Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '19

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Sosyal Medya Platformları...

       SOSYAL MEDYA PLATFORMLARINDA GÜVENLİK VE KÜLTÜR YOZLAŞMASI

      Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte bilgisayar, tablet ve telefonlar hayatımızın vazgeçilmez parçası haline geldi. Bunların kullanım amaçlarını, işlevlerini genişleten internet ise hayatımızın merkezinde yer aldı. Bu gelişmeler bizlere olumlu ve olumsuz yönleriyle birçok alanda işlem yapma fırsatı verdi.

       Bu yazımızda değinmek istediğim, fırsat olarak nitelendirdiğimiz unsurlardan biri olan, tüm insanlığın yanı sıra özellikle ebeveynleri ilgilendiren “Sosyal Medya” platformlarıdır. Sosyal medya çeşitli uygulamalarıyla uzun yıllar hayatımızda olsa da son on yıl içerisinde büyük bir gelişim ve değişim göstermiştir. Hâl böyle olunca bu şaşaalı ve ilgi çekici alanlarda var olma gayesiyle yediden yetmişe neredeyse her yaş grubu bu sosyal mecralarda bulunmaya başladı. Son dönemlerde yapılan araştırmalar ışığında internet kullanım yaşının vahamet uyandıracak şekilde düştüğünü, adeta madde bağımlılığı gibi insanların internet bağımlısı haline geldiğini söylemek mümkündür. Peki kendimizi, ailemizi ve en önemlisi çocuklarımızı bu önü alınmaz sanal alemde ne kadar güvende tutabiliyoruz, güvenlik konusunda endişelenecek neler var ve bunlardan nasıl korunuruz endişesi yaşıyor muyuz?

       Evvela çocukları bekleyen endişe verici durumlardan biraz söz etmek isterim. Günümüzde apartman kültürünün de etkisiyle çocuklar toprağı, doğayı, kendini keşfetmeden beton duvarlar arasında sanal alemdeki video ve oyunlarla hayatını sürdürürken gerçeklikten, aile sevgisinden yoksun kalıyor. Ne kadar eğlenceli ve eğitici oyunlar olduğunu düşünerek izin veriyor olsak da çocuklarımız bu oyun ve videolar karşısında adeta büyülenmişçesine düşünme eyleminden yoksun bir şekilde saatlerce kalabiliyor. Peki bu kadar ilgi ile izledikleri video yada gezindikleri siteleri kontrol altında tutabiliyor muyuz? Belki de tuttuğumuzu sanıyoruz. Çocuk aile bireylerinin yanından ayrıldıktan sonra tek başlarına kaldıklarında ebeveyn kontrolü olmaksızın bu sosyal mecralarda yalnız kalıyorlar . Bununla birlikte sizin kontrolünüz de bir kenarda kalıyor. Öyle ki bu durumlar istismara kadar ilerleye biliyor.

       Diğer taraftan onlu yaşlardan itibaren başlayarak bu yaş aralıklarında sayabileceğimiz çocuklarımız, gençlerimiz, ebeveynler sosyal medya platformunu nasıl ve ne amaçlar için kullanıyor? Bunları örneklendirerek anlatmak isterim. Bir bireye kendisinin fotoğrafını çekip bu fotoğrafları da kalabalık kamusal bir alanda tanımadığınız binlerce insana dağıtmayı teklif etseniz, alacağınız tek cevap “Ne münasebet! Böyle şey mi olur” du. Bunu diyen bir birey sosyal medya platformunda günlük onlarca fotoğrafını binlerin değil milyonların ulaşacağı şekilde servis ederken bir an dahi tereddüt etmiyor, kendilerini teşhir etmekten sıkıntı duymuyorlar. Öte yandan evimizin kapısını açık bırakıp her geleni içeri buyur eder gibi sosyal medya platformlarında her anımıza herkesin müdahil olmasını engellemiyoruz. Nasıl ki tanımadığımız bir insanı evimize buyur etmek şöyle dursun kapımızın önünden iki sefer geçse sorgularız. Ancak bu duyarlılığı sanal alem için bir kenara bırakıyoruz. Canlı yayınlarla aile hayatımıza varıncaya kadar servis ediyoruz.

