- Kategori
- Sinema
Kelebeğin Rüyası - Şiirin Filmi
"Kelebeğin Rüyası"nı bugün izledim. Benim gibi edebiyat ve şiir severler için ilaç gibi geldiği, geleceği kesin. Şiir tadında, adeta şiirin filmi olmuş. Nerdeyse her sahnede şiir tadında dokunuşlar hissedebiliyorsunuz.
Bilinçaltlarımıza nakşolmuş, üzeri küllenmiş hasletlerimizi, özelliklerimizi hatırlatan bir film. Dostluk, sevgi, aşk, sevgi ve saygı, vefa ve daha onlarca bizden, bize ait ama bir o kadar da yabancı duygu, yetmiş sene öncesinden damıtılıp önümüze konuyor.
Milli Şef İnönü Dönemi Türkiyesinin acı gerçeklerinden çok önemli bir kesit sunuyor oluşu da bence filmin bir diğer önemli tarafı. Toplum içerisindeki köylü-kentli, cahil-memur ayrımının zirveleri ilmek ilmek, sahne sahne dokunmuş. Maden ocağında, asker gözetiminde, zorunlu mükellefiyetle çalışan Zonguldak köylülerinin ocak galerilerinde bit kontrolleri, ayak üzeri çırılçıplak yıkanışları, şiir sevdalısı iki parasız gencin veremle yaptıkları kaybedilmiş savaşları vesaire...
Kıvanç Tatlıtuğ ve Mert Fırat'ın oyunculukları takdire şayan. Belçim Bilgin'i vasatın altında buldum. Yılmaz Erdoğan'ın yönetmenlik kalibresi ise sanki bir kademe daha yukarı çıkmış bu filmde. Özellikle görüntü yönetmenleri oldukça başarılı.
Seyredilir kesinlikle dostlar, seyredilir.
Bu blog Sinema sitesinde de yayınlanmaktadır