hakaret ve aşağılama yöntemini kullanarak,  onlara karşı yürüttüğü olumsuz asimilasyon politikasının daha etkili bir şekilde sonuçlanmasına ve bu milletleri zihinsel olarak fars dili, kültürü içerisinde mahvetmeğe çalışarak, kültürel soykırıma maruz koymaktadır. Bu insanlık dışı hakarete itiraz olarak binlerce kişi Güney Azerbaycan'ın birçok kentlerinde sokağa dökülerek ve İran devlet medyasını protesto ettiler ve onlarca kişi güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı.

Türkler İran nüfusunun tahmini olarak 40%'nu oluşturmaktadırlar. İran'da devlet tarafından Türk olarak temsil olmamaktadırlar. Şimdiye kadar tüm kültürel ve ana dilinde eğitim hakkından yoksundurlar. İran'da Türkler ekonomi, politik ve sosyal açıdan daim baskılara ve ayrımcılığa maruz kalan, ezilmiş bir millet haline dönüşmüştür. İran devleti yasalarında nefret suçlarına ve nefret söylemine dair bir yasa mevcut değildir. Bu eylemde bulunan şahıslar daima suçsuz olarak nitelendirilip ve cezasız bırakılmıştır. Aksine buna karşı itirazda bulunan vatandaşlar devlet tarafından cezalandırarak, ağır hapislere çaptırılmışlardı. Bu da İran devletinin diktatörlüğünden, ırkçı ve totaliter yapısından kaynaklanmaktadır.

 
Toplam blog
: 2
: 681
Kayıt tarihi
: 24.11.13
 
 

Ziraat mühendisi, Tahran Üniversitesinden yüksek lisans mezunu, İnsan hakları aktivisti...     ..