Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Aralık '11

     
    Kategori
    Hukuk
     

    Kira indirimi davası: Vasi davası

    Her ne kadar ekonomik kriz de olsa, kira bedeli maaşımın yarısını geçmediği sürece kiramı ödemekte güçlük çekmedim ve alınan ‘zam yapmama’ kararından, önerildiği halde, ev sahibimi düşünerek yararlanmadım. Ancak diğer kiracılar zam yapmadığından zaman içinde civar evlerin fiyatları epey aşağı seviyelerde kalmış, ben de her yıl % 10 zam yaptığımdan 1+1 dairem, 3+1  daire fiyatlarının üstüne çıkmış!

    Emekli olup maaşım yarı yarıya düşünce, basında okuduğum kira indirimi davasından faydalanmak istedim. Hem komşular hem de emlakçılar kiramı yüksek bulduklarından indirim talebimi  Üsküdar 2. Sulh Mahkemesinin onayıyla sundum. Evimi komşulara emanet etmekte, kendilerinin de ‘evlerine bakmak’ için eve girmekte sakınca görmediği anlaşılan ev sahiplerimle de bir hukuk temsilcisi önünde hesaplaşmayı düşünüyordum. Ancak benimle yüzleşmeye cesaretleri olmadığından avukat tutmuşlardı ve bu avukat Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin  almış olduğu kira indirimi yasasını ‘hukuksal dayanaktan yoksun’ bularak (!) ‘delil gösterilmesi’ için duruşmanın bir ay sonraya ertelenmesine sebebiyet verdi.

    Vazgeçmedim. Basında sayfa sayfa yeralan Yargıtay 3. Hukuk Dairesince alınmış ‘Kira İndirimi’ yasasına ilişkin ‘Kiracıya Müjde!’ başlıklı haberleri ve banka şubelerinin bile bu indirimden faydalandığı haberlerini ‘delil olarak’ (!) sundum. Ancak o zaman kabul ettiler ve emsal göstermek için bilirkişi raporu kararı çıkararak 500 TL masrafı ödememi istediler. Bu parayı yatırmaya gittiğimde, sonradan ödemem gerektiği söylenmiş olan 120 TL’lik heyet ücretini de dahil ederek 620 TL  yatırmam istendi. Üzerimde bu kadar para olmadığından ödememi yapamadım. Hakime olanları anlatıp, tutanakta neden 500 TL denildiğini sorduğumda ‘Yanlış yazılmış’ dedi. Basit bir tutanağın yanlış yazılabildiğini görünce, bilirkişi raporunun da nasıl yazılacağı kafamı kurcaladı ve yaptığım araştırmada bilirkişi raporlarına da itirazların sözkonusu olduğunu buldum ve o zaman ikinci bir ücret ödeyecektim. O zaman bilirkişi raporunun emsal göstermek için şart olduğunu koşan bir madde bulunup bulunmadığını sorguladım ve böyle bir madde olmadığını öğrendim.  Bunun üzerine kendim aynı semtteki yaklaşık on emsal daireyi özellikleriyle, adres-telefon ve/veya emlakçı bilgileriyle  fotoğraflı  şekilde hakime teslim ettim.

    Duruşma gününe kadar hakimin emlakçılarla bağlantıya geçeceğini bu evlerin fiyatlarını teyit edeceğini sanıyordum. Ancak ödevini yapmamıştı. Duruşmada zorunlu olmamasına rağmen bilirkişi raporunda ısrar etmesi “Bakalım bu daireler oturduğunuz semtte mi?” diye sorması sunduğum belgelerin yüzüne bile bakmadığını gösteriyordu. Saygı gösterdim ve bilirkişinin gelmesini kabul ettim, ancak ne kadar ücret talep edildiğinin netleştirilmesini istedim. Bu sefer 120 TL dediler! Elime tutuşturulan tutanakta ne bu bedele ne de bilirkişinin ne zaman geleceğine ilişkin bir ibare vardı; şifaen sorduğumda cevap alamadan gönderildim. Günler sonra ben bilirkişi gelecek diye beklemekteyken çantamı karıştırdığım bir esnada tutanak kağıdına rastladım. Açıp baktığımda vasi tayini kararı çıkarılmış olduğunu gördüm! Kiracıya Müjde! Vasiniz oldu!

