Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '20

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Tasarımın şampiyonu: YER

Son yıllarda yayınlanan yerli - yabancı birçok film, dizi ve tiyatro afişi, kitap ve albüm kapağı Yer Creative’in sihirli dokunuşlarıyla hazırlandı. ‘Yaratıcı fikirlerin tasarıma dönüştüğü yer!’ mottosuyla çalışmalarına devam eden Yer Creative, kazandığı ulusal ve uluslararası alandaki ödüllerin arasına bir yenisini daha ekledi.

Los Angeles’ta düzenlenen dünyanın en prestijli tasarım yarışmalarından Uluslararası Tasarım Ödülleri’nde (IDA – International Design Awards) National Geographic için tasarladıkları ’25 Litre’ afişi ile Grafik Tasarım, Basılı/Afiş kategorisinde altın ödül kazanan şirketin kurucusu Berkcan Okar, “Su krizine karşı aciliyet duygusunu uyandırmamız gerekiyordu. National Geographic’in ikonik sarı çerçevesinden yola çıkarak sanatçımızın eline günümüz ve gelecek arasında portal görevi gören bir resim çerçevesi yerleştirdik. Dışarıdaki yeşil ve sulak günümüz dünyası, çerçeve içindeki geleceği temsil eden kahverengi ve kurak dünya ile tezat oluşturarak hedef kitleyi yaklaşan krize karşı uyarma görevini üstlendi” dedi.

 

- Kitap, albüm, tiyatro, film afişleri gibi birçok bildiğimiz iş aslında sizin eseriniz. Bunlar size uluslararası alanda da önemli ödüller kazandırdı. Son olarak ‘25 Litre’ afişi ile Los Angeles’ta altın ödülü aldınız. 25 Litre projesini anlatabilir misiniz bize kısaca…

National Geographic Türkiye bu proje için büyük bir heyecan ile bize geldi. Bu heyecana biz de katılarak ilk adımları atmaya başladık. Ülkemizin su kaynakları gün geçtikçe azalıyor ve yakın bir zamanda büyük bir su krizi yaşayabiliriz. National Geographic bu duruma dikkat çekmek istedi ve Finish markası ile güçlerini birleştirerek ünlü sanatçı Gökhan Özoğuz’un da yer aldığı ‘25 Litre’ belgeselini çekti. Ancak hedef kitlemizde aciliyet duygusu uyandıracak bir pazarlama stratejisine ihtiyaçları vardı. Hem belgeselin ünlü yüzünü ön plana çıkaracağımız hem de bu sayede hedef kitlemizi gelecekteki olası bir kriz durumuna karşı harekete geçirecek bir tasarım gerekiyordu. Biz de National Geographic’in ikonik sarı çerçevesinden yola çıkarak sanatçımızın eline günümüz ve gelecek arasında portal görevi gören bir resim çerçevesi yerleştirdik. Dışarıdaki yeşil ve sulak günümüz dünyası, çerçeve içindeki geleceği temsil eden kahverengi ve kurak dünya ile tezat oluşturarak hedef kitleyi yaklaşan krize karşı uyarma görevini üstlendi. Belgeselin çok sayıda insan tarafından fark edilmesini sağlayan posterimiz sayesinde 25 Litre, National Geographic’in en fazla izlenen yerli yapımlarından birisi oldu.

- Yer Creative’in kurucusu ve Kreatif Direktörü olarak sizin hikâyeniz nasıl başladı?

Ben 1989’da İstanbu’da doğdum. Burada doğduğu için kendini şanslı hissedenlerdenim. Yanımdan ayırmadığım defter ve kalemlerimle birlikte büyüdüm. Üniversite yıllarıma kadar boş vakitlerimi hayalden tasarımlar yaparak ve farklı tasarımcıların işlerini inceleyerek geçirdim. Üniversite yıllarında farklı alanlarda, büyük projelerde çalışma fırsatım oldu. Üniversite sonrası 46 Magazine’in Görsel Yönetmenliği’ni yapmaya başladım. 10 yılı aşkın süredir sektörde Görsel Tasarımcı olarak yer alıyorum. 2019 başında kurduğum ve kreatif direktörü olduğum YER ile heyecanlı ve yaratıcı tasarımlar üretiyoruz.

- İlk tasarımlarınız ne üzerineydi daha çok? Nasıl yorumlar aldınız?

