Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '07

 
Kategori
Sınavlar
 

Tercih Nasıl Yapılır: Böyle... (TBY) - 2

Tercih Nasıl Yapılır: Böyle... (TBY) - 2
 

Tercih konusunda iyi düşünün, net karar verin. Karar vermekten korkmayın; kararsızlıktan korkun. Ne olursa olsun, hayata olumsuz bakmayın. İç ve dış etkileri ve etkenleri, hiçbir zaman unutmayın.

İnsan, yaşadığı müddetçe iç ve dış etkenleri etkisindedir. Biz kendimize mani olmadığımız sürece başkaları bize engel olamaz. Biz kendimize yardım etmediğimiz sürece başkaları bize yardım edemez. İhtiyaç, istek, inanç, irade, güven, sevgi, azim, sabır, cesaret, coşku gibi olumlu iç etkenlerimizin etki kuvveti azalmış; korku, kaygı, ümitsizlik, stres, tembellik, gevşeklik, imkansızlık, kararsızlık gibi olumsuz iç etkenlerimizin saldırısı ile içimiz zayıflamışsa, dış etkenler bize fayda vermez, veremez.

İçimizin kavgasından ve karmaşasından kurtulmadan, dışımızdaki güzellikleri göremeyiz ki, istifade edelim. Bu halde değil her türlü hazırlık yapmak, bizi bilginin kazanında fokur fokur kaynatsalar da kalıcı bir gelişim, olumlu bir değişim olmaz. Bütün bilgileri bir çipe kaydedip beynimize yerleştirseler ve o büyük günde kazanmamızı sağlasalar da, bu, hayatta kazanmamıza yetmez. Yani başarı, ilk önce insanın içinde başlar.

İçini halledemeyen biri, dışını halledemez, dış etkenlerden gerektiği kadar faydalanamaz. Çünkü iç etkenler kalıcı, dış etkenler geçicidir. Kış gelince siyah ve kalın giysiler, yaz gelince açık renkli ve ince giysiler giymek gibi.
Başarı için ilk adım; insanın kendini tanımasıdır.

İnsanların çoğu kendisine yabancıdır. Kendisi ile küstür. Kendisi ile kavgalıdır. Bu insanlar, kendini tanımayan, keşfedemeyen dolayısı ile kendini hiçe sayan kişilerdir. Bunlar, hep başkası olmak, başkaları gibi olmak isterler; başkalarını taklit ederler.

Bu başkalaşma eğilimi neticesinde, her zaman kendileriyle çelişirler ve çekişirler. Bu çelişme ve çekişmeler, kişileri her yönde olumsuz etkiler, başarısız kılar. Çünkü çoğu insan, kendi gerçekleriyle karşılaşmaktan yani artısı ve eksisiyle kendisiyle tanışmaktan korkar.

Ne zaman ki kişiler;
- kendisi ile tanışır,
- eksilerini artıya dönüştürür,
- eksiklerini tamamlar,
- artılarını artırır; başarılı olur.

Çünkü, kişinin kendisi ile tanışması kadar mutluluk verici ve ateşleyici bir şey yoktur.

Siz; ilk önce kendinizi tanıyın. Ailenizi, alternatiflerinizi, çevrenizi, rakiplerinizi; kısacası hayatı tanımayı ihmal etmeyin. Hayata daha fazla sarılmak, mutluluğu yakalamak, zirvede olmak için kendinizi sevin. Hedef belirleyin, çalışın, kararlı, tutkulu, umutlu ve cesur olun, bencil davranmayın. Kendinizi hayatın yeniliklerine göre yetiştirin.

Bunlar olmadıktan sonra nereye giderseniz gidin, nerede olursanız olun, ne yaparsanız yapın başarılı olamazsınız; olduğunuzu zannedersiniz. İçiniz ne kadar dolu, gününüz ne denli yoğun olursa olsun teneke olursunuz. Gün gelir mutlaka hurdacının eline düşersiniz. Çünkü teneke ancak hurdacıda para eder.

Önce kendinizi tanıyın. Tanımadığınız biri hakkında nasıl ve neye göre karar verirsiniz? Verdiğiniz kararın doğruluğundan nasıl emin olabilirsiniz? Kendinizi tanımadan nasıl başarırsınız? Önce kendinizi tanıyın, kendinizi.

Kendisini tanımayan, kendine hakim olmaz.

Kendinizin hakimi değilseniz, başkasının mahkumu olursunuz. Kendini tanımayan, kendine hakim olamaz. Kendine hakim olamayan, başkasına mahkum olmaya mecburdur.

Mahkum mu olmak istersiniz, hakim mi?

Sevinçten gözleriniz ışıldayarak "Elbette hakim olmak isterim" dediğinizi duyuyorum.

Öyleyse kendinizi tanıyın! Kendini tanıyan kişinin bir başarısızlığı, tanımayan kişinin elde ettiği sayısız başarıdan daha kazançlıdır.

Kendini tanımak; her gerçeğin, her bilginin, her güzelliğin, her değişimin ve gelişimin ve de gerçek başarının özüdür. Çünkü sen kendini tanıdığın zaman, başkası olmadığın gibi başkasına mahkum da olmayacaksın. Başkalarından olumsuz etkilenmeyecek, başkalarına bağımlı da kalmayacaksın.
Başarının bize gönderdiği davetiyede altın harflerle şunlar yazılıdır:
Başkası olma kendin ol,
Böyle çok daha güzelsin.
Ya gel bana sahici sahici,
Yada ancak gidersin.
Sevinciniz çoğaldı, gözlerinizde ki ışıltı arttı. Memnun ve minnettar bir edaya büründünüz.

"Teşekkür ederim. Ne güzel anlatıyorsunuz ya. Siz anlattıkça bütün sıkıntı, dert ve streslerimizden kurtuluyoruz. Sizinle her zaman görüşmek isteriz. Kusura bakmayın, size bir şey ikram etmeyi unuttuk. Ne alırsınız?"

"Bir şey almayacağım, sağ olun. Asıl sizler kusura bakmayın, ben böyle habersiz ve aniden dalıverdim hayatınıza."

"Hayatımız son günlerde çok hareketli. Gelen giden, giren çıkan belli değil. Keşke hayatımıza giren herkes sizin gibi olsaydı, sizin gibi nazik ve anlayışlı davransaydı."

"Haklısınız. Bir kimse, kendisine yapılmasını istemediği şeyleri başkasına yapmasa, kendisi için istediğini başkaları için de istese Peygamberlerin ahlakını yaşamış olur. Herkes kendisine gösterilmesini istediği nezaketi başkasına gösterse, kendisine anlayışlı davranılmasını istediği kadar başkalarına anlayışlı davransa, her şey ve her yer güzelleşir."
İşte tercih böyle yapılır...

 
Toplam blog
: 20
: 754
Kayıt tarihi
: 05.07.07
 
 

Bilinç Organizasyon Reklam Pazarlama Özel Eğitim Danışmanlık San. ve Tic. Ltd. Şti.'de Yönetim Ku..