    Bu saçmalıkla karşılaştığımda, hakimin kira indirimi davasını yönetmekte yetersiz olduğunu gördükçe bu tür davaların işleyişini öğrenmek için Yargıtay'la yaptığım görüşmelerde “Neden kira indirimi davası açtınız? Hata yapmışsınız. Emsal gösterdiğiniz dairelerden birine taşınsaydınız daha iyi olurdu” dediğini hatırladım.  

    Evet, hata yapmıştım; “Devlet kapısı hak kapısıdır” sözüne kanarak devletin vatandaşa tanıdığı haklardan faydalanmaya, kira hukukunu ihlal eden ev sahibimin karşısında ezik kalmamaya çalışmıştım. Ama onlar avukatlarına 3 TL havale parası kiradan düştü diye, kanun önünde eşit şekilde,  iki ihtar olmaksızın  tahliye davası açabildiler; hem de benim konut dokunulmazlığının ihlali davam Yargıtay’a kadar gidip takipsizlik kararı onanmışken, onlarca delile rağmen, 2. Sulh Hukuk hakiminin ‘akde aykırılık’ ve ‘olağanüstü hal’ var diyerek sunduğumda görmeyi reddettiği deliller. ‘Adil yargılama’ dedikleri bu olsa gerek. Zaten bu süreç içerisinde iletişim kurduğum kimi adliye mensupları “Siz iyi hakime denk gelmişsiniz; diğerleri çok kötü şeyler yapıyorlar” deyince ben de “Kötünün iyisi” demekten kendimi alamamıştım. Duyduğuma göre hakimler bilirkişi raporlarında kafalarına göre ücretlendirmeler yapabiliyor, benden istenenden çok daha fazlasını alabiliyorlarmış. Niye almasınlar? Tarifesi yok ki! Ne şekilde emsal gösterileceğinin yönetmeliği olmadığı gibi.

    Yargıtay 3. Hukuk Dairesine bizzat giderek, kira indirimi davasında vasi tayini kararının yerini, başka emsal olup olmadığını sordum. Bana bu yasanın ayrıntılarıyla ilgili bir belge veremedikleri gibi, “Bu yasayı biz çıkarmadık; bu kararı TBMM çıkardı. Basın da bunu abartarak anlattı.” cevabını aldım. Olsun; en azından “Geçmiş olsun” dediler. Vatandaşı hasta ettiklerinin farkına vardılar. Çünkü bunun bilincinde olamayanlar da var: Dosya Sorgulama bölümünde keyifli keyifli çayını yudumlayarak “Size iyi yapmışlar” diyen bayan gibi. Benim de ona bir sözüm vardı tabii:

    “Sizin gibi kimseler yüzünden bu ülke için ‘Burası Türkiye’ deniyor”

    Hakikaten de iyi YAPIYORLAR; başımız ...ktan kurtulmuyor.

    Sayısını hatırlayamadığım bir yılımı tüketerek bir sürü makama ‘gereğini arzettiğim’ dilekçeler fayda etmeyip de gereğini kalemim yaparken ben de keyifli keyifli çayımı yudumluyorum... yerimi yurdumu kaybedip otellerde, sezonluk evlerde sürünmeme rağmen, zaten kullanamadığım haklarım benden çalınmasına rağmen.

     
    Toplam blog
    : 1
    : 320
    Kayıt tarihi
    : 29.11.11
     
     

    Kitap kurduyum. Özellikle metafizik, psikoloji, edebiyat, eğitim, kültür ve sağlık konularında ok..