Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sabiha Rana Melekler Yüreğinizden Öpsün

http://blog.milliyet.com.tr/sabiharana

16 Mart '19

 
Kategori
Siyaset
 

Necmettin Erbakan'dan Sözler!

Siyaset adamı dendiğinde çocukluk yıllarımda televizyonlardan izlediğim Sayın Necmettin Erbakan'ı her zaman büyük bir keyifle hatırlarım.. O zamanlarda haberlerde, resmen şov izler gibi izlerdik siyasetçi büyüklerimizi... Öyle güzel sözler ederlerdi ki hiç birini unutmam mümkün değil.. Samimiyetle söylüyorum, özellikle en zorlu günlerimde çoğu basamak olmuştur hayatımın akışına...
 
Bugün özellikle, Sayın Necmettin Erbakan'ın sözlerine yer vermek istemem sırf bu yüzdendir..
 
İşte, bizleri derin düşüncelere sevk eden, anlamı içinde saklı Necmettin Erbakan'ın o meşhur sözleri:
 
- Fırtınalara yön veren kelebeklerin kanat çırpışıdır..
 
- Bizim Davamızda kimse kendi için yaşamaz, Herkes kardeşi için yaşar. Menfaati Öldürmenin en kolay yolu budur..
 
- Namaz dinin direği cihad ise zirvesidir. Biz siyaset değil cihad yapıyoruz..
 
- Müslüman Hakkın hakimiyeti için ''motor'', Şerrin yok olması için ''fren'' olma Görevlisidir....
 
- Hakk'ı üstün tutmak her zaman saadet getirir..
 
- Milli Görüş; Bu milletin inancıdır, tarihidir, kimliğidir, ruh köküdür.
 
- İman varsa imkan da vardır, milli görüşçü asla vazgeçmez.
 
- Bir çiçekle bahar olmaz. Ama! Her bahar bir çiçekle başlar...
 
- Irak'ta ölen bir tek çocuğun vebalini, yedi sülaleniz alnını secdeden kaldırmasa da ödeyemeyecektir..
 
- Kelime-i şehadet getirip iman etmekle her işimiz bitmiyor, tam aksine, kulluk imtihanımız yeni başlıyor. Yani kelime-i şehadet, bir nev'i, Kur'an programıyla yapılan kulluk imtihanına, giriş belgesidir.
 
İslâmi tebligatta muhatabımız istisnasız bütün insanlardır. Öyle ise görüşü ve görüntüsü ne olursa olsun, davamız herkese anlatılmalı, davet her kesime yapılmalıdır. Tebliğ ve davet bizden, hidayet Allah'tandır.
 
- Aşk, azim ve Millî Görüş tekeden bile süt çıkarır.
 
- CİHAD: Kur'an nizamını kurmak ve yürütmek için var gücümüzle çalışmaktır.
 
- Biz seçimler için değil, gelecek nesiller için çalışıyoruz..
 
- Biz mantar zihniyetli değiliz, biz çınar ağacıyız..
 
- Herkes milli görüşçüdür ama farkında değildir.
 
- Allah'ına kul olmayan davasına er olamaz..
 
- Hak'kın tesisi için çalışmamakla Batıl'ın hakimiyeti için çalışmak arasında fark yoktur...
 
- Akıl, bir işin sonunu düşünmektir. Yani karını, zararını çok iyi hesap ederek bir işe girişmektir. Çünkü son pişmanlık para etmeyecektir. Ve “ah keşke” sözleri, akılsızlığın neticesidir.
 
- Akıl; "şunlar, şunlar doğru ise, şunlar da doğrudur" şeklinde bir mukayese ve muhakeme (karşılaştırma ve karar verme) kabiliyetidir. İslamsız akıl, tek başına ilk ve mutlak doğruları bilemez, hayır ve şerri tayin edemez.
 
İslamsız bütün nimetler ve saadetler eksiktir ve yetersizdir. Bu nedenle "Bugün dininizi ikmal ettim ve nimetlerimi tamamladım" ayeti en son indirilmiştir.
 
- Akıl, bir temyiz (iyiyi kötüden seçip ayırma) yeteneğidir.
 
- Akıl; imanın ve İslam’ın emrinde en büyük nimet, nefsin ve şeytanın elinde ise, sebebi felâkettir.
 
- Herhangi bir durumun oluşmasında ve gelişmesinde Müslümanların üç ayrı safhada, takınacağı, üç ayrı tavır vardır:
 
1- Önce emredilen ve yapılması gereken bir konuda, takatımızın sonuna kadar ceht, gayret ve her türlü esbaba tevessül,
 
2- Olayın meydana gelişi sırasında, korku ve telâşa kapılmadan Allah'a teslimiyet ve tevekkül,
 
3- Sonunda ise, takdire rıza ve ortaya çıkan neticenin hakkımızdaki en hayırlı durum olduğunu kabül etmek gereklidir.
 
- Peki, " Neden şu an siyonistler hakim, biz mahkûmuz?"
 
1- Siyonistlerin batıl da olsa, kendi davalarına inancı bizden fazla olduğu için..
 
2- Onların şeytani gayeleri uğrunda ki gayreti ve cihadı, bizden üstün olduğu için.
 
Siyonist emeller taşımayan, ülkemiz aleyhindeki faaliyetlere karışmayan, başkalarını ezmeyi ve sömürmeyi amaçlamayan, dürüst ve sade Yahudilere karşı hiçbir düşmanlığımız söz konusu değildir.
 
Biz, temel insan haklarına saygı çerçevesinde, herkesle birlikte ve barış içersin de yaşamaya hazırız ve razıyız
 
- Evet, hayat; iman ve cihattır.. Bu iki değer ve dinanizme, kim sahip olursa, zaferi onlar kazanacak ve üste çıkacaktır.
 
