Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Temmuz '18

 
Kategori
Güncel
 

Türkiye'de Okur - Yazar Olmak

Türkiye'de Okur - Yazar Olmak
 

Okur yazarlık oranımız ülkemizde maalesef çok düşük yüzdelerdedir. Okur yazarlık bir ülkenin gelişmişliğini ve eğitim düzeyini gösteren en önemli göstergelerden biridir.

Bulunduğumuz coğrafya ve diğer gelişmiş coğrafyalara göre maalesef eğitim sistemimiz ve bunun sonucu teknolojik gelişmemiz ve sanayileşmemiz çok düşük seviyelerdedir.

Okur yazarlık göstergeleri sadece o ülkenin veya coğrafyanın eğitim sistemi profilini çıkarmamıza yardımcı olmaz aynı zamanda o ülkenin teknolojik gelişime açık olup olmadığını ve demokrasi kavramının tam yerleşip yerleşmediğinin de göstergesidir.

Ülkelerin okur yazarlık oranlarını en objektif olarak ülkelerdeki gazete sayılarından ve basılı tirajlarından öğrenebiliriz.Dünya sıralamasına giren ilk 10 gazeteden 5'inin Japonlara ait olduğu ulusal bir çok konferans ve basılı yayınlarda dile getirilmiştir. Sıralamaya göre o gazeteler 15 milyon, 12 milyon, 5 milyon, 4,7 milyon, 4,5 milyon tiraja sahip. Daha sonra Almanya'dan, Çin'den, İngiltere'den, Amerika'dan vs. gazeteler sıralamaya dahil oluyor ve milyonlarca satıyor.

Bir diğer ve önemli bir istatistiki bilgide şöyle ki, Dünya Gazeteler Birliği'nin (WAN) açıkladığı rakamlara göre 123 milyon nüfusa sahip Japonya'da toplam gazete satışı 70 milyon. Nüfusu bize biraz daha yakın sayılabilecek (82 milyon) Almanya'da toplam gazete tirajı 22 milyon. 300 milyon insanın yaşadığı Amerika'da 48 milyon gazete alınıyor.Türkiye'de toplam tiraj 5 milyon üzerine çıkamıyor.

Yukarıdaki istatistiki bilgilere bakarak şunu rahatça söyleyebiliriz ki Türkiye'de toplum gazete okumuyor, dolayısıyla dünya ve ülke gündemini takip etmiyor.Bunun bir çok sebebi elbette var ama en önemlisi eğitim sistemimizde yıllarca çocuklarımıza okuma alışkanlığı edinebilecekleri şartlar sağlanamamış ve özendirilememiş olmalarıdır.

Günümüz teknolojinin baş döndüren bir hızla gelişmesi ve teknolojinin hayatımıza girme yaş oranının her geçen yıl daha aşağıya indiği bir dönemde yaşamaktayız. Bu hızlı gelişim özellikle basılı yayınlar dediğimiz kitap, gazete ve dergi basımlarını doğrudan olumsuz yönde etkilemektedir.Daha 35-40 yaşlarındaki bizlerin bile öğrenim boyunca hep elimizin altında olan ve hatta bir çok ailenin alamadığı toplu bilgi kaynağı olan ansiklopediler şu anda kayboldu ve unutuldu.

Daha önceki yıllarda her evde bulunan ansiklopediler çocuklar ve aileler için en büyük başvuru kaynağı olduğu için ne kadar çok önem arz ediyordu. İnsanlar maddi imkanları elvermese bile çeşitli yolar ile ( gazete kuponuyla, taksit ve ikinci elden temin yolu ,...) çocuklarının eğitimi ve öğrenme alışkanlıklarını edinebilmeleri için tedarik ediliyordu.

O günler çok çabuk unutuldu ve şu an yaşadığımız zamanda teknolojik atılımlar sonucu artık tüm bilgilere bilgisayarlar ve internet üzerinden kolayca ulaşılabiliyor. Bu teknolojinin bizlere sunduğu kolaylıklar ile maalesef ülke insanlarımızın ve özelliklede gençlerimizin okur yazarlık oranlarına olumsuz etkiler yapmaktadır.

Günümüz teknoloji çağında okumuyor sadece teknoloji tüketiyoruz. Teknolojiyi okuma yönünde değil sadece eğlence ve sosyal iletişim aracı olarak kullanıyoruz.Bu olumsuz bir çok yanı tarafında ufakta olsa bir yararlı yönü var ki oda teknoloji kullanıcılarının amatörce de olsa yazarlık serüvenlerine soyunmalarıdır. Kimi teknoloji kullanıcıları kendi yazı web bloglarını açarak kimide sosyal iletişim ağları üzerinden düşünce ve bilgi birikimlerini kendilerini takip eden başta yakın arkadaşlarına olmak üzere aktarmaya çalışıyorlar.

Ülkemizde ki gazete ve kitap satış rakamlarının düşüklüğünü düşünür isek sanal alem dediğimiz ortamlarda hızla artan yazı-düşünce web bloglarının nasıl böyle hızla çoğaldığı ayrıca irdelenmesi gereken bir konu olarak önümüzde durmaktadır.

Yazar terimi, aslında yazılı bir iş üreten herkes için kullanılabilmekle birlikte, genelde yaratıcılığını kullanarak profesyonel bir şekilde eser üreten veya farklı formatlarda çok sayıda eseri olan kişiler için kullanılır.Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere internet ortamında yapılan yazarlık denemeleri yazarlık olarak değil belki deneme yazıları olarak görülebilir. Bu gösterge bile düşünce ve görüşlerimizin ifadesi için önemli bir gelişme olarak görülebilir.

Okuma-yazma bilen herkes ise okuryazardır. Okuryazar kelimesi anlamından da anlaşılacağı üzere yazmadan önce okur olmak gerekliliği sanırım öne çıkmaktadır. Çünkü yazmak ve okuyuculara doğru bilgileri ve isabetli düşünceleri sunmak için çok okumak gereklidir. Yazar olmak bir kaç kitap okumak ve gazetelerin,dergilerin sadece başlıklarını okumak ile olunamayacak  kadar sorumluluğu büyük bir meslektir.

Okur-yazar olmak bireyin olduğu kadar bulunduğu ülkenin geleceğini de etkileyebilecek bir faktördür.Bunu göz önünde bulundurarak okur-yazar bireyler olmalı ve geleceğimiz için çocuklarımızı okur-yazar bireyler olarak yetiştirmeli ve onlara yol gösterici olup, ışık tutmalıyız.
 

 
Toplam blog
: 3
: 349
Kayıt tarihi
: 20.07.18
 
 

Okur-yazar olmak bireyin olduğu kadar bulunduğu ülkenin geleceğini de etkileyebilecek bir faktörd..