Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Ekim '17

 
Kategori
Eğitim
 

Reşat Nuri Güntekin’in “Bir Köy Öğretmeni” Adlı Kitabının “Eğitim” Üzerinden Değerlendirilmesi

Reşat Nuri Güntekin’in “Bir Köy Öğretmeni”  Adlı Kitabının “Eğitim” Üzerinden Değerlendirilmesi
 

Burada ele alınacak olan -Bir Köy Öğretmeni -adlı eser Reşat Nuri Güntekin’in piyes tarzında; 1927 yılında İzmir’de yayımlanan ‘Fikirler’ isimli dergide yazdığı iki piyesten oluşuyor. Kitap geniş çaplı bir incelemeye tabi tutulduğunda bize iki açıdan katkı sağlıyor:

1)Dönemin ekonomik, sosyal çevre, eğitim ve kültürü hakkında bilgi veriyor;

2)Kahramanlar üzerinden özellikle eğitim alanına ilişkin verdiği önemli mesajlar ve anlatmak istedikleri bize rehberlik edebilir.

Burada eser, sadece  ‘eğitim’ üzerinden incelemeye tabii tutulacak. Çünkü eğitim üzerinden yapılacak bir inceleme dönemin ekonomik, sosyal çevre ve kültürünü de ortaya çıkarır.

Okul eğitiminin; eğitim programı, öğrenci, öğretmen, yönetici, bina ve araç gereçler ile çevre olmak üzere altı temel öğesi vardır. Bu altı öğe birbiriyle bağlantılıdır. Diğer bir deyimle, bu öğelerin hepsinin uyumlu ve tam olması halinde ancak sağlıklı bir eğitimin verileceği anlaşılır. Bunların yanında bir de dışarıda olan faktörler vardır ki,  bunlar okul eğitimi üzerinde önemli etkisi olan öğelerdir.

Örneğin; toplum, aile…

Olayın geçtiği yer fakir Anadolu köylerinden birisine ait bir okuldur. Hayat şartları zor olup, halk sefalet içindedir. Böyle bir okula tayin olan Başöğretmen Nihal, sadece okuldaki çocuklarla yetinmeyen, aynı zamanda komşu hanımları da okutan vefakar bir öğretmendir. Dönem şartlarında başöğretmen; bugünkü okul müdürüdür. Toplum, yenilikler karşısında bir çıkış yolu derdine düşmüştür. Bunun da yolu okumaktan, öğrenmekten geçmektedir.

Okula gelen Başöğretmen Nihal, görevini severek yapan bir öğretmendir. Köyün olumsuz şartlarına rağmen burada kalmaya devam etmesi, görevini severek yaptığını gösterir. Talih kuşu köydekilerin başlarına konmuştur. Başöğretmen Nihal; sadece okuldaki öğrencilerle değil, herkesle ilgileniyordu.

Öğretmen toplum üzerinde çok etkili bir konumdadır. Çünkü bireyde istenilen yönde davranış değişikliğinin yolu eğitimden geçer. Bu eğitimi veren de öğretmendir. İstenilen davranış değişikliğinin toplumun kültürüne ve yapısına uygun olması gerekir. Başöğretmen Nihal; topluma uygun bir yöntemle, onların durumunu göz önüne alarak kısa zaman içerisinde toplumun sevgisini kazanır. Aynı zamanda öğrencilerine de sağlıklı bir eğitim vererek davranış değişikliğini yani eğitimi kazandırmaya çalışıyordu.

Okulda öğretimin etkili olabilmesi için öğrencilerin bazı özelliklerinin öğretmen tarafından bilinmesi gerekir. Başöğretmen Nihal bu özellikleri biliyordu. Mesela öğrencisi Cemile’nin müzik yeteneğini keşfetmiş, ona köye gelirken yanında getirdiği kemanı vermiş, onu müzik alanına yöneltir.  Ona o alanda yardımcı olarak Cemile’nin zaman içinde çok büyük bir ilerleme kaydetmesini sağlar.

Başöğretmenin görevlerinden birisi de çevrenin kalkınmasına yardımcı olacak faaliyetler düzenlemektir. Örneğin; okula gelen orta yaşlı yerli kadın Hatice’ye boş zamanlarında imla öğretiyor, böylece halkın okuryazar olmasını sağlayıp çevrenin de kalkınmasını sağlıyordu.

Hatice’nin üç ayda mesafe kat edip belli düzeye gelmesi Başöğretmen Nihal’in karşıdakini tanıyıp ona göre davranmasından kaynaklanmaktadır. Eğitim de karşıdakini tanıyıp ona göre muamele etmek çok önemlidir.

Zehra Öğretmen ise ikinci öğretmendir. Bugünkü statü olarak karşılığı müdür yardımcısıdır. Başöğretmen Nihal gibi sabırlı, anlayışlı değildir. Zehra, bir gün Hatice’ye imla öğretirken Hatice harfleri karıştırıp hata yapar. Hatice’ye sinirlenmesi ve ara ara dalga geçip gülmesi, Hatice’nin kızıp dersi bırakmasına yol açar. Bu da bize eğitimde karşıdakine göre hareket etmenin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterir.

