Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Kasım '17

 
Kategori
Beslenme / Diyet
 

Şişmandım Ezelden

Şişmandım Ezelden
 

Su içsem yarıyor


Nasıl başlayacağımı nerden başlayacağımı açıkçası bilmiyorum ama kafamda o kadar çok şey var ki hepsini adım adım yazmaya çalışacağım.

Yazdıklarımda gündemim, bloğun adından da belli olduğu üzere kilo ve kiloluların çektikleri olacak. Amacım sizleri sıkmadan ne çektiysem, neler atlattıysam bunları bir bir sizlerle bana göre eğlenceli (ama bunları yaşarken hiç eğlenceli değildi inanın) bir dille anlatmak.

Öncelikle kendimden bahsedeyim isterseniz. Ben 1978’in güneşli bir haziran gününde dünyaya gözlerini aç biri olarak açmış, konuşmaya başladığında yatarken sütümü, suyumu, çişimi şeklinde anne babasına seslenen, dişlerinin kaşıntısını yeri geldiğinde anneannesinin ona verdiği çiğ pırasanın suyunu tamamen emerek gideren, yenebilen her şeyden zevk alan ve sonuna kadar tüketmeyi seven, ilk okulda izci takımına seçilip kıçına uygun şort olmadığı için terzi olan dedesi tarafından şortu dikilen, askerliğini bando olarak yapmış ancak üzerine uygun yelek bulunamadığı için yeleği özel dikilen, herkes bir porsiyonla doyarken en az iki porsiyonla önce gözünü sonra midesini doyuran, kıçına göre pantolon zor bulunduğu, bulunanlar da rahat olmadığı için hayatının çok uzun bir dönemini sanki spor onun hayat tarzıymışçasına sürekli eşofmanlar giyerek geçiren, her daim terleyen, düğününde damatlığına kuşak takmak istese de beline göre kuşak bulunamadığı için kuşaksız damatlık giyen, hayatının neredeyse hiçbir döneminde bağdaş kuramamış, sahilde gitarla ateş başında bira veya şarap eşliğinde Akdeniz akşamları çalarken bile illa ki bir yere oturma gereği hisseden, kendine göre kemikleri iri dışarıdan bakıldığında ise 144kg kütleli bir adamım.

Sonuçta İster Müslüman olun ister Hıristiyan ister satanist olun ister deist ister Budist olun ister scientologist sonuçta insanlık tarihinin hele de günümüzün baş belası olan durumların başında kilo gelmekte. Yukarıda nispeten kendi başıma gelenlerin belki %1’ini sizinle paylaştım ama gelin bir de şişmanlar neleri rahatlıkla yapamaz onları anlatayım;

    Ayak tırnaklarını kesmek için ayağını yüksek bir yere koyup göbeğini iki büklüm sıkıştırıp her tırnakta kalkıp derin bir nefes almak zorundadır.
    Tabi ki özendiği hiçbir şeyi giyemez. Mesela ben yıllardır kotlarımı Mavi Jeans “Hasan” modeli almak zorundayım ki sadece mavi koca kıçlıları da düşünmüş.
    Düğünlerde halay başı olamaz çünkü en kısa sürede tıknefes olup halaydan kopar.
    Uyurken sağından soluna dönerken bile önce göbeğine danışır acaba bu harekete hazır mı diye
    Merdiven çıkamaz
    Aç kaldığında ve yemek bulamadığında kan şekeri düştüğü için ottan boktan sebeplerle kavga çıkarmaya hazırdır.
    Kan vermesi gerekse tombalak el ve kollarında damarları bulmak için binbir çaba sarfeden hemşireye acıyarak bakarlar. Çünkü genelde hiçbir zaman ilk sokulan iğnede o damar bulunmaz. Birkaç sefer denenmesi gerekir ki bu da sizin eroin bağımlısı gibi ortalıkta dolanmanıza neden olur. Haa tabi iğne eğer kıçınızdan yapılacaksa bu da o hemşirenin gözlerinin İstanbul’un göbeğinde bedava boş arsa sahibi olmuşçasına parlamasına yol açar. Sebep malum , alan geniş J
    Tuvalet konusu da derttir ha, alaturka tuvaletlerde taharet ayrı bir derttir kendilerine. Ha üstüme yaptım yapıcam derdi de cabası. O yüzden alaturka tuvaletten tırım tırım kaçarlar. Mecbur kalırlarsa da ya Allah deyip alt tarafı komple rahat bırakmak adına don pantolon ne varsa çıkarır girerler. Böylelikle dona sıçma derdi ortadan kalksa da taharet hala derttir. Neyse bu boktan muhabbeti daha fazla uzatmayalım.


Konular uzadıkça uzayacak ama siz hele bir bunlardan fikir edinin daha niceleri ve obezlikten sağlığa uzanan yolda geçirdiğim cerrahi operasyon ve sonrasındaki süreç gelecek önümüzdeki günlerde.


            Fit kalın , kalın olmayın

 
Toplam blog
: 2
: 125
Kayıt tarihi
: 17.11.17
 
 

Yıllarca yemeklere yenik düşmüş bir obezin obezite cerrahisi ile tanışıp yepyeni bir hayata başla..