Çocukluğumdan bu yana renklere, çizime ve etrafta gördüğüm görsellere ilgim hep vardı. Küçükken başladığım karalamalar zaman geçtikce dijitale dönüşmeye başladı. Gazetelerden sevdiğim görselleri keserek yaptığım kolajlar, sevdiğim gruplara hazırladığım kapaklar derken ailemin ve çevremin güzel tepkileri görsel dünyada kalmamı sağladı. Etrafımda beni destekleyen, benimle heyecanlanan insanlar olduğu için kendimi şanslı hissediyorum.

- Bahçeşehir Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı okumuşsunuz. Farklı bir bölüm veya alan düşünmediniz sanırım.

Görsel İletişim Tasarımı ile üniversiteye giriş zamanı bölümleri araştırırken tanıştım. Tasarım, çizim, fotoğraf, video gibi görsel anlamda besleyip, seçilen alanda yürümemizi sağlayacak bir bölüm olduğunu gördüm. Şimdi dönüp baktığımda doğru bir karar olduğunu çok net görebiliyorum.

- YER Creative ne zaman, neler yapmak için kuruldu?

2019’un başında kuruldu. Kültür, sanat ve eğlence sektöründe yurt içi, yurt dışı birçok sinema ve televizyon projesinin görsel tasarım kampanyalarını hazırlıyoruz. İşlerimiz arasında Arif V 216, Housewife, Invisible Heroes, Sully, Bizim İçin Şampiyon, Kovan, Green, Zer, Eve Dönüş, Bitmiş Aşklar Müzesi gibi sinema filmlerinin yanı sıra Muhteşem Yüzyıl, Bir Aile Hikayesi, Poyraz Karayel, Güllerin Savaşı, Kurtlar Vadisi gibi yapımlar bulunuyor. Hazırladığımız tiyatro afişleri arasında ise Ferhangi Şeyler, Kürk Mantolu Madonna, Closer, Doğu Demirkol, Tartuffe, Çıplak Vatandaşlar, Üçü Bir Arada gibi oyunlar yer alıyor.

Bunun dışında 150’den fazla albüm kapağının tasarımını yaptık. Bunların arasında Şebnem Ferah, Athena, Kenan Doğulu, Ebru Gündeş, Yalın, Merve Özbey, Selami Şahin, Halil Sezai, Tuna Kiremitçi gibi isimler var.

Son olarak hazırladığımız kitap kapak tasarımlarında beraber çalıştığımız yazarlardan bazıları için de Şebnem Burcuoğlu, Yılmaz Özdil, Ali Deniz Uslu, Celal Şengör, Buğra Gülsoy, Sinan Meydan, Zafer Algöz gibi isimleri sayabilirim.

EN HEYECANLISI TASARIMLARI SOKAKTA GÖRMEK

- Peki, tek başına kafanda binbir düşünceyle oluşturduğun bir tasarımın daha sonra böyle ödüllendirilmesi size neler hissettiriyor. Özellikle uluslararası alanda görünür olmak neler sağlıyor?

Bizi ayakta tutan şeylerden en önemlisi, hayallerimizin bir gün diğer insanlar tarafından görülebiliyor olması. Her proje başlangıcında yeni bir beyaz sayfa olarak önümüze geliyor. Benim, ekibin, müşterinin fikirlerinin birbiriyle çarpıştığı ve ‘Daha yaratıcı neler yapabiliriz?’ dediğimiz toplantılar sonrası böyle güzel işler ortaya çıkıyor. 25 Litre de bu işlerden biriydi ve uluslararası bir yarışmada kategorisinde altın ödül alması hepimizi çok mutlu etti. İnandığımız ve arkasında durduğumuz bir işin ödüllendirilmesi, hem heyecanımıza heyecan katıyor hem de motivasyonumuzu artırıyor. Uluslararası yarışmalarda görünür olmak, ödüller almak oralardan gelebilecek işlere kapı açıyor. Bu yüzden yarışma için iş yapmak yerine, yaptığımız işin yarışmaya yollanması çok daha doğru.

- Bir tasarımın hikâyesi nasıl ilerliyor? Yeni bir proje ile biri kapınızı çaldığında adım adım neler yapıyorsunuz?

Her hikâye yukarıda söylediğim gibi boş beyaz bir sayfa ile başlıyor. Müşterinin isteklerini öğrendikten sonra geniş bir araştırma sürecimiz başlıyor. Araştırmalar sonrası sunumlar ve toplantılar yapılarak çıkan fikirlerin üzerine tartışılıyor. Bunların sonucunda artık iki taraf da ne istediğini biliyor ve projenin tasarım sürecine başlıyoruz. Hazırlık süreci ne kadar uzun ve detaylı olursa sonraki kısım o kadar hızlı ve sağlıklı ilerliyor. En heyecanlı ve güzel süreç ise tasarımlarımızı sokaklarda, insanların ellerinde görmek.

