Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Temmuz '09

 
Kategori
Psikoloji
 

Şu an ölecek olsanız, hayatınız hakkında ne düşünürdünüz?

Şu an ölecek olsanız, hayatınız hakkında ne düşünürdünüz?
 

Bu hayat sizin ve anbean sona eriyor...


Aslında o kadar yapmacık, sunnî ve anlık yaşıyoruz ki; anlatmak imkânsız. Kesinlikle bu gibi şeyleri yaşamanız gerekiyor. İlerde düşlediğiniz harika hayalleriniz var. Mühendis, doktor, asker ya da öğretmen olmak... Fakat sırtınızdaki ufak bir siyah nokta, size tarifi mümkün olmayan bir eziyet yaşatabilir.

Dün annem sırtımda ufak bir siyah nokta tespit etti. Kene olması büyük ihtimal. Hemen evden çıkıp hastaneye doğru yol aldık ama giderken öyle şeyler düşündüm ki... Kene ısırması sonucu hayatını kaybeden insanlar, kireçlenen mezarlar ve hedeflerim...

Pazar günü dere kenarında piknik yapmamış olsak, o şeyi gördüğüm an reddetmeme sebep olabilirdi. Lâkin balık tutmak için girdiğimiz çalılıklar, geçtiğimiz ormanlık alan dâhil hepsi sanki buna bir işaretti. Aklımdan pikniğe pazar günü gittik, bugünse çarşamba. 3 gün olmuş, hâlâ yaşama şansım olabilir diye geçiriyorum.

Bu sırada dışarıda gördüğünüz tüm insanların sizden daha şanslı olduğunu da düşünüyorsunuz. Kaldırımdan geçerken çarptığım şişman adama "önüne bak lan" diyebilecek kadar kendimi kaybetmiştim. Normalde çarpan kişi haksız bile olsa "kusura bakmayın" demeden gidemem; ama o düşünceleri yaşarken böyle cümleler kurabilmek mümkün değil.

Hastaneye yaklaştığınız her an kalp atışınız da doğru orantılı olarak artıyor. Hele bir de yanınızda iki göz iki çeşme ağlayan bir anneniz varsa, düşünceleriniz daha da karmaşık hâle gelebiliyor. Aklınızdan bir sürü olay geçiyor. Şu dedikleri "hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçtii" sözü âdeta buna adanmış. Kesinlikle doğru!

Hastanenin acil kapısından içeri adım attığınız anda aklınızda kırdığınız kalpler, yaşadığınız tüm kötü anılar bir bir sergileniyor. Bitti diyorsunuz, artık düzeltme şansım da olmayacak. Neyse, sonra apar topar cerrahi müdahale odasına alınıyorsunuz. Sonra uzmanlar kene diye tarif ettiğiniz noktaya bakıyor ve "Bu mu kene? Burada bir yara varmış ve zamanla kan toplamış" diyip anında orayı yok ediyor.

Gözlerinizi kapatıp sanki size yeniden armağan edilmiş bir dünyaya yine, yeniden, yepyeni bir göz kırpıyorsunuz. Belki de bu hayatınızın en vahim dersi oluyor ve şimdi kendinize yeni bir söz veriyorsunuz: İnsanları daha iyi anlayacak, daha çok güzel ilişki kuracaksınız. Size tekrar sunulan bu yaşama hakkını daha iyi kullanacaksınız.

Sevdiğim bir alıntı ile bitirmek gerekirse,

"Bizler paranın ve gücün karşısında boynunu eğmekten başka seçenek görmeyen zavallılar, bir gün neden böyle oldu dediğimizde, neden ben de o adam gibi olamıyorum dediğimizde, neden ve nedenlerle hayatımızı doldurduğumuzda anlayacağız aslında istediğimiz insan olabileceğimizi; içimizdeki diğer beni öldürünce..."

 
Toplam blog
: 16
: 560
Kayıt tarihi
: 10.03.09
 
 

Bursa'da öğrenim hayatını sürdürüyor. Henüz hayatının baharında olmakla birlikte, hayatı ve kendini ..