       Aslında üstünde durmak istediğim başka bir konu da toplumumuzun kanayan yarası diyebileceğim; yozlaşma, kendi kültürümüze yabancılaşma ve özentiler ile başka bir hale evrilmektir. Bu sorunu kalıcı olması hassasiyeti ile hemen bir örnekle açıklamak istiyorum. Eskiden, aslında çok uzak sayılabilecek bir süre olmayan, dokuz on yıl öncesine kadar çocuklarımız elinde bir şeyler ile sokağa gidecek olsa “Evladım, yiyeceğini burada bitir, sokağa öyle git" deyip yiyeceği her neyse onu bitirtilir öyle gönderilirdi sokağa. Bir gören, canı çeken olur diye. Ancak günümüz de ne yazık ki bu anlayış rafa kaldırılmıştır. İnsanlar abartılı ve zengin sofralar paylaşıp israfın zirvesini yaşıyorlar. Bunu da hoş bir davranışmış gibi sosyal medya aracılığı ile sanal ortamlara servis ediyorlar. Bunun gibi daha nice insanlar olmadıkları karakterlere bürünerek, hiç sevmediği kafelere gösteriş olsun diye gidip, üstelik yer bildirimi yaparak bulundukları alanlara açık davet bırakıyorlar ve bunun gibi daha niceleri.

       İnsanlar hayatlarını sanal ortamlarda ulu orta yaşarlarken aynı zamanda rahatsız edilmemek ve güvenlik konusunda endişe duymamak istiyorlar. Oysa insanların ihtiyaç hiyerarşisinde üst sıralarda bulunması gereken güvenlik ihtiyacı alt sıralara itilmiş durumdadır. Bu sebeptendir ki hep bu alanda sorunlar yaşayan, dolandırılan, taciz edilen birçok insan var. Ancak buna rağmen hiçbir önlem alma ihtiyacı duymadan yine aynı hataları yapmaya devam ediyoruz.

      Bunların dışında sosyal medya platformlarındaki zamanı değerlendirme, verimlilik anlayışı gibi konuları ele alabiliriz. Hemen hemen yediden yetmişe çoğu insanın sosyal (?) medya hesabı mevcut. Bu durum öyle bir hal aldı ki internet bağımlılığı ile ilgili destek veren kuruluşlar ortaya çıktı. Daha doğrusu buna toplumlar ihtiyaç duyar oldu. 21.yy’ın bir hastalığı olsa gerek İnsanların sosyalleştiğini düşündüğü bu mecra tam aksine insanları asosyal bir hale getirmekte. Şöyle örneklendirecek olursak aynı masa etrafında toplanan bir kaç arkadaş telefonlardan kafasını kaldırıp bir biriyle iletişime geçmemekte, aile bireyleri bir araya geldiğinde yine aynı şey olmakta ve ebeveynlerin çocuklardan haberi olmamaktadır. Eşler arasında bile iletişim sorunu baş göstermekte ve aile temelleri sarsılmaktadır. Hâl böyle olunca kültürümüzü kendi evlatlarımıza aşılama, öğretme konusunda iletişim sorunu yaşamakta ve gelecek nesilleri kendimize yabancılaştırmaktayız. Bu yüzden kuşak farkı dediğimiz kavramın belirttiği makas aralığı git gide açılmaktadır.      Sosyal medya platformları ne kadar ilgi çekici ise bir o kadar da kirli ve nesli imha edici özelliklere sahiptir. Bundan dolayı bir slogan belirlemeli ve insanlara gelin hep birlikte sosyal medyanın afetlerinden kendimizi ve neslimizi koruyalım demeliyiz 

 
Toplam blog
: 38
: 64
Kayıt tarihi
: 24.09.19
 
 

Çalışma Eko.Uzm. "Sana, bana  ve vatanıma dair"    ..