Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Haziran '06

 
Kategori
İstanbul
 

Şehir hatları, şehirin hatları

kısa bir zaman önce oy attım.
şehirin kalbinden geçecek müstakbel vapurlar için.
gönüllerdeki iskeleye yanaşması istenilen gemiye gidiyordu oylar.
oyumu, gönlümdeki iskeleye yanaşmasını beklediğim gemi için attım.
şehir hatları vapurları, bu şehirin hatlarını çiziyordu.
vapurlara baktım. o kadar çok şey olmuştu.
ve vapur düdükleri aldı götürdü beni. içinde geçen yıllara gittim.
vapurlar şehirin içinden, ben de kendi tarihimden geçiyordum.
çocuktum. onbir yaşında bir yolculuk başladı.
önceleri sabah gidişi koparılan bir koçan vardı elimde.
jeton atmayı orada öğrendim.
lodos oldu sallandı. sis oldu gidemedi. yolculuk sürdü.
terör vardı. bir gün "bomba var" dendi vapurda.
küçük yaşın paniği atlattı beni Haydarpaşa rıhtımına...
o kadar çok şey oldu ki.belki vapurun içinde büyüdüm.
kiril alfabesinden anlamadım.
geminin ne demek istediğini anlamak için hep arkasını bekledim.
boğazdan geçen yabancı bandıralı bir geminin ne olduğunu,
liberya, la valetta, herhangi bir yerden gelip gidenleri,geçip giden yaşamları merak etmeyi de orada öğrendim.
konteynr kuleleri yükselirken limanda martıların simiti sevdiğini de öğrendim.

o kadar çok şey oldu ki...
el ele tutuşanlar, düşünenler, okuyanlar, uyuyanlar, düş kuranlar, söylenenler, içindekileri söylemeyenler, okula gidenler, işe gidenler, istanbul'a ilk gelenler, çabuk çabuk eşya pazarlayanlar ve çay paralarını hızla toplayan garsonlar...

insanlar geçiyordu gözlerin önünden. insanlardan çok geçen yaşamın kendisiydi.
lüks mevkiinin ne olduğunu, ön taraftan arkaya önceleri geçilemediğini vapurda öğrendim.
bir bir sabah okula giderken patladı "İndependenta".
o için için yanarken biz yanından geçtik günlerce.
o yanarken sönmüştü yaşamlar ve ürküten bir yığın olarak durdu
o kadar çok şey oldu ki...
lüks mevkii bitti.
hep iskele verilmeden atlandı.
halat bağlanırken, önce halata basılıp buluşuldu iskeleyle.
geceden sis düdükleri sabahın yolculuğu böldü.
vapurla gidilmeyen sabah, gidilmeyen sabahtı.
o kadar çok şey oldu ki...
aşık olup binmedim. aşık olarak hiç yanaşmadım.
ama “sarı-kırmızı” bir kaşkol götürdü bir başka aşka kimi zaman.
bir “gırgır” ya da bir “fırt”la paylaşmadım tüm yolu.
o kadar çok şey oldu ki...
kısa bir zaman önce oy attım.
şehirin kalbinden geçecek müstakbel vapurlar için.
gönüllerdeki iskeleye yanaşması istenilen gemiye gidiyordu oylar.
oyumu, gönlümdeki iskeleye yanaşmasını beklediğim gemi için attım
şehir hatları vapurları şehirin hatlarını da, beni de çiziyordu.

 
Toplam blog
: 10
: 447
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

1966. ..