Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Eylül '12

 
Kategori
Eğitim
 

Kur'an, siyer dersleri

Birileri; önyargı, zan, gaflet içinde Kur’an-ı Kerim, siyer dersleri vermek arzu ediyor, belki iyi niyetiyle.

Birileri; önyargı, zan, gaflet, dalâlet içinde “Bu devirde ‘Kur’an-ı Kerim, Siyer” dersleri verilir mi?’ diyor. Bu devirde verilmez de hangi devirde verilir, verilmeli veya verilecek ki?

Öz sorun Kur’an-ı Kerim, Siyer (Peygamber Efendimiz S.A.V.’in hayatı) ile ilgili dersler vermek değildir, bazıları sorun görse de salt ideolojik ve salt çıkarı için.

Bence; yapılacak bir işçenin yararlı-zararlı, gerekli-gereksiz, olumlu-olumsuz, uyumlu-uygunsuz, doğru-yanlış, hakikat-sahte, iyi-kötü, güzel-çirkin olmacasına samimice bakmak gerekiyor.

Bunu da hangi zihniyetteki, karakterdeki, kişilikteki, bilgideki, şuurdaki, anlayıştaki, algılayıştaki, saygıdaki kişiler yapabilir? Kaynak eserleri, sahipleri, hocaları kim? Bu kişiler, hakikatten saydığım özelliklere sahip kişiler mi? Biliyorsunuz “yarım hoca imandan, yarım doktor candan edermiş” mu?

Bir de yapılacak işçenin perde arkasını,bu işçeleri yapacak kişileri, materyalleri bilmek gerekiyor. Koşulları da unutmamalıyız.

Her işçede bir tehlike ihtimâli vardır. Bu tehlike yücelsel, insansal, dinsel, evrensel boyutta olabilir.

İslâmiyet adı altında yücelsel, insansal, hatta dinsel değerlere zarar verilebilir.

İslâmiyet’i yaşamamış bir kişi, iç ve dışetkenlerden ötürü önce İslâmiyet’i yalan yanlış bilgilerle, kafa yıkamacalarla yaşamacaya kalkıyor. Bu arada şok oluyor. Bu şokun, işlediği günahların, suçların pişmanlığı ile yücelsel, insansal değerlere düşman kesiliyor; hatta dinsel değerlere. Fakat bunu fark edemiyor, kendini haklı ve imanlı görüyor. Oysa hâlâ günah ve suç işliyor. Yalnızca kılık kıyafeti değişmiştir. Beynindeki düşünceler, kalbindeki hisler de olumsuz yönde yer değiştirmiştir; yani olumlu yönde gelişmemiştir.

Bu arada hep karşısındakileri ve başkalarını da suçlayıp, yargılayıp durmaktadır.

Kur’ân-ı Kerim, Siyer, Hâdis vb. dersleri vermek için hakikatten yeterli bir bilgiye, bir şuura, bir akla, bir imana, bir anlayışa, bir samimiyete, bir duyarlılığa, bir materyale (kitap, araç ve gereç vb.) ihtiyaç vardır. Bir de böyle bir özelliğe kaç kişi sahiptir?

Önyargı, zan, gaflet ve dalâlet içinde değilim. Çevremdeki birçok esere, kitaba, olaya, kişiye tanık olduğum için yazıyorum. Ayrıca bu konuda uyarıcı biriyim.

Ne demek istediklerimi kişiler belki doğru, belki yanlış, belki noksan anlayabilirler; fakat uygulamaca başladığında delilleriyle görüşlerimi yazacağım ki, kişiler doğruları daha iyi kavrasın! Elbette maskeler de düşecek. Benim derdim insanlara gerekli, yararlı, uyarıcı olmaktır; salt ideolojilere, salt çıkarlara karşı. Ben onlar için yücelsel, insansal, dinsel, evrensel boyutta bir hizmet ediyorum, etmek istiyorum, elimden geldiğince de edeceğim. Fakat insanlar beni doğru anlayıp destek mi verecekler, köstek mi olacaklar? Yoksa her şeye duyarsız mı kalacaklar? Bu konuda az kuşkularım var. Çünkü insanlar hakikatten yanlış bilgilerle, bilgi kirliliğiyle uyutulmuş, uyuşturulmuştur. Öyle ki, doğrulara karşı kuşkuyla, düşmanca bakmaktadır veya duyarsız olmaktadır.

İnsanlar bilmeden de; yani iyi bir şey yaptığını sanıp kötü bir şey yapabilir. İşte ben, bunların önüne geçmeceyi arzuluyorum. Bunun için de insanlara işçenin temeli ve zemini olucu doğru bilgi, doğru Türkçe vermek için kolları sıvadım.

Siz de doğru bilgiye, doğru Türkçe’ye bir değer veriyorsanız; kulaklarınızı tıkamazsınız, gözlerinizi yummazsınız veya kör etmezsiniz, dilinizi bağlamazsınız, kalbinizi ve beyninizi de çalıştırırsınız.

Kur’an-ı Kerim ve Siyer dersleri elbette insanların sağlığı, huzuru, güveni, güvenliği, rahatı, başarısı, nesli, tüm değerleri için çok değerlidir. Fakat bunlar iki tarafı çok kesici bir kılıç veya pas içindeki bir bıçak gibidir. Uygulamaca başladığında her şeyi göreceğiz.

Merak ediyorum; Kur’an-ı Kerim ve Siyer dersleri mi, tablet veya diğer materyaller mi insanları daha çok uyutacak?

Eğitim-öğretim ve tüm hayatınız doğru olsun, inşaallah.

Ramazan GÜLSEN 

 
Toplam blog
: 205
: 266
Kayıt tarihi
: 10.06.12
 
 

Tekirdağ, 02.01.1961 doğumluyum. İstanbul'da yaşıyorum. Evli, 3 çocuk bâbâcânıyım. Türkçeci, muha..