Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Ocak '18

 
Kategori
Güncel
 

Memleket Meselesi...3

Memleket Meselesi...3
 

Allah Kahraman ordumuzu Muzaffer eylesin


Sevgili okurlarım bu haftada memleket meselelerine kafa yoracağız. Diyebilirsiniz ki yeterince kafa yoran var, biz neden yoralım?

İssizlik, geçim sıkıntısı, hayat pahalılığı ve birçok konu şimdilik ikinci plana gerilemiştir.

Sınır güvenliği ve Anadolu’ya yönelik saldırılarla 40 yılı aşkındır uğraşan ülkemiz içerideki hainlerle mücadele ettiği gibi on günü aşkın zamandır Suriye deki teröristlerle de bir mücadeleye girmiştir.

Ancak bu temizlik harekâtı çok kolay olmamaktadır. Bir yandan ağırlaşan mevsim şartları öte yandan düşmanlarımızın çokluğu güvenlik güçlerimizin birden çok cephede savaşmasına sebep olmaktadır. Fırat’ın batısı, doğusu, Amerikanın bulunduğu alanlar, Rusya’nın bulunduğu alanlar derken önümüze birçok engel çıkmaktadır.

Benim korkum şudur ki bu artan baskılar neticesinde ordumuzun önünün kesilecek olmasıdır. Bir çıkmaz sokak misali buradan öteye yol yok denilerek gerisin geriye çevrilmek istenmesidir.

Suriye rejimi ve Rusya ile varılan antlaşma Amerika birleşik devletlerinin Suriye deki politikalarını engellediği gibi çok önemli bir müttefiki olan Türkiye cumhuriyeti devletinin dostluğunu kaybetmeye kadar gelmiştir.

Bu coğrafyada ve bu coğrafyanın işgaline kalkışan bütün ülkelerin asırlara dayanan bir politikası vardır. Rusyanın, İranın, İsrailin, Amerikanın plan ve projeleri her gün değişen hamlelerle devam etmektedir.

Oysa ülke olarak bizim hiçbir politikamız yoktur.

Bundan bir yıl önceki davranış ve durumla şimdiki durum çok farklıdır. Acaba Afrinde giriştiğimiz hareket Rusya’nın özellikle de Esat rejiminin bir politikası mıdır?

 PYD, YPG ve PKK nın Amerika’nın destek ve silah yardımıyla aldığı yerleri tekrar kazanmak için olabilir mi?

Ya da NATO ve Amerika’yı karşımıza alıp iyice yalnızlaştırılmak mı isteniyoruz.

Son günlerde bir 30 km lik derinlikte güvenli bölgeden söz ediliyor. Bu sayede sınır illerimiz atış menzilinden çıkarılacak, Suriyeli göçmenlerin birçok kısmı geri dönmek suretiyle bu güvenli bölgeye yerleştirilecek, hem de Suriye sınırımız kontrol altına alınacaktır. Bu çok iyi bir projedir. Bu gerçekleştiğinde ise Amerika’nın bölgedeki hükümranlığı sona erecek, Rusya, Suriye ve Türkiye istedikleri sonucu alacaklardır. Söylemeden geçemeyeceğim bu plan tam 5 yıl geride kalan ve o yıllarda yapılması şart olan bir şeydi. Ama maalesef tutarlı bir hükümetin olmaması ve dışişlerinde yapılan bin bir hata bizi buraya getirmiştir.

Dünyayı yöneten güçlerin jeopolitik önemi olan ve enerji yolları üzerinde bulunan ülkemizi bölmek, parçalamak ve küçültmek için giriştikleri bu yıkım projesini gerçekleştirmek için o bölgede bulunan etnik yapıdan ve mezhep farklılıklarından faydalandıkları aşikârdır. Bunu yaparken de çeşitli isimler altında terör örgütleri kurarak bunları yem olarak kullanmaktadırlar.

