- Kategori
- Gündelik Yaşam
Mülkün değilse evimin önü diyemezsin
Valla doğrusunu söyleyim (söyleyeyim değil, TDK ne derse desin kelimeyi bu şekilde değiştirdik) ben herkesin evinin önünü daha düne kadar kendisinin sanıyordum.
Ama bunda bizim suçumuz yok, insanlar öyle davranıyorlardı ki hala da biraz öyle, “Burası benim evimin önü”
Araba eğleyemezsin, oturup kalkamaz durup bekleyemezsin, hatta geçerken bile tereddüt ediyoruz…
Neymiş efendim, burası evinin önüymüş…
İster evinin önü olsun iste arkası, senin mi kardeşim? Hayır. O halde istediğimi yaparım!
“Eşiğimin dibi, evimin kapısı penceresi oraya açılıyor…”
E napalım, herkes evinin önünü sahiplense bize yer kalmaz valla…
Belediyesi var şunu var bunu var, kimseden hiçbir açıklama yok; adam sahipleniyor burası benim diyor kardeşim, siz niye varsınız Allah aşkına ya!
Buradan geçemezsin diyor. Evimin önünden geçme diyor. Ama geçtiğimiz yerler mutlaka birinin evinin önü ya da arkası, uçalım mı?