Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Temmuz '06

 
Kategori
Türkiye Ekonomisi
 

Kalkinma stratejileri - AB sureci

Kalkinma stratejileri - AB sureci
 

Ülkemizde yaygın olan bir laf ezelden beri konuşulur dost sohbetlerinde: "Biz kalkınamayız." Ancak genele bakıldığında kimse kendinde bir suç aramaz, suç hep baskalarındadır, günlük düşünülür, herkes günü kurtarma derdindedir.

"AB Nedir?" başlıklı yazımı sanırım bazı okuyucularımız yanlış yorumlamış. Biraz olsun kendimi AB'ye karşıymış gibi hissettirdiğimi düşünüyorum. Oysa ki AB'ye girmeyi, toplum olarak tüm olumlu gerçeklerini fikir edinmeyi destekleyenlerin başında geliyorum. Yazımda bahsetmiş olduğum çok farklı bir duygu idi. AB'yi ve senatonun dediklerini, ülke geçmişini zedelemeyecek şekilde organize edelim, ettirelim. Keza maalesef ki bazi Avrupa ulkelerinde PKK terör örgütü olarak görülmüyor. PKK'nın televizyonu ROJ TV'nin yayınına izin veren bir Danimarka'nın eylemlerini kabul etmek kabul edilmesi imkansiz bir karardir. Aynı şekilde Fransa'da Ermeni Soykırımı'nı kabul etmemenin suç sayıldığı bir yasa çıkartıldı. Yine Kıbrıs ile ilgili benzer durumlar söz konusu...

Belki bütün bu önyargılardan dolayı AB'yi suçlamak doğru olmayabilir. Bazi gerçeklerin arkasinda, ortada Türkiye'yi dünyaya kabul ettiremeyen, geri zihniyet içerisindeki tutumları ile kötü örnek olan, yeterince organize olamayan, ülke potansiyelini anlatamayan liderler olabilir. Bunların içerisindeki en önemli nedenlerden bir tanesi ise, maalesef ki Türkiye'yi diğer Müslüman ülkeler gibi empoze etmek isteyen bazi çevrelerin yanlis tavirlari da olabilir. Bugünün dünyasında dini obje kullanmak, bunu dışarıya empoze etmek, modernleşme çabaları içerisinde olan bir ülkenin liderlerine yakışmadığı gibi, aynı zamanda dışarıdan da tepki çekmektedir. Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımız ya da yurtdışına seyahate sıkça çıkan vatandaşlarımız en çok bazi burokratlarimizin eşlerinin türbanı ve çocuklarinin türban sorunu nedeniyle yurt dışında okuması konularında sorularla karşılaşmaktadır. Bu da, Türkiye'nin tüm dünyada ne kadar yakından takip edildiğinin göstergesidir.

Atatürk'ün ilkelerinden en önemlisi diyebileceğimiz laiklik, ulke butunlugu açisindan onem arz etmektedir. Dunyanin hiçbir bolgesinde çeşitli objeler ile din siyasete alet edilmemelidir. Bu süreci kendi içimizde yeni, genç, çağdas liderler yaratarak ya da varolanları modernize ederek aşıp, kabul edilemez olan PKK, Ermeni ve Kıbrıs sorunlarını kendi istediğimiz doğrultuda çözmeye çalışmalıyız. Bu süreç gerçeklesirse, AB'ye girmek özellikle fikir ve düşünce açısından oldukça güzel olacaktır.

Ancak, AB'ye girmek ülke ekonomisini düzeltmek için tek başına yeterli değildir, yapılması gereken birçok reform bulunmaktadır. Bunların başında ise iş verimini arttırmak gelmektedir. Bunun başı ise üniversitelerdir. Bugün büyük şehirlerde, iyi eğitim verdiğinden bahsedilen üniversitelerin dahi birçoğu hakkinda gazatelerde birçok skandal haber okumaktayiz. Universitelerdeki arastirma potansiyeli denetim altinda tutulmali, gerekirse ogretim gorevlilerine sozlesmeli çalisma durumu getirilmelidir. Hiyerarsi sona ermeli, padisahlik devrinin onceki yuzyilda oldugu birçok ogretim gorevlisine hatirlatilmalidir. Bugun butun memur kesiminin oturdugu, devletin parasini isgal ettigi bir ulkenin gelismesi dusunulemez. Gelisme ve kalkinmanin birinci prensibi, devletin içindeki birimlerin ulke ekonomisine çesitli yollar ile katkida bulunmasidir.

 
Toplam blog
: 7
: 868
Kayıt tarihi
: 16.06.06
 
 

1981 yılında İzmir'de doğdu. 2004 yılında Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden mezun oldu. ..