- Düşmanlar ve canavarlarla dolu ıssız ve karanlık bir orman kurtulmak için, nasıl ki;
 
1- Teh bölgelerini ve güvenlik yollarını gösteren bir haritaya,
 
2- Doğru yön tayinine yarayan bir pusulaya,
 
3- Ve de çevremizi aydınlatacak bir ışığa ihtiyaç vardır.
 
İşte, haksızlık ve şeytanlıklarla kaplı bir dünyada, selamet yolunu bulmak için de, Kur’an bir harita, akıl bir pusula, iman ise önümüzü aydınlatan bir fener hükmün-dedir.
 
Bunlar biri birinin tamamlayıcısıdır. Biri olmadan diğeri işe yaramaz ve kurtuluşa ulaştıramaz.
 
- İslam’ın dışında, hiçbir Hak ve hakikat kaynağı yoktur.
 
Fen ve hikmet, sanat ve sanayi dahi, İslam’ın içindedir ve onun bir şubesidir.
 
İlhamını Kur’andan almayan hiçbir ilim ve teknik asla hayr-ı mahz olamaz, şerden ve zarardan arınmış sayılamaz.
 
Mutlaka yeterli ve yararlı olduğu savunulamaz.
 
Felsefelerin ve filozofların birbirini inkârı, ideolojilerin devamlı çatışması, beşeri kanun ve nazariyelerin eskimesi ve değişmesi, hatta yapılan ilaçların bile, bir müddet sonra yan tesirlerinin anlaşılması, hep bu yüzdendir.
 
- Müslümanca düşünmenin üç temel esası vardır:
 
1- Dünya hayatı, çok önemli bir imtihandır.. Ahiret ise, dünya hayatının hesabı ve imtihandaki artı ve eksi puanların karşılığıdır.
 
Nefeslerimiz sayılıdır, bunlar Allah yolunda harcanmalıdır. Çünkü ölüm bize, çok yakındır.
 
2- İslâm Dini, Allah yapısıdır. Bunun için mükemmeldir ve tastamam dır. Haşa, zerre kadar noksanı, fazlası ve hatası bulunmamaktadır.
 
3- İslâm Dini, bir bütündür. Ona bir şey katılamaz ve ondan bir şey çıkarılamaz. Baştan sona Hak’tır, hayırdır ve hepsi, herkes için ve her yerde lazımdır.
 
Çünkü İslâm, dünya ve ahiret saadetinin tek ilacıdır.
 
- Şu dünyaya gönderiliş gayemiz olan kulluk imtihanını başarabilmek için, üç tane temel ve birbirini tamamlayan esas vardır:
 
1-Her şeyden önce İslâmı öğrenmek, İslâmın her konudaki emrini bilmek,
 
2-Öğrendiğimiz İslâmi esaslara göre yaşamak, Kuranın hükmünü hayatımıza tatbik etmek,
 
3-Her yerde, her halde ve her meselede, mutlaka İslâm’a göre, yani İslâmca düşünmek.
 
Yani, itikat ve ilmihal konularını öğrendiği ve bildiği bir kısım ibadetleri yerine getirdiği halde, ticaret, siyaset ve devlet hayatında müşrikler gibi düşünen, olayları batılı ve cahili ölçülerle değerlendiren bir kimse, hakikat nazarında Mümin sayılamaz.
 
Örneğin:
 
Beş vakit namazı imamın arkasında ve tadili erkanıyla kılan bir insan, içinden “Camiden çıktıktan sonra, sattığım tarlanın parasını acaba hangi bankaya yatırsam?” diye geçiriyor ve rahatlıkla faiz yiyorsa, bu kişi islamca düşünmüyor demektir.
 
- Milli Görüş çağdaş bir medeniyet projesidir. Milletimizin kendi görüşüdür. Sultan Fatih'in İstanbul'u feth ederken kalbindeki inanç ne ise Milli Görüş odur.
 
Bizim milletimiz bin yıl Milli Görüş ile dünyaya hakim oldu. Bugün de bütün dertlerimizin ilacı MİLLİ GÖRÜŞTEDİR.
 

Bütün gücüyle ve tüm imkanıyla inandığı Hak yolunda çalışarak manen ve maddeten kalkınmış “Yeniden Büyük Türkiye’nin” kurulmasında insanlığın özlediği medeniyetin tesisinde ve bütün insanların Refah, Saadet ve Selamete ulaşması yolunda hizmeti geçenlere NE MUTLU!…

Hocamızın ettiği sözlerden sonra, hocamız için edilmiş bir sözle noktayı koyalım istiyorum..

T.C. 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü; ”Bu memleket bir tane ”ADAM” yetiştirdi. O da dinci çıktı.” (ANKARA, 1973)

Kaynaklar: Değişik gazetelerin arşivlerinden derlenmiştir…

Sayın Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocama En Derin Sevgi ve Saygılarımla..

”Melekler Yüreğinizden Öpsün Efendim”


Sabiha Rana

 
***
 
Gönül notum: Bu araştırmamı yayınladığım da Rahmetli hocamız hayattaydı. Bir baktım ki yazımın yerinde yeller esiyor... Hocamızı rahmetle anarak bugün yeniden bu araştırmamı Allah'a emanet ederek sayfama koyuyorum.
 
 
Toplam blog
: 1989
: 4996
Kayıt tarihi
: 26.10.06
 
 

Gazeteci - Yazar (NLP Uzmanı - İlişki ve Yaşam Koçu) Yaşarken dünyayı dolaşmayı, topraktan güneşe..