Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ocak '17

 
Kategori
Şiir
 

Salıncak

Salıncak
 

hangi sınırın öncesi yaşamaktı ki sonrası ölüm olsun

nefes almak ile almamak arası ince bir çizgidir toprağın teni

 

sokak sokak sövmenin bir dili var coğrafyasız sevmenin de

sağanak olup yağmanın da bir dili var ahmak olup ıslanmanın da

 sen biz ol yeter ki

ve asla bukalemun bir buluta çevirme bereketli gözlerini

 

sen bana bakma

hatta bak

bak ve gör ki ben hala gökkuşağı uçuruyorum ipsiz sapsız renksizliğimde

ve hala çekiyorum kime çektiysem hayatımı siyah beyaz bir film gibi

 

sonrası mı

ben en çok sevmeyi sevdim sevilmeyen dört bir yanımla demiş miydim sana

hatta aynalar beni eksilttikçe  gün ve gün yalnız sana hep sana çoğaldığımı

sırf solmasın diye ışığın sığlığımdaki bütün denizlerin ak saçlarından tek tek  yakamozlar yolduğumu

ve yolu sana çıkan tüm gidişlerin dönmeyişlerine sayısızca peron olduğumu söylemiş miydim

 

ahh sevgilim diyemediğim sevgili

kaç sefere kaç sefer bindirdiğimi bilmem ama her sefere bir sen daha eklediğimi

ve günlerce gecelerce sırf dönersin diye yorulmadan aynı heyecanla beklediğimi bilseydin

biraz da olsa beni sevmeyi sevseydin döner miydin

.

.

yok Annem yok

yoruldum düşe kalka büyümekten

çok sevip hiç sevilmemekten

 

düşe kalka büyümek buysa

her geceye bir düş ekmekten

ve her sabaha da bir kalk biçmekten çok yoruldum çok

 

üşüyorum be Annem

çocukluğumu örtün artık üstüme

kırık ta olsa sallayın beni sallayabildiğiniz kadar ahşap salıncağımda

Allah kalkmayı nasip etmesin ki

yeminle bu sefer hiç düşmeyeceğim hayatın girdabına

sözüm söz hiç büyümeyeceğim Annem

 

yeter ki

güneşin gölgem

kokun nefesim olsun…

 

 

 

ilhanaşıcıhaziranikibinonaltı

 

 

 
Toplam blog
: 74
: 99
Kayıt tarihi
: 27.12.16
 
 

* aynaya baktığında kendini göremiyorsan suçu aynada arama... * zaman şeytan icadıdır an ise Ta..