Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '18

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Sadece ve Sadece Ebru

Sadece ve Sadece Ebru
 

Bedenini hafiflet ki ruhun bedeninin içinde özgürleşsin.


Hepiniz öncelikle sayfama hoşgeldiniz 

Size bugün anlatacağım konu biraz kendimden biraz gözlemlemelerim, hayattan nacizane öğrendiklerim ve değişim süreçlerim olacaktır.

Bundan yaklaşık 2 sene önce rutin bir hayatın içerisinde olduğumu düşündüğüm kısır bir döngünün beni aslında hiçde mutlu etmediğini ve hayatımda bazı değişikliklerin olması gerektiğini düşünürken hem fit olmak adına hemde sağlıklı bir yaşamı hayat felsefeme dönüştürmek adına ilk adım olarak mat da pilatese başladım. Daha önceki yıllarda ba birçok kez başlamış 4 ay sonra bırakmıştım. Ve dolayısıyla hiçbir sonuç alamamıştım. Bu sefer kararlıydım bırakmayacak ve devam edecektim.

Şu bir gerçek ki nerede, ne zaman ve nasıl doğacağımızı elbetteki biz seçemeyiz, nerede nasıl öleceğimizide, lakin nerede Nasıl yaşayacağımızı pekala seçebiliriz. Talat Harman Diyorki: Dünya sizin için bir şaheser olsun ve dünyaya şaheserler sunun.Dünyaya şahaserler sunmanın yolu sizin bir şaheser olmanızdan geçmeyebilir; ama kendinizle ilgili en iyiyi yakalamaya çalışabilirsiniz. Değer vermek kendinizle başlar. Kendine değer vermeyenin çevresine değer vermesi imkansızdır. O yüzden önce kendimle başlamalıydım değişime.

Spora başladığım dönemlerde şirketimizin bize sağlamış olduğu en büyük nimetlerden diyetisyenimiz Tuğçe hanıma da sporla birlikte eş zamanlı danışanı olarak gitmeye başlamıştım. Tuğçe hanım ile yapmış olduğumuz her görüşme benim beslenme ile bilgilerimin revize edilmesini sağlıyor, öğrendikçe beslenme alışkanlıklarım değişiyordu. Oluşan fiziki değişimim hem kendime olan güvenimi arttırıyor, hem de işimin dışında bir hedef belirlemiş olmak beni mutlu ediyodu. Diyetisyenin verdiği listeden asla dışarı çıkmıyordum. Hatta bir keresinde taksimde saat 4 de kendimi elimde hurma poşetiyle gezerken bulmuştum. Çünkü ara öğün saatim gelmişti ve benim o saatlerde 3 hurma bir sütten nescafe içmem gerekiyordu. Asla ara öğünlerimi atlamadım. Yeni alışkanlıklarımdan biri de artık ara öğünler olmuştu. Çünkü farkettim ki ilerlememizdeki en büyük engel yine kendimiz yani alışkanlıklarımız Alışkanlıklarımızı değiştirirsek hedefe biraz daha yaklaşmış oluruz. Amos Parrish ’’Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir’’ der.

Şu bir gerçek ki öğrenmeyi ve öğrendiklerimizin doğrultusunda gelişmeyi bir hayat biçimi olarak belirlemeli, kendimize gerekli saygıyı göstererek kendi hayatımızı yaşamalıyız başkalarının hayatlarını değil.

Ve gelelim benim hikayemin sonucuna ?

Tabiki düzenli spor ve Sağlık beslenme 1,5 ayda bana 8 kiloluk bir fazlalığın uçup gitmesini sağladı. Ve sağlıklı beslenme ile igili araştırmalarım Tuğçe hanım ile sohbetlerimizden edindiğim bilgilerle evde sağlıklı ara öğün atıştırmalıkları yapmaya başladım. Akşamları mutfağımda bir arge oluşturup denemeler yapıp şirkete tadıma her götürdüğümde içimde üretmenin verdiği tarifsiz bir haz ve heyecan oluşmaya başladı. Anladım ki öğrenmek ve üretmek insanı besleyen ve beni hayata daha çok bağlayan yegane olay.

Bundan sonrada Asla pes etmeden durmadan yılmadan üretip sürekli öğrenerek çalışmalara devam. Hayatın insanı nereye sürükliyeceği hiç belli olmaz. Ne kadar olumsuzluklar olsada hayatta inancımızı yitirmemeliyiz. Başarı, azim ve çok çalışanındır.

Henry Ford un bir sözüyle yazımı sonlandırmak isityorum.‘’insan öğrenmeyi bıraktığı gün yaşlanır’’

Sevgiler 

 

 

 

 
Toplam blog
: 5
: 165
Kayıt tarihi
: 02.01.18
 
 

Keşfetmeyi sever,yeni insan yeni yerler tanımak ister. Kendini geliştirmek için yaşamın tüm olums..