Ayrıca, başöğretmenin görevlerinden biri de okulun maddi ihtiyaçlarını belirleyip, mali kaynak sağlamaktır. Halbuki Nihal öğretmenin aylardır istediği ödenek gelmemiş, bu da okuldaki eğitimi olumsuz yönde etkilemiştir. Hayat şartlarının zor olması nedeniyle, sağlıklı bir eğitimin verilmesi mümkün değildir. Başöğretmen Nihal, öğrencilerinin eğitiminin yanında köyün içtimai dertlerine bile bakmıştır. Çünkü zorlukların üstesinden gelmekle ancak başarıya ulaşılır. Burada Nihal Öğretmenin zorluklara karşı göğüs germesi, çevresine fayda sağlaması bize şunu gösteriyor : “Hayat sana her istediğini tepside sunmaz, senin onları elde etmen gerekir.”  Nihal öğretmen azmi sayesinde bunları elde etmeye çalışır. Ve büyük ölçüde de başarır. Çünkü öğrencilerle beraber köy halkı da eğitim alıyordur.

Öğrenciler o günün koşullarında sağlık olanaklarından (aşı, muayene vb.) yok denecek seviyede faydalanmaktadır. Bu da okul devamsızlığına ya da sağlıklı koşullar içinde eğitim alamamalarına sebep olur. Eserde geçen olayda bir öğrencinin kolundaki basit bir yaranın azdırılarak kangren olmak üzereyken fark edilmesi, öğrencinin uzun süredir okula gelmemesine neden olmuştur. Sağlık koşulları eğitimde devamlılıkta esastır.

Ayrıca eli kangrenden kurtarılan bu çocuk üvey annesinden kötü muamele görmektedir. Çocuk bu muamele sonucu içine kapanık ve çekingen olur. Bu vaka ailenin çocuğun eğitimi üzerindeki etkisini gösterir.

Nihal öğretmenin milli piyango biletinden ikramiye kazanması sonucu, köyden gitme isteği çevresindekilerin üzülmesine neden olur. Çünkü köy halkının başına konan bu talih kuşu uçacaktır.

Yerine gelecek olan Kerime Hanım’ın “gelenekçi” olması daha ilk günlerden sıkıntı yaratmıştır. Gelir gelmez çocukların giyinişine bile karışmıştır. Öğretmenin öğrenciye karşı mesafeli durması gerektiğini söylemiş. Cemile’nin keman çalmasına karşı çıkıp onu bu davranıştan uzaklaştırmıştır. Bu da sağlıksız okul şartlarının yanında sağlıksız eğitimin de verileceğini de göstermektedir.  Eğitim verilirken öğrenci ve toplum göz ardı edildiğinde olumsuz sonuçlar doğurur. Çünkü eğitim; bireyin toplum içinde yaşamını uyum içinde idame ettirmesi işlevini de görür.

Burada dikkat çeken nokta; Kerime öğretmen, eğitimin temel öğelerinden öğrenciyi ve eğitim üzerinde önemli etkisi olan dış faktör toplumu göz ardı etmiştir.  Bu da böyle bir ortamda sağlıklı eğitimin yapılmamasını ortaya çıkarmıştır.

 Nihal öğretmenin Kerime öğretmen karşısında gitmesini beklememek gerekiyordu ve öyle de olur. Çünkü iyi bir düzeye getirdiği köyü bırakmak demek; Kerime öğretmenle beraber tekrar yıkılması demektir. Halk çok zor şartlar altındayken onları bırakmak olmazdı. Çünkü sarılması geren yaralar, silinmesi gereken gözyaşları, kurtarılması gereken bir memleket vardır. Rahat yaşamdan vazgeçer ve kalmaya devam eder.

Sağlıklı bir eğitim için eğitimin altı temel öğesi (eğitim programı, öğrenci, öğretmen, yönetici, bina ve araç gereçler ) ve dış etkenler iyileştirilmelidir. Ancak o zaman kaliteli bireyler yetiştirilir. Bir öğretmen, öğretmenliğin de ötesine geçtiğinde işini hakkıyla yapmış olur. Öğretmen köy bakkalı gibi olmalı, nasıl ki onda yağ, kömür, odun, basma, iğne bir arada bulunuyorsa öğretmenin de dağarcığı zengin olmalıdır.

Eğitim gibi çok önemli bir öğenin zayıf kalması durumunda  toplumun gelişme gösteremeyeceği açıktır. Eğitimin zayıf kalıp gelişme gösterememesi de toplumun her tabakasını ve toplumu oluşturan diğer öğeleri olumsuz etkileyecektir. 

 

 
Toplam blog
: 5
: 518
Kayıt tarihi
: 20.09.17
 
 

      ÇUKUROVA ÜNİVERSİTE İLAHİYAT FAKÜLTESİ DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ ÖĞRETMENİ ..