18 Ağustos '17
- Kategori
- Beslenme / Diyet
Mutluluğun Besinlerdeki Sırrı
Fotoğrafçı: Nazlıcan Babakıray
Yetersiz ve dengesiz beslenmek; bedensel ve zihinsel gelişimin yanında sinir sistemi faaliyetlerini de etkiler. Bazı besinlerin depresyon, anksiyete, uyku, iştah, cinsel fonksiyon, beyne kan akışı gibi birçok önemli fonksiyonu düzenlemede olumlu etkileri olduğu bilinmektedir. İnsan beslenmesinde proteinlerin yapıtaşları olan aminoasitler oldukça önemlidir. Özellikle “Triptofan” aminoasidi mutluluk hormonu olarak bilinen “serotonin” hormonunun salgılanmasında temel bir gereksinim olduğundan beslenme ile yeterli alınması oldukça önemlidir.
Bu aminoasit vücudumuzda üretilemez; yani dışarıdan besinler ile almamız şarttır. Bu aminoasit: yumurta, süt, muz, patates, fıstık, hindi, çikolata, somon, bezelye, fasulye, kakao ve kefir gibi çeşitli gıdalarda bulunmaktadır. Kavrulmuş kahvede miktarı oldukça düşmesine karşın kavrulmamış kahve çekirdekleri Triptofan için önemli bir gıda kaynağıdır.
Mutluluk hormonu olan serotonin, insan vücudunda depresyon, kalp ve dolaşım bozuklukları, büyüme ve cinsel etkileşim, kemik metabolizması, organ gelişimi, beslenme, kronik baş ağrıları, kusma, obezite ve kan basıncı dengesi gibi metabolik olaylardan sorumludur.
Yetersiz, dengesiz veya yanlış beslenme sonucunda vücudumuza yeteri miktarda Triptofan alınamamakta dolayısıyla serotonin sentezi azalmaktadır. Diğer bir açıdan beslenme ile yeteri kadar alınsa bile vücuttaki diğer faktörlerle mutluluk hormonu salgısı değişebilir. Genel çerçevede Triptofanın yeterli alımı mutluluk hormonu salgısını artırır.
Örnek olarak ise kakaolu muz ve tarçınlı süt, triptofan için yeterli bir öğün olacaktır. Besin öğeleri açısından dengeli olan bu ara öğünün protein içeriği tokluk süresini artırırken süte eklenen tarçın ile kan şekerinin dengeli seyretmesine katkı sağlayabilirsiniz. Ve oldukça lezzetli bu ara öğünün bir diğer etkisini ise artık biliyorsunuz; MUTLULUK!