Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Dilan Baransel Sağlık İletişim Danışmanı

http://blog.milliyet.com.tr/dilanbaransel

26 Nisan '17

 
Kategori
Halkla İlişkiler
 

Televizyona çıkmak mı yoksa televizyonda konuşulmak mı?

Televizyona çıkmak mı yoksa televizyonda konuşulmak mı?
 

İngiltere’nin Hasting kasabasında yaşamış olan John Logie Baird 1923 yılında televizyonu icat ederek “Medyanın Aslan Kralı”nı hayata geçirdi.
 
Televizyon serüveni Türkiye’ye 1952 yılında geldi. Yıllar geçtikçe herkesin evinde yer almaya başlayan televizyon, kendini geliştirmeye devam etti ve Türkiye’nin ilk özel kanalı 1990 yılında hayatımıza girdi. Türkiye’nin ilk özel kanalında ilk ana haber spikeri TRT kökenli Gülgün Feyman’la başlayan bu süreç, hız kesmeden özel kanalların ardı ardına açılmasıyla devam etti.
 
John, televizyonu icat ederken 93 yıldır zirvede kalacağını ve halen günümüzde en önemli mecra olabileceğini, televizyon sayesinde dünyaya yeni iş dallarının açılacağını biliyor muydu, bilemiyorum ama bildiğim bir konu var. O da televizyon hem yeni sektörler yarattı hem de kitleleri derinden etkileyen bir mecra olmayı başardı.
 
Dönemimizin Krizi Medya Kirliliği!
 
İletişim çalışmaları artık 1990’lı yıllarda yapılan iletişim çalışmaları kadar kolay değil. Medya kirliliği havuzunda bir haber çalışmasını kitlelere etki ederek göstermek ise hiç kolay değil. Bu süreç PR alanında her sektör için geçerli. Ancak biz kendi alanımıza değinirsek; sağlık reklam ajansı olarak pek çok sağlık reklam firmaları bugün doktorlara ve hastanelere iletişim çalışmaları sunmakta. Sağlık sektöründe iletişim çalışmaları ise her yıl çok daha fazla talep edilir halde. Bunun sebebi ise medya kirliliği diyebiliriz. Artık doktorlar ve kurumlar söylemek istediklerini hedef kitlelere sunmakta güçlük çekiyor, sunsa bile hedef kitlesinde etki yaratamıyor.
 
Ses Getirmek İçin 2 Saniyeniz Var!
 
Günümüzde yolda, işte, evde ve arabada sürekli reklam – PR çalışmalarıyla karşılaşmaktayız. Sürekli birileri tarafından gözümüze sokulmak istenen mesajlarla gün içerisinde karşılaşıyoruz. Bir süre sonra bu mesajları görüyor ama algılama süzgecinden geçirmeden beynimizden silip gidiyoruz. İşte böyle bir bilgi kirliliği içerisinde hedef kitlenizi nasıl etkileyebilirsiniz?
 
Unutmayın ki PR çalışmalarında içerik kraldır. İçerik ne kadar güçlü ise etkisi de o kadar güçlü olur. PR çalışmalarında seçeceğiniz sağlık reklam ajansı ya da sağlık iletişim danışmanlık firması büyük önem taşımaktadır. Etkili bir PR yaratmak için danışmanlığınızı yapan sağlık reklam ajansı, sizi iyi gözlemlemeli ve sizi parlatacak içeriği çımbızla çekerek içeriğe anlam katacak bir içerik üretimi yapmalıdır. Bu iyi bir sağlık reklam ajansının size sunacağı ilk adımdır. İkinci adım ise; etkili bir medya planı ile bunu şova dönüştürmektir. Üretilen içerik hangi mecra için uygun önce bunun belirlenmesi gerekir. Daha sonra seçilen medya aracında en etkili mecra belirlenerek bu mecrada haberi haber şeklinde vermektir. İşte o zaman hedef kitleniz tarafından konuşulan biri olur ve televizyonu da hakkı ile kullanmış olursunuz.
 
Haber içeriğiniz çok iyi olabilir ama yanlış bir medya planı ile yanlış bir televizyon kanalında haberinizin yayınlanması, haberi harcamaktan ve sizi de televizyona çıkmak için çıkarmaktan başka bir işe yaramaz.
 
Siz hangisini tercih edersiniz?

Dilan Baransel
Sağlık İletişim Danışmanı

Sağlık iletişimi hakkında sorularınız için
dilan@dilanbaransel.com


Bir başka yazı: Sağlıkta butik iletişim
Facebook
Instagram
Youtube
 
Toplam blog
: 5
: 67
Kayıt tarihi
: 02.03.17
 
 

Halkla İlişkiler ve Reklamcılık eğitimimi tamamladıktan sonra iletişim sektöründe bulunulması ger..