Medya kaçıncı güç?

Hepiniz aşağı yukarı bu soruya aynı cevabı vereceksiniz büyük ihtimalle. " Tabi ki 4. güç. "

Peki durum fiiliyatta nasıl?

Nerden çıktı medyanın 4. kuvvet olması? Demokrasinin bir gereği olarak değil mi?

Peki medya bugün 4. kuvvet olma özelliğini koruyor mu? Hayır. Çünkü medya asli görevini unuttu ve gözünü tek kuvvet olmaya dikti. Evet. Bunu kabul etsek de etmesek de durum maalesef bu. Yetki ve sorumluluklarının sınırını unutan medya, artık kamuoyu oluşturma işlevini yetersiz görüyor. Medya artık, siyaseti de, ekonomiyi de hatta kamu ahlakını da kendisi oluşturmanın peşinde. Yeri gelince hükümet kurup hükümet düşürme yetkisini kendine vehmeden medya, yargının yerine geçip yargılamayı da kendi yapıyor. Manşetlerden yapılan infazlara şahit olmuyor muyuz sık sık?

Peki nerden icap etti bu? Medya 4. kuvvet olma görevini yerine getirdi de şimdi yetki sınırını mı genişletiyor?

Tabi ki hayır. Medyanın sorumluluklarını yerine getirdiğini bu ülkede yaşayan aklı başında tek bir vatandaş iddia edemez. Topluumsal mutabakat borazanını elinden düşürmeyen medya, ülkedeki kamplaşmaların en büyük tetikleyicisi olmayı sürdürmüyor mu ısrarla? Görev ve yetkilerin eksiksiz olarak tanımlanmadığı her türlü kurumda yaşanan sıkıntılar, bugün türk medyası için de yaşanıyor. Kuvvetler ayrımı prensibinin bir gereği olarak ortaya çıkan yasama, yürütme ve yargı gücünün denetlenmesi amacıyla ortaya çıkan medya kuvveti, gelinen noktada hem ekonomik hem de sosyolojik anlamda sorumlulularından çok daha geniş bir etki alanına kavuştuğu için baş edilemez bir ejderha gibi ortalığı yakıp yıkmaya devam ediyor. Eleştiri konusunda kendisini tek otorite yerine koyan medya maalesef iş kendisine geldiği zaman, eleştirinin anlamını unutuyor.

Eğer demokratik bir sistem içinde, kamu yararını gözeten bir yayıncılık anlayışını sürdürmek konusunda medya bir an önce kendi sınırlarına dönmezse, bu gidişle özgür yayın yapacağı demokratik işleyişin son bulmasını kendi elleriyle hazırlayacaktır. Buna inanmıyorsanız eğer, son dönemde yaşanan toplumsal ve siyasal sorunlarda medyanın izlediği tutumu gözden geçirmeniz yeterli. Bakalım medya iğneyi kendisine de batırmayı öğrenebilecek mi?

Unutmayalım ki medyanın görevi güç ve yetki alanını sürekli genişletmek değildir. Bu olsa olsa yeni bir tiranlık şeklinin ortaya çıkmasına neden olacaktır. "MEDYA TİRANLIĞI" Önümüzdeki yüzyıl da köleleştirilmiş yurttaşların medya tiranlığına karşı bağımsızlık savşı yüzyılı olmaya aday bu gidişle. Şimdiden uyarmakta fayda var.