Mim: Mimlenen mimlenene :)

Sevgili arkadaşlarım

Sevgili Silver035 ‘in mimlemesi sebebiyle bu blog yazılmıştır. (mutlak biline) :)

Mimlendiğimi görünce ‘amanin, abooo, tuhhh , anaaa gibi bir çok ünlem sırayla raksetti kafamda. Ben neden yazdığımı kendimde bilmiyom , açıklamasını nasıl yaparım. Allah seni Bahattin amcanın eline koymasın Silver, evdeki diğer personelin hışmına uğrayasın ‘ diyesim geldi. :)

MB ile alakam okumakla sınırlı aslında. Yazdığım denemeler ve şiirler bilgisayarımdaki word sayfalarının dışına çok nadir çıkmakta.

Kim ne kadar okumuş, beğenmişler mi v.s gibi huzursuz edici düşüncelerin, hayatta sadece huzur arayan ben için ağır gelebilir. Buda prozacla arkadaşlığımın iyice derinleşmesine doğru yol alabilir :)

Ben yazmak yerine, Sevgili Yakupay ‘ın felsefe yazılarını, Canım Dilek Ç.nin mizahın ötesine geçen anılarını, Gurbet yazarı Alev Meisel ‘in çarpıcı bloglarını zevkle okumakla yetiniyorum. ( şimdi bende mi mimledim laaa ) :)

Sevgili arkadaşım beni arayıp ‘ kız ben MB ye üye oldum. Orada yazıyorum, okuyorum ve yorum yapıyorum. Sende gel, ben pek sevdim deyince. MB, huzurlaaa sına kavuştu (fazla a ‘lar Silver035 ‘in eklemesidir)

Bilindiği üzere yazmanın kökeninde okumak var. Çok okuyan insan bir süre sonra ister istemez yazmaya başlıyor. Zamanla bağımlılık haline geliyor yazmak. Hatta yazmadığı zamanlar kaşıntı tutanlara bizzat şahit etmişliğim vardır.

Yazarlar ve öğretmenler bende ayrıca yer etmişlerdir. Saygılarım ve sevgilerim hep onlarladır.

Hele mahkemelerde , ‘yaz kızım’ diyerek yazmayı teşvik eden sayın yargıçlara hayranlığım had safhadadır.

Yazmanın cazibesine kapılıp bu yola baş koyanları ve tüm blogdaşlarımı sevgiyle selamlıyorum.

Yüreğin kanat çırptığı anlardan birindeyim
yağmur sonrası uzayan hüzünlerim
tomurcuklanmaya durdu ilk yazda
göç kaçıranda savrulan ada yapraklar hayalim
bir yaşım daha rüya olmadan
hazan başında

elaser