Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Nisan '16

 
Kategori
Güncel
 

Ölmek istemiyoruz!

Ölmek istemiyoruz!
 

Münevver, Özgecan, Bigem, Dilay ve diğer genç kızlar adına…

Bir genç kız olarak yazıyorum. Adam’ım diye geçinip adamlığından utanmayanlara inat bunu yazarken hiçte utanmıyorum. Yazarken en çok zorlandığım konu belki de öldürülen, şiddet gören genç kızlar, kadınlar hakkında yazmak. Sonuç alamayacağımı bir şeye adım atma hevesim olmamıştır hiç. Ondan sanırım bu zamana kadar tuttum kendimi. Yazılanları, çizilenleri, söylenenleri, haberleri izledim uzaktan uzağa. Birçoğuna bakamadım, birçoğunu dinleyemedim bile.

Münevver gitti, tüm erkek arkadaşlara zanlı gözüyle baktık; Özgecan gitti, toplu taşıma araçlarının şoförlerine zanlı gözüyle baktık; Bigem gitti, hem cinsimize zanlı gözüyle baktık; Dilay gitti, sadece erkek arkadaşla sınırlı kalmadığını gördük tüm erkeklere zanlı gözüyle baktık. Kısaca öyle bir hale geldik ki yurtta oda arkadaşımızı bile güvenilmez hale getirdik. Sokak zanlı kaynıyor adeta. Bunu biz yaptık değil mi? Akşam geç bindik dolmuşlara, taksiye yalnız bindik, saçımız kaşımız gözümüz güzeldi, laf atan birine kendimizi savunduk… suç bastırmayın artık, kendinizi avutmayın, olmayan vicdanınızın can çekişmesini susturmaya çalışmayın yeter!

Biz akşam gecikeceksek şarjımız bitmesin diye telefonuna bakmayan, bindiğinde indiğinde ne olur ne olmaz diye arkadaşlarına haber veren, bindiği taksinin plakasını arkadaşlarına gönderen, kaldırım olmayan yoldan yürümek zorunda kaldığımızda bilerek üstümüze süren arabalardan kaçmak uğruna çamura kara batan ve daha nicesini yapan özgür ama suçlu genç kızlarız.(!)

Siz dolmuşta işinin başındayken yola değil dikiz aynasına bakan, taksime kendisi bindi diye her türlü pisliği aklından geçirmeyi kendine hak gören, altında arabasıyla yol benim diye düşünüp boş yolda arabayı üstümüze süren, sırf attığınız lafa kendimizi savunduk diye öldürmeyi adamlık sayan özgür ve haklı erkeklersiniz.(!)

Biz dünün kız kardeşleri, bugünün ablaları, yarınların anneleriyiz. Biz küçük kız çocukları, genç kızlar, kadınlarız. Hep şiddete, tacize, cinayete maruz kalan ama yine de polisin bile suçlu bulduklarıyız. Evinde en sevdiğinden, eşinden şiddet görüp çocuğunun, yuvasının hatırına bağrına taş basanlarız…

Zorunda mıyız? Kadınız diye acı çekmek, özgürlüğümüzü kısıtlamak, aslında güçlü taraf olduğumuz halde ezilen taraf olmak zorunda mıyız? HAYIR, DEĞİLİZ!

Bu duruma bir çözüm bulunmalı. Kadın erkek çocuk yaşlı genç böyle bir şeyle karşılaştığınızda elinizde çekirdeğiniz eksik şekilde uzaktan izlemeyin ya da aman bana da bulaşır korkusuyla oradan onu yalnız başına bırakıp uzaklaşmayın. Seyirci kalmayalım, izin vermeyelim hep birlikte bir dur diyelim. İlk okulda başlasın bunun eğitimi, lisede devam etsin üniversitede pekiştirilsin. İş yerlerinde denetimler yapılsın. Bayanlarla bayan denetimciler konuşsun gerekirse. Her ne gerekiyorsa işte ya da gereği her ne ise düşünülmesinin zamanı geldi bence.

Biz okuyup, hayalimizdeki mesleği elimize alıp sevdiğimiz adamla bir yuva kurup milletimize hayırlı evlatlar yetiştirmek istiyoruz. ideallerimiz var, hayallerimiz, yüreğimizde bitmek tükenmek bilmeyen umutlarımız var bizim... şiddet ve taciz görmek, cinayetle anılmak istemiyoruz. 

Ölmek, istemiyoruz...

 
Toplam blog
: 12
: 243
Kayıt tarihi
: 18.09.15
 
 

İnşaat Mühendisi'yim, yüksek lisansıma devam etmekteyim. Fotoğraf çekmeyi, yeni yerler keşfetmeyi..