- Tasarımda olmazsa olmazlarınız nelerdir? En çok nelere önem veriyorsunuz?

Tasarımda denge, renk ve detay benim en çok dikkat ettiğim ve bunu hissettirmeyi sevdiğim olmazsa olmazlarımdandır. Negatif-pozitif alan kullanımı, görseli hikâyeleştirme ayrıca beni heyecandıran tasarım unsurlarındandır.

FERHANGİ ŞEYLER’İN YERİ AYRI

- Bu süreçte sizi en çok ne zorluyor? Çünkü sizinle iletişime geçenlerin genelde kafasında bir görüntü olduğu gibi ne istediğini kesinlikle bilmeyenler de çoktur…

Artık görsel bir dünyada yaşıyoruz. İş yapan herkes ne yapıyor olursa olsun kafasında bir görselde hayal ediyor. Bu yüzden ilk görüşmeler hep karşı tarafın fikirlerini dinleyerek geçiyor. Bize yaratıcı ve yenilikçi tasarımlar yapmak için gelirlerken bizim hayal gücümüzü sınırlamaları ve bizi farklı şekilde kullanmaya çalışmaları iki tarafı da zorlayan bir süreç oluyor. Bu fikirlere bizim katkımızın olmayacağı durumlarda projeyi almamanın daha doğru olduğunu düşünüyoruz.

Ne istediğini bilmeyip gelenler ise bizim fikirlerimize açıksa ilerleyebiliyoruz ama hem fikri olmayıp hem de bizim fikirlerimize açık olmayan müşteriler bizi gerçekten çok zorluyor. Bu durum iki tarafı kitlediği için hiçbir şekilde hareket etme alanımız kalmıyor.

- En çok keyif aldığınız çalışmalara örnek verebilir misiniz?

Şimdiye kadar yaptığım birçok işin benim için yeri ayrıdır ama Ferhan Şensoy’un ‘Ferhangi Şeyleri’i unutamadığım afiş tasarımlarının başında gelir. 1987'den bu yana aralıksız sahnelediği tek kişilik oyunu için her 500 oyunda bir afiş yapılıyordu. Ben de 2000. kez oynayarak dünya rekoru kırdığı oyun için özel afiş tasarımını yapma şansı buldum. Bundan dolayı bu özel afişin bende çok ayrı bir yeri vardır. Cem Yılmaz'ın Arif V 216 filmi için baştan sona hazırladığımız farklı afiş tasarımları da sevdiğim işlerim arasındadır. Muhteşem bir kadro ile birlikte çekimleri yapıp onlarla bu tasarım sürecini yürütmek ayrı bir keyifti.

HEP HAZIR OLUN!

- Görsel tasarım mesleğini nasıl görüyorsunuz? Sizce Türkiye’de bu işin eğitimi yeterli düzeyde mi? Bu alanda ilerlemek isteyen gençler neler yapmalı?

Tasarım Türkiye’de bence çok kuvvetli bir alan. Özellikle son yıllarda çıkan ve dünyada duyulan kişiler, işler bu alanın yolunun daha hızlı açılmasını sağlıyor. Eğitim konusunda asıl olay öğrencilerin kendisinde diye düşünüyorum. İstekleri doğrultusunda çalıştıkları sürece eğitimin katkısı kat ve kat artabiliyor.

Gençlere söyleyebileceğim öncelikle yaptığınız işi sevin. Bol bol deneyin, gezin, çizin, karalayın, fotoğraf çekin, kitap okuyun, konserlere gidin, doğada vakit geçirin… Tasarım her gün gelişmeye açık bir meslek. Trendler, sevilen renkler, tasarım dili sürekli değişime açık. Kendi tarzını yaratıp farklılık yaratmaya çalışın. Karşınıza çıkan ve sizi üzen sorunlara karşı daha hırslı bir şekilde sağlam adımlarla ilerleyin. Saygılı olun, işinizi yapın ve en önemlisi hep hazır olun.

 

 
Toplam blog
: 22
: 48
Kayıt tarihi
: 03.01.19
 
 

Lisansını Süleyman Demirel Üniversitesi iktisat ile halkla ilişkilerde, yüksek lisansını ise Marm..