Sen istersen her şey sana yardım eder

Simya, hem doğanın ilkel yollarla araştırılmasına hem de erken dönem bir ruhani felsefe disiplinine işaret eden bir terimdir. Paulo Coelho bu felsefeyi hayatında uygulayan Santiago'yla bize simyacılığı anlatmaktadır.

Bu kitabı seneler önce okumuştum. İnsana aradığı şeyi bulmasında ya da amacına ulaşmasında tabiat, insanlar, hayvanlar nasıl yardım eder demiştim? Evet edermiş, hem de delirdim ben dedirtecek kadar yardım ediyormuş. ''Mutluluğun gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan'' der yaşlı bilge Santiago' ya biz de amacımızı bilerek ilerlerken gözlerimizin sunduğunu doğru algılayıp, beynimizde doğru yorumlayalım, işin püf noktası burda gizli işte. Algılayabilmek ve doğru yorumlamakta. Kırmızı' yı siyah algılayan bir insanın göz problemi yoksa simyacılık sanatını öğrenmesine imkan yoktur, ya da yolumu kaybettim derken, rüzgarın esişini hissetmeyen kişinin yönünü bulmasına imkan yoktur. Algıladık peki, beynimiz de doğru yorumluyor muyuz? Fısıltıyı hissetmekle bitmiyor, hissedince o yöne dönüp yürümekte güzellik işte :). Simyacılık burda başlıyor. Yüreğini devreye sokuyorsun ve o yöne dönüyorsun. Bunun adı her ne olursa olsun; sezgi, raslantı, tercih, deneyim vs. mücevher dolu sandığı bulursun. Sen ararken sana her şey yardım etmiştir. Sevgini itiraf edemezken, bir ezgi duyarsın için çoşar, sevildiğini bilme hakkı olan kişiye sevdiğini söylersin.

Eğer gerçekten istiyorsak, her şey bize yardım ediyor, her birimiz bir simyacı olabiliriz . Santiago' nun bulduğu hazineye bizde sahip olabiliriz. Her birimizin aradığı hazineyi bulması dileğiyle :))