Ne tuhaftır ki silah ve diğer sevkiyatları ülkemizde bulunan askeri üstlerden yapmaktadırlar. Bunların başında İNCİRLİK gelmektedir. KONYA ve MALATYA’DAKİ üstlerde tuzu biberi..

Ben diyorum ki son zamanlarda oluşan birlik, beraberlik ve kararlılığa dayanarak bu üstler Amerika’ya kapatılamaz mı?

Bu yapılmadığı sürece sahada verilen mücadelenin bir anlamı olmaz. Madem 911 km lik Suriye sınırı temizlenecek öyleyse üstleri kapatmak ilk önce yapılması gereken şeydir.

Eğit-donat ve ÖSO projesi ile bizi yıllarca oyalayan ABD daha sonra Menbiç'e PYD'nin girmeyeceğini söylemiş, eger öyle bir şey olursa birlikte temizleyeceğiz sözü vermiştir. Sonrasını hepimiz biliyoruz kandırılmışızdır.

İki devlet başkanın yaptığı son telefon görüşmesinden anladığımız kadarıyla kimin ne dediğini, hangi konularda anlaşıldığı kamuoyuna yanlış aktarılmış ve birçok şeyin gizli kalmasına neden olmuştur.

Türkiye’nin görevinin DAEŞ i temizlemek olduğunu bunun bırakıp YPG nin peşine takılmasının doğru olmadığı konusunda uyarılar yapılmıştır.

Şimdi en can alıcı soru şu; Acaba Eğit-donat yolu ile silahlandırdıklarımızın El Nusra’ya katıldığı gibi Bu ÖSO da bir başka örgüte dönüşür mü?

ABD ve diğer ülkelerin ÖSO nun yanımızda olmasına neden ses çıkarmadıkları sorusu hiç aklınıza geldi mi?

Neden Suriye’ye girmemize yardımcı olan ve hava sahası açan Rusya ve Esat rejimi teröristlerden temizlenmiş bölgeyi Suriye devletine teslimi konusunda sessizdir?

Bu zamana kadar kimin kim olduğu anlaşılamamış Suriye’de, şimdi kimin kim olduğunu nereden biliyoruz?

Yani dost kim?

Düşman kimdir?

Düşman Rusya’dır.

Düşman Amerika’dır

Suriye düşman değil tarihi bağlarımız olan komşudur!

Dost kimdir deseniz “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur“ derim

Deriz demesine de bizi kim dinler, yarın çıkar bir yetkili dengeleri korumak için şununla birlikteyiz, bununla yolumuza devam edeceğiz der. Çünkü bundan önce hep öyle dediler. Dediklerinin olması için karalılık ve çok alternatifli politikalar üretilmesi gerekir.

Çok iyimser olmak isterdim. Coşkulu şeyler yazıp, gelecek için umutlarımdan bahsedebilirdim, lakin yarın ne olacağı belli değil. Bu belirsizliğin ortadan kalkması için kararlılığın ve temizlik harekâtının hiçbir koşul ve hiçbir şartla bırakılmamasıdır. Düşmanı ininde avlamaktan başka çare kalmamıştır….

Son söz! olarak diyorum ki; Ülkemizin başına musallat edilen terör örgütlerini kimin desteklediği biliyorsa ve bu coğrafyayı kana bulayan katiller belli ise bize düşen onlarla işbirliği yapmak değil beslemeleriyle birlikte kovalamaktır.

Her bir karışı şehit kanıyla sulanmış bu yurdu ölümüne savunmaktır.

Allah kahraman ordumuzu muzaffer eylesin… Amin

 

 Arap Kurt - Köşe yazıları -

 
Toplam blog
: 35
: 151
Kayıt tarihi
: 18.01.14
 
 

1965 yılında Çorum'un Alaca ilçesinde doğdu. İlkokulu orta ve liseyi Alaca'da bitirdi. 1985 yılın..