Türkiye'de Eğitim Sistemi

Soru: ‘’Nasıl bu kadar çok güldürebildiniz ? ’’

Rıfat Ilgaz: ‘’ Eskiden idamlar sabaha karşı yapılırmış. Belli bir süre sonra idam yaklaştığında tüm dükkanlar açılmaya, esnaf satış yapmak için bağırıp çağırmaya başlamış. ’’

‘’ Bunun üzerine aileler de o saatlerde sokağa çıkmaya başlamış ve idam vakitleri panayır havasına bütünmüş. Sonuçta da ölen bir adama bakarak gülen bir halk görüntüsü oluşmuş. ’’

‘’Ben de çöken eğitim sistemini anlattım. Hepimiz ölen bu sisteme bakarak güldük. ’’

Yukarıdaki röportaj hepimizin tekrar tekrar izlemekten sıkılmadığı hababam sınıfının yazarı Rıfat Ilgaz'a aittir.

Türkiye'de en çok değişen sistemlerden birisi de eğitim sistemidir. Her gelen bakan kendince doğru olduğunu düşündüğü sisteme geçmiştir. Ama nedense sorun bir türlü çözülememiştir. Çünkü bunun sebebi bellidir. Sınava dayalı ezbere dayalı bir sistem vardır. Öğrenciler bilgiyi öğrenmek yerine onları sınavı geçeceği bir araç olarak görmektedirler. Oysaki sınavların amacının bilgiyi öğrenmek olması gerekmektedir. Bunun sebebi de sınavlar bizim hayatımızın olmazsa olmazı haline gelmiştir.

Bir misafir ortamına girersin ilk başta sordukları soru öğrenciysen eğer: Derslerin nasıl, sınavlar nasıl gidiyor. okul nasıl bunun gibi sorular. Belli bir yaşa geldikten sonra o sınav sonuçlarının eğer birşey öğrenemeydiyseniz. O sınavları geçmenin hiçbir anlamı yoktur. TEOG, YGS, LYS bu sınavlar insanlar için hayati boyutlara gelmiş durumdadır. Bu insanlar üzerinde stres, baskı oluşturmaktadır. Kişi önce TEOG, sonra YGS LYS derken üniversiteye giriyor. Sonrasında şansı varsa iş buluyor. Şansı yoksa ülkemizdeki milyonlar gibi işsizler kervanına katılıyor.

Bence burada çoğu kişi çoğu öğrenci sistemin kurbanı olmaktadır. Ezbere dayalı bir sistemimiz mevcuttur.

En basiti işe ilk başladığımız telefonla konuşmak bile yeni başlayanlar için işkence olmuştur. Sistemimizin ezbere dayalı değil de daha çok uygulamaya dayalı bir sistem olması gerekmektedir.

Gün gelir iyi bir eğitim sisteminin gelmesi umuduyla....