Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Aralık '09

 
Kategori
Deneme
 

Kulakların çınlasın

Kulakların çınlasın
 

Yıllar sonra yerine geçeceğimi bilmeden...


Henüz dokuz yaşındaydım ve üçüncü sınıfa geçmiştim tanıştığımızda. Çocuk heyecanımla kendime bir arkadaş, bir de sıra beğenip oturmuştum yabancı gelen bu dünyada. Sonra sınıfın kapısı açıldı, içeri sen girdin öğretmenim. İlk kez bir bayan öğretmenim olmuştu iki yıllık kısacık eğitim hayatım boyunca. Günler aktı geçti, biz alıştık, kaynaştık birbirimize. Hayatıma, kişiliğime ne büyük katkıların olduğunu ben yıllar sonra anladım öğretmenim. Her teneffüste sınıfta pril kutusundan sıkılan suyla ellerini yıkarken aslında bize temizliği aşıladığını ben yıllar sonra anladım. 23 Nisan’a hazırlık yapardık hep beraber, sınıfı süslerdik. Krapon kağıtlarından yaptığımız kedi merdivenleri dostluğa, birlik ve beraberliğe çıkılan basamaklarmış aslında. Benim adım kelebektir, işim gücüm eğlenmektir diye başlayan oyunumuzda ben kelebek olmak istemiştim. Ama sen bana kırmızı gonca olmayı yakıştırdın. Sonradan kırmızı kıyafetin bana daha çok yakıştığını anladım. Sonrasında birlikte çekildiğimiz fotoğrafı hala saklıyorum. Bir gün sınıfta kilitli kalmıştık. Hepimiz çocuk şımarıklığıyla nasıl da koşturmuştuk sınıfta bağıra bağıra. Ama bize bir şey olmazdı zaten. Çünkü sen vardın yanımızda . Albuz’un söylediği şarkıya ne çok gülmüştün öğretmenim, bizi de güldürmüştün. Annemin beslenme çantama koymak için yaptığı çikolatalı keklerin biri her zaman senindi. Bir öğretmenler gününde giydiğin lacivert kıyafetinle sana nasıl da hayran kalmıştım yıllar sonra yerine geçeceğimi bilmeyerek. Şenay, kendi hikaye kitabını hediye etmişti sana, sen şefkatle kucaklamıştın onu hediyesini hiç yadırgamadan. Ayşe, bir sayının ikiye bölünmesini sen Ayşe’nin kalemini ortadan ikiye kırdığında öğrenmişti. Türkçe derslerinde sözcükleri tahtaya hep ben yazardım gururla. O zamanlar edebiyat öğretmenliğine hazırlamışsın beni meğer, öğretmen olunca anladım öğretmenim. Sezer hepimizi çok eğlendirirdi sınıfta. Her teneffüste sınıfın kapısını silerdi, sen çok gülerdin, biz de gülerdik. Bizi sev, bizi beğen, bizi takdir et diye gözünün içine bakardık heyecanla. Sen bizi çok severdin, biz de seni. Öğretmen olup öğrencilerime beslediğim karşılıksız sevgiyi hissedince anladım öğretmenim. Bizi mezun ederken hepimize tek tek sımsıkı sarılışın hala gözlerimin önünde. Bana sarıldığında ikimizin de gözlerinde yağmaya hazır bulutlar vardı. Hıçkırıklar düğümlenmişti boğazımda. Bulutlar dayanamadı öğretmenim, sağanak halinde yağdı. “ sen hep böyle kal tombişim” demiştin bana. Ben sözünü tuttum öğretmenim. Hala tombişim. Sonra sen gittin, çikolatalı kekler de gitti, pril kutusu da. Biz de gittik her birimiz bir yere. Şimdi nerdesin, ne yapıyorsun kimbilir. Her öğretmenler gününde olduğu gibi bu yılki öğretmenler gününde de seni özlem ve saygıyla andım. Kulakların çınlasın öğretmenim.
 
Toplam blog
: 8
: 450
Kayıt tarihi
: 27.11.08
 
 

Yüreği sevgi dolu, zihni bilgi dolu insanlara merhaba...1977 İstanbul doğumluyum. 2001 